DEĞİŞENİN
KENDİSİ “SEN OL!”
“Hiç bir şey
sana ait değildir ve sahiplenme” diye düşünürken, içimdeki
duyguma o an isyan etmiştim.
Hiç birşeyin
sebepsiz olmadığını ve, neden, niçin, nasıllarımızla
kabuğumuza girip çıkarken: asi, isyankar, tutarlı, tutarsız
davranışlarımla kendimi değiştirme şansını bize yansıtan
benzerliklerimizin olmasını farkedersek amaçsız ileremediğmizi,
her şeyin olması gerektiği şekilde dengeli olarak olduğuna
şahitlik edeceğiz.
“Biri bana beni
anlatsın” derdim hep. Kimsenin bana beni anlatamamış olması,
benim kendi duygularımı kapatmiş olmamdan kaynaklıydı.
Dışardan bakan
benim kim olduğumu, ne olduğumu anlayamazken sanki içimde saklı
kalmış benden başka sırlarımın açığa çıkmasında
direndiklerimle oldum.
O halde ben kimim.
“Hayatıma nasıl katkı koyup alacağımı veya katkısını
alırken nasıl vereceğim” diye düşünürken dilime dolanan bu
tekerleme ile sınırlarımı aşabildiğimi farkettim.
Her şeyin bir de
ters yüz hali vardı ve bunun kimseye zararının olmadığını
anlamam zamanımı çalmadı bile.
İmkansızlıkların
ötesinde güzelliklere imza attığımızı görebiliriz. Başta
düyaya gelmiş olmamızdır elbette. Aldıklarım verdiğim
kadarıyla denge ve uyum sağlar. Daha güçlü olabilmem için ise,
imkansızlıklarıma olanak sağlamak oldu. Bu konuda ne yapabilirim?
Herkes benden sihirli bir dokunuşla yaşamlarının değişmesini
talep ediyordu. Oysa benim kendi içsel duygusal bağlantılarımdaki
dirençlerin kimyamı nasıl olumsuz zorladığını bana anlatan
benden başka birilerin daha yaşamıma dokunmasından kendime çeki
düzen vermek gerekiyordu. Sabırlı olmalısın. Kimliğinin ifşa
edilmesinden korkan bir bayan ile sorunlarının üstesinden gelmeye
çalışan bağımlısı ile sahiplendiği kafasına göre
istedikleri ile nasıl yaşayacağına karar veren bir adam ve dahası
hislerimle kafamı açıp içine girmem gerekecek bir birinden farklı
yaşanmışlıklara uzanan yolculuğumda her nedeni yoklayan
zihnimden çekip çıkartacağım doğru cümleler arayışına
girdiğimi farkettim. Içimdeki ben bana beni anlatırken ihtiyaçlı
olan herkesin de kendine biraz olsun değeri varsa önemini kabul
edip te artık ben değişime hazırım demesi gerekir. Isterim hade
dpkun diyen sözlerin ardındada gerçekten istemek ve değişime
hazır olunması gerekir.
Hayatta: Hiç bir
şeyi sahiplenme ve kendine dert edinmemeye çalışmak gerekirmiş
ben onu öğrendim.
Beni kendi içime
yönlendiren bir çok sebepsiz incir çekirdeğini doldurmayan her
olayda sürekli otomatik pilota bağlanmış benzer nedenlerle hep
karşılaştım. Çünkü, bırakamıyor, alışmış, hatta
bağımlısı bile olmuştum. Gerek geçmişimle bütünselliğimi
alıp kabul edip geleceğime onu taşıdıkça üzerine ilave
edeceklerime birde sahip çıkıp daha başka, başka dedikçe her
bir nedeni kontrolüm altında tutmaya başlamıştım.
Iyiliklerin yok
olmasına neden olan olumsuz kaygılarım, eleştirilerimdi. Yılların
değişimi ile gelişerek artılarını toplamaya başlayan zamana
takılıp ilerlerken ben! geçmişimi de beraberimde taşıma lüksüm
oldu.
Nerden bilecektim ki
fiziksel olarak beni hasta edeceğini, ruhsal olarak kaybolacağımı
ve duygusal olarak değerimi yok edeceğimi…
Kaybolmuş küçük
bir çocuk vardı burda. Geçmiten gelen öksüz, yetim, savunmasız,
sevgi isterken sıcak bir kucak, gülen bir tebesüm ve enerjisi ile
sevgisini aktaracak değerini yüceltecek birini.
Zaman zaman kapılıp
gittiğimiz enerjilerin arasında savunmasız kaldığımızı
hissederiz. Her bireyin hayatı yaşamı kendi sorumluluğundadır
ama! Bırakmak istemediklerine ben sadece seyirci kalabiliyorsam ve
inadına hep içerden kapıları kilitleyip değişmesine engel
oluyorsak emin olunuz ki onun da ardında daha başka nedenlerin,
sebeplerimizin olduğundandır.
Okadar çok sebepler
vardır ki yaratmak istedikten sonra türetebileceğimiz. Bırakmak
istemediklerimizle beslenirken savunmalarımız hep içimizde bizi
kemirmeye devam edecek. Bir anda düşen modumuzun ( enerjimizin)
kendimizi gücsüz, dirençsiz, sahipsiz, odasına gönderilen
yaramaz çocuk gibi hissedebiliriz. Eski alışkanlıklarımızın
bugün de yansımaları ile silkelendireceğiz elbette kendimizi.
Kimsenin rolleri
hayatımızda nedensiz değildir. Emin olduğum tek bir şey vardır
ki zaman zaman acımla beslendiğimi farketmiş olmam oldu. Kimseye
kızma lüksümün olmaması ve hayatta kendime haksızlık ederek
güvendiklerimin yanımda olmamalarının cezasını alıp kabul edip
besleniyordum. Hayatın bu denli acımasız olmasına tahamülüm
yoktu!
Neden benim
istediğim gibi ilerlemiyordu hayatım?
Veya niçin
kimsenin benimle ilgilenmediği bir dünya yaratmıştım kendime?
Her birinin bir
birinden alma verme enerjilerine takılıp kalmış ilerleyemediğim
zamanı baştan başlatmam gerektiğine inanıyorum ve tüm
geçmişimden gelen alışkanlıklarımın bağımlılıklarını
bırakmaya gönüllüyüm.
Amaç: hayatıma
yön verecek hikayelerimin benimle birlikte yaşama sebeplerimi de
kazandırmam olacak oluşudur. “Ayni duyguya bende bir zamanlar
sahiptim.” Yani, karşıma nedensiz bu duygumu bana anımsatan
sebeplerin çıkması her yönden yaşamımıza ilaç olur.
Bakıp göremediğin
kendine yönelme, ilerlerken yansıyanlar arasından topla ve
biriktirdikçe değişenin kendisi “sen ol!”
5.12.2019
47/11/2
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder