5 Aralık 2019 Perşembe

BİR OYUN OLAN YAŞAM


BİR OYUN OLAN YAŞAM

Kolayca anlaşılacağı üzere., insan her şeyi kontrol ederse oynayabileceği hiçbir oyunu olmayacsktır. Her şeyin önceden bilindiği, süprizlere hiç yer olmayan bir yaşam düşünün. Bu büyük bir cehennem değil de nedir?

Her şeyi mutlak biçimde kontrol edebilen bir kişi doğal olarak ileride karşılaşacağı her şeyi de mutlak olarak bilecektir. Yaşamını ilgilendiren tüm gelişmelerin yönünü ve etkilerini önceden biliyor olmak ise onun hiçbir şeye gerçek anlamda ilgi duymamasına yol açacaktır.

Yaşam bir oyundur. Burada, “oyun” sözcüğünü özellikle bile bile kullanıyoruz. Insan, zaman zaman içinden çıkılmaz bir hal alan yaşam savaşına adapte oluyor. Artık hayatta neşe, keyif diye bir şeylerin olduğunu unutacak, yaşamın içinde eğlence gibi şeylere de yer olduğuna inanmaz hale gelecektir. Gerçekten de insanlar otuzlu yaşlarına vardıklarında her şeyden zevk alabildikleri çocukluk çağlarının nereye uçup gittiğini merak etmeye başlarlar. Bu durumdaki kişiler, “yaşamın zevkleri” denen şeylerin bir aldatmaca olup olmadığını sorgulamaya başlayıp, yeni insanlarla tanışmak ve değişik şeylerle ilgilenmenin yararsız olduğunu düşünürler. Çünkü bütün bunlar hayal kırıklığından başka bir şey kazandırmayacaktır. Öyle insanlar vardır ki kaybetmenin büyük acı vereceği inancından hareketle: bir şeylere sahip olup incinmektense, hiç sahip olmamayı tercih etmişlerdir. Bu tür kişiler için varlık içinde yaşamaktansa, kıt kanaat geçinmek daha üstündür. Çünkü ellerindeki kaybetmeleri halinde kaybın vereceği acı daha az olacaktır.

Ancak ne derseniz deyin, yaşam yine de bir oyundur. Futbol veya basketbol bir oyun olduğu ilk bakışta anlaşılabilir. Ama kişi sabahın köründe kalkıp, gecenin bir vakitlerine kadar yorucu ve meşakkatli işlerle uğraşıp didindiğinde ve üstelik layıkıyla takdir bile edilmediğinde, yaşamı bir oyunmuş gibi görmek pek kolay olmasa gerekir. Bu durumdaki insan, büyük ihtimalle yaşamın hiç bir oyuna benzer bir yönü olmadığını düşünecektir. Fakat yine de yaptığımız bir çok deney açıkça göstermiştir ki yaşam: duygusal ton ( halleri) ve koşulları ne olursa olsun, temelde bir oyundur ve oyunla aynı unsurları taşımaktadır.

HER İŞ BİR OYUNDUR.

SERBESTLİK, ENGELLER ve AMAÇLAR.
Tabiki çok daha kapsamlı faktörler de yer almaktadır oyunda ve bunların hepsi faktörler arasında en önde gelenler: oyunda bir rakip veya düşmanımızın olması ve aşılacak sorunlar bulunması gerekliliğidir. Diğer bir gereklilik ise karşılaşılan durumlarla başa çıkabilecek bireysel yeterliliktire. O halde hayatı dolu dolu yaşayabilmek için, “öylesine yapılan şeylerin” ötesinde daha yüksek amaç ve hedeflere sahip olunmalıdır. Bunun dediğimiz türden bir amaç olabilmesi için de söz konusu bu amacın gerçekleşmesini önlemeye yönelik karşıt amaçların mevcudiyeti gerekir.

İLLEDE BİR OYUN OLMALIDIR. Eğer bireyler ruhsal ve bedensel açıdan sağlıklı iseler: ellerinin altındaki açıkça görünen en uygun oyunu seçerler

yok, eğer değilseler ve yakın çevrelerini kontrol etmekte de yeterli olamıyorsa, kendi iş aletleriyle oynamaya başlarlar.

Eğer bir insanın rakipleri ve sorunları yoksa ve kendininkine zıt amaçlarla karşılaşmıyorsa, bunları bizzat kendisi yaratır.
İNSAN İŞİNİ ŞİMDİKİ ZAMANDA YAPMALIDIR.
İNSAN GEÇMİŞ İNCİNMENİN OLDUĞU HAFIZA KAYITLARIYLA İŞİNİ SÜRDÜRMEMELİDİR.

“Eğer bir insan yıllarca çalışmış olduğu büroda şöyle etraflıca bir turlar: duvarlara, pencere kenarlarına, masa ve sandalyelere”… “dokunursa, her birinin nasıl bir şey olduğunu ve duvarlar ve diğer nesnelere göre konumunu belirlerse, çalışma odasıyla ilgili duyguları çok daha olumlu bir hale gelir.”

NUMEROLOG: MUJDE ŞENER

6.12.2019
48/12/3

YENİ BAKIŞ GAZETESİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...