1 Aralık 2019 Pazar

GELMİŞ GEÇMİŞİMİZİN İÇİNDEDİR.


GELMİŞ GEÇMİŞİMİZİN İÇİNDEDİR.

Yaşadığımız hiç bir şeyin sahibi biz değiliz aslında ama, bunu anlamak isterken DUYGULARIMIZIN içinde kayboluruz.
Onun’da içinde olduğumuz her neye ve kime ne kadar çok değer verirsek o kadarını alıp veririz.

Hiç birşeyin gerçek değeri hak edilenden ne bir eksik, nede fazlasına sahip oluruz.
Bağımlı kaldıklarımızın sorumlusu: kendinden başkası olmaz ve “Gelmiş, geçmişimizin içinde mi?” sorusunda çok düşünmüş olsam bile gelmiş olan her yansımanın geçmişin içindeki izini sürdüğümüzden “Aynen öyle!” dir derim.
Kendi yaşam hikayemizin üzerine inşa kuruduğumuz kadarını alıp kabullenmeye başlarız.
Çekim gücümüz hepimizde var olunca, “ne ekersen olumlu olumsuz herşey otomatik devreye girer ve gerçeğin olur”.
Hiç birşey göründüğüğü gibi değildir.
Görünmek istediğimiz gibi gösterdiğimiz veya yansıttıklarımızın tek sorumlusuyuz.
“Neden oldu?” diye sorgularken sebebi geçmişin bir yerindedir. Benzer hikayelerin bir birine ulanarak biriktirmiş olduklarımızla bugün patlak vermiş duyguları tetiklerken, sınırları açmak üzere farklı bir yolu açmaya başlarız.
Bugün, yaşaman gerekenin önünde durup ilerlemeni engelleyen her şeye restini çek.
Eenerjini aşağıya çekenlere DUR derken bağışıklık sistemini alt üst etmesine izin vermemelisin. Nedenlerle mücadele ederken anımsayabildiklerinden kendini azat etmelisin.
Ama nasıl?
Küçük nedenlere izin verdikçe taşıdıkların önünde tepe olur. Sırtındaki kaslarının ağrıları ile yükünün yaşama potansiyelini düşürmesini engeller. “iptal bu ağrı/ cümleler bana ait değildir”.
Dünyaya katkı koyduğunu bilseydin, geleceğinin nasıl olmasını diler ve isterdin?
Varlığımız boyunca geleceğe sürekli yatırım yaparız.
Bu dünya için bıraktığın her şey senden sonra gelecek soy ağacını güçlendirecek.
Zincirleme ulanarak senden bana benden sana giden gelen katkıların en yüksek hayrımıza olması için niyetlerimiz olumlu telkinlerimizle olur.
Bu hayallerinde başlatarak vizyonunla sahip olduğuna inanarak değiştirebileceksin arzu ve taleplerini, minik bir değişimle (zerrenin) geleceğinde sana katlanarak gelmesi alt yapını güçlendirerek olur ve yaratırsın.
Hiçbir nedenlerin, sebeplerin gelişinin nedensiz olmadığını düşünmeyin.
Hepsi gerçektir ama hiç biri sana bana, kimsemize ait değildir.
“Öz” kimliğimizin “kim” ve “ne” olduğu bellidir.
Öz kişiliğimizde alt yapımızda olmuş en büyük zenginliğimizleyiz. Saf bilinç, koşulsuz sevgimizle...

Peki ondan önceki inançlar, alışkanlıklarım, kalıplarım, yaşanmış olduklarım ne olacak?

Başlatmış olduğunuz olumlamaların sonrasında:
1- sabırlılıkla sınanır olacaksınız.
2- bu düşüncelerinizi yıkacak geçmişin izleri ile mücadelede olacaksınız.
3- geçmişin, geleceğinden sana yansımaya devam ettikçe sen “o kadar düzeltmek için uğraşırım hiç bir şey olmaz! Batsın bu dünya, hiç bir şey değişmez. Her şey ayni vs…” gibi düşüncelerine kapılmayınız. Bu değerlendirmiş oldukların sınavındır. SABIR-
O geçmişimdeydi bugün ise bilinçli, farkıdalıklı ve sadece istediklerime odaklıyım, öylede oldu, oldu, oldu…

Bağımlılıklar= Alışkanlığındır.
Ilişkilerde algı sorunlarınla bütünleşmiş olman: imkansızlıklarınla kendine çeki düzen vermek zorunda kalışınla silkelenmeye başlarsın.
Yoklanması gereken ZAMAN= DİRENÇLER inlesin.
Alışkanlıkların sana ait değildir. İzlemeniz gerekenlerle kalırsınız ama, duygu, düşünce, algı, hislerinizede inanarak var OLANI SEV!

Verdiğin katkı kadarını alıp, katkısı kadarını vermeye başlarsın...
Katlanarak sana gelmesini hissedersiniz. Nerede eksikleriniz olduğunu, düşüncelerinizden başlattığınız değişimin, inançlarınla, zihnini, algı kapasiteni değiştirdikçe farklı anlamların bünyesinde kalabilirsiniz. Kendin olarak yeniden doğuşunu başlatmış olursun.
Dünya var oluşumuzun ardından zincirleme bir birimizden alma verme enerjimizle yaşamak istemediklerimizin değişimler fırtınasından esinlenmiş olmamız. Bağışıklık sistemimizin alt üst, olumlu, olumsuz yaşamımızı etkilemesi: gerekli her donanımın sahipleri olmamıza katkısı olur.
Sahip olduğumuz veya olmak istemediklerimizin farkına vardığımız an, değiştirmeye başlarız.

Topraktan, havadan, güneşten ve sudan almış olduğumuz kaynak ile besleniriz.
Hücrelerimizin kimyasının bir birine bağlantısı ile silkelenirken alışkanlıklarımızın yaşamımıza nasıl katkısı olduğunu bilirsek değiştirilmesi gerekenleri daha net ve kolay bırakmaya başlarız.
En önemlisi nedir bilirmisiniz?
insan olmak. Var olmanın gücü içimizdeki hücrelerimizde genlerimizde oluşudur.
En can alıcı virüs ise STRES tir. Kimyanı anlamlı kılan, yaşama seni bağlayacak hikayelerinde bugün istemediklerinin farkındalığında ol!

Hayat, yaşamının listesini yaparken her şeyinle önce sen kendin ol!
Bedeninin, hücrelerinin, duygu, düşüncelerinin ihtyaç listesini yap...
1- Bağışıklık sistemini düşüren nedenleri yaz.
2- Kalbinin yaşadıklarını yaz…
3- Nerede yaşama sebeplerini kaybettin?
4- Bağımlı olduklarının listesini yap…

Hiçbir şeyden bir birine benzemeyen olmadığını anlayacaksınız. zincirleme bir birine ulanarak seni kimyanı ele geçiren nedenin ekseninde dönüp durduğunu farkedeceksin. Ama’ların illa olurken özgürleştirmeyi seç!
Bağımlı kıldığın kendine sahip değilde başkaların aşıladıklarına olan alışkanlıklarınla bugüne kadar geldiğini göreceksin.
Tüm bu taşıdıklarının sana ait olmadığını gözlemledikçe her birine teşekkür et ve “geldi geçti, bitti teşekkürederim” güle güle diyerek uğurla.

NUMEROLOG: Müjde Şener

2.12.2019
44/17/8

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...