1 Ocak 2020 Çarşamba

GÜLEN YÜZLER


GÜLSÜN YÜZLER

Dünyama gülen bir kalple geldim. Onun üzerine aşılanan kodlarla olumlu olumsuz her bir nedenleri içimde barındıran başka bir dünya oluşturuyordum. Anlamlaştırılan kodların her birinin bir biri ile özdeşleşmesi, hatta bir biri ile uyumlanmasına alışmış ve ona bağımlı kalmıştım.
Öz kimliğimi unuttuğumu sanıyordum ama öyle olmuyor maalesef o hep orada uyanışın doğru zamanını bekliyor. Gerçek hayatımın hangisi olduğunu aynaya yüzümü gösterdiğim gibi bana geri yansımasını beklerken öyle olmuyormuştu meğer. Hislerimin duyguya dönüşümü ile beni kendi içimde hikayelerimi yaratmama katkısı olacaktı. Aynaya bakıp kendimi gözlemleme şansımın olacağına inanmıyordum. Hiçlik veya kurban psikolojimin beni yoktan var edebileceğim pozisyonuma taşıması kadar endişemi gizlemedim. Ilk günden gördüklerimi gelecekte ayak izlerimiz olur. Hep birilerin izini takip edip dururuz. Bize ait olmayan her şeye takılıp yolumuzu aramış olmamız bizi gerizekalı etmiyordu elbette.
O’gün, o’ zaman bunu bu şekilde düşünenlerin kendilerince düşünceleri oluyordu ancak. Kelimelere yeterli düşüncemi katmadan içinde boğulan biri olmak istemeyiz.

Hayat zincirleme bir birine ulanırken tekerrür eder. Kimi zaman çekeriz, kimi zaman ise iteriz.
Sakla zamanı gelir derdi eskierimiz. Öz’den geleni tetikleyebilir mi? Var olanın bize nasıl bir his vereceğini bilmeden aklımızın ve mantığın bilinci ile yoklanılmayı bekleriz. Küçük bir dokunuş ile değişen hayatımıza nasıl katkı koyabilirimin izlerine bu kez takıntılı kalmış arayışa giriyordum.
Tamamlanması gereken beni bana bağlayan eksiklerimi yoklamam oldu.

Benzer benzeri aramaya gerek yok!
Her birinin kendi eksenimizde olduğunu anladığım zaman kişisel düşüncelerimizin harekete geçişini ve farkedip ona göre davrnışlarıma çeki düzen veriyordum.
Bir çok kendi gelen hikayelerime katkısı olan benden başka beni bana anlatan yansımalarımdı. Içimdeki o ses! O güç her ne ise o biliyordum ki benimle olmam gerektiği yerde nasıl durması gerektiğini de bilendir.
Her şeyin toplama, biriktirme ve yansıtma özelliklerimiz ile kilidi içerden kırıpta dışardakine dur demek veya buyur içeriye gir emrini kullanırız. Hayatın aynalama yansımalarından ibaret olmasına ne demek gerekir.
1- Basamak: bir birinin aynisi olmasakta bir birimize katkımızın da sonsuz olmadığıdır.
2- Basamak. yeterli olanı alıp ihtiyacımız oluncaya kadar onu taşıyabileceğimizdir.

Var iken yok edilen öz değerlerimiz: gülümseyen kalbimin üzerine başkaların anlamlarının yüklenişi, değerlerimin tezat kuruluşlarına ihtiyaç duyup kabullendiğimiz de, anlamamız uzun sandığımı yıllarımıza neden olur. Ancak, tüm yaşanmışlığın meyvelerinden almam gereken derslerim, tecrübelerim yeter dediğim yerde ona “dur” diyebildiğim yerdir. Her birinin önemi ve değerime değer katması bana gösterilen sevgidir… Nasıl bakıp hangi açımızla olayları nasıl değerlendirdiğimizin bilincinde olmak, “olanın değişmesinin başlangıcıdır”. Hikayelerimizde olumlu olumsuz her yargı eleştiriler mevcuttur ama, her birinden alma verme enerjimizle önce kendimizi silkeler, ardından toparlar ve akabince ne anlama geldiğinden derslerimizi çıkartırız.
Sebep ne? sensin...

Gülen kalbimin değişmesine neden olmuşum. Bilmeden, her seçimlerimde attığım adımlarımla kendime en büyük haksızlığı etmişim meğer. Ama o haksızlığı alıp ta sorun etmemeyi öğrendim. Eski kimliğimin yeni kimliğim ile beni kendime getirebileceğini zaman içinde algılarken hayatın tümden benimle ahenkli olmasına da izin vermeye başlamıştım. Tüm bu yaşama uyumlu olmamı sağlayan yansımalardan çıkartacağım hikayelerim olacaktı. Beni kiminle nerede kimlerle nasıl veya nedenlerimle hangi bakış açımdan olaylara bakmam gerekeni gözlemleme şansı veren zaman oldu. Olgunlaşırken toprak elementinin benimle gücünü farkettim. Her birinin benden sana giden gelen hislerimdeki birikimlerimle sürekli toprağı eşeleyen yapım oldu. Altını eşeledikçe kendimi aradım yokladım ve birikimlerimin bna ait olup olmadıklarını anlamaya çalışırken “var ise hepsi bana aittir” diye düşünmeye başladım. Aklım ve mantığım öyle dedikçe uyanışa geçiyordum ve diğer yönden bakınca tüm yaşamın mucizevi bir şekilde yansımalarımla yankısını hissettiriyordu.
Hayat Amacıma giden yollarmda her şeyin en iyisi en güzeli olurken deneyimlediklerimden dersimi alıp “artık yeter” dediğim noktada “değişen ilginç bakış açılarım en zor olanlarımın ardındakilerinin güzelliklerim olduğunu bana hatırlattı”.

Doğru olan, kendi deneyimlediklerimizdir. İnandıklarımdan başka bir şey değildi bugün yaşadıklarım. Beni hayallrime yönlendiren yaşama teşekkür etmem gerekirken tümden varlığımla olduğum her zamanıma minnet duygumu anlamama katkısı olan yaşamıma yönelirken her nerede kimlerle ne yaşamışsam, bana katkısı olmuş ise, olumlu olumsuz beni incitmiş, duygularıma sıkıntı yaratarak yollarımın değişimine kartkı koyanların hikayeme uyarlanıp toparlayan olmuş rehberlerime hep minnet duygumu ifade etmek yersiz çünkü içimdeki o his, küçük bir dokunuş ile seçimlerimde beni yalnız bırakmayan yeter imkansız bir durumumda yol arkadaşım olan zamanda yolculuğumun rehberleri ileyim.

Hayatıma yön veren benden başka benimle seçimlerimi değerlendirerek o gün ay ve yılların dökümünden başka bir gözle görmeme imkan sağlayan güzelliklerim içimdeki his ile alt yapımdaki mücevher bilgilerim oldu.
Iyiki değişimi kabullendim ve iyikilerimle kendimi gözlemleme şansıma sahip oldum. Bu benim kendime olan mucizem oldu.

Sebep veya nedeni aramayı bıraktığın zaman sen kendi yolculuğuna çıkacaksın.
Sağlıklı insanın en doğru kararından şaşmamalısı
Fiziksel olan her rahatsızlık birinci adımınız olsun.

“Bir birimizin aynısı olmasakta, bir birimizden alacağımızın katkısı olacaktır. Kabullenmek, onaylamak, teşekkür etmek ve güle güle diyebilmek gerekir…”

NUMEROLOG: Müjde Şener

2.1.2020
42/17/8 
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...