İLİŞKİMİZ MAYIN TARLASINDA GİBİDİR...
Ne
zaman ne olacağınızı bilmeden bir çizgide ilerlersiniz. Her an
her şey olabilir düşünceleri bize göre değil oysa. Kaybetme
korkuları ile düşüncelerimizin arasında yok dedirten imkansız
olan hiç bir şeye izin vermeden nereye kadar gidersek orada bende
varım demek güzel değil mi?
Küçük
bir nedenle büyüyen alevlerin arasında kalabilirsin. Belkide
başıma gelebilecek en kötüsüdür diye de düşüncelerden
gezinecek kim bilebilir.
Belki
bugün değişirim, belkide yarına kalan küçük bir nedeni
yaşantımızdan çözmek isteyeceğiz diye zamanı erteleyeceksiniz.
Her an her saniyelerimizin ilişkimiz konusunda önemli parçalarını
bir bir toplarken, geleceğimizde bizden çalan şimdiki zamanı geri
alamayacağımız o an şimdidir...
Kendini
nerede eksik vede yarım kıldın? Ya sonra dediğin, ertelemiş
olduğun nedir?
Sen!
veya Sizi kim nerede kaybetti? beklentilerinin üstesinden gelmek,
etkisiz kılman ve geriye dönük beklentileri saramayacağına göre
değişiminin şimdi tamda sırası.
Sanki
daha dün gibi her şey yeniden başlıyor hayatımızda.
Bana
beni anımsatan hikayemi izlerken eksik olan parçamın nerede
kaybolduğunu anımsatanlarla yüzleşiyorum ve bu benim için en
güzel hediye diyebilirim. Yıllar bir birini kovaladıkca illa
birilerin yansımaları sonucu aklın, zihnin, mantığımızın
devre dışı kalarak girip, çıkıp silkelendirdiklerimizle her an
“akıl” devreye girmez sadece.
Bilinçaltınızdaki
tümden var olan dirençlerimizin kırılış hikayelerini yeniden
düşlememize yardımcı olurken, “Ben kim olursam olayım en güzel
olanı sevgimle alıp kabullenmem olacaktı öylede oldu.
Bugün
yansıyanların gücü ile oldu... İlişkiler: sevgi: aşk: değer:
özden gelen en büyük iksirimiz olan koşulsuz sevgidir”.
Her
şeyin içinde en önemli yaşama sebelerimiz sevgidir.
İyi
bir ben olmak, başarılı olmak, değerli vede önemli bir yerde
yaşam kalitemizi kazanmak gerçekte ne kadar kolayken ne zormuş
diye bana bunu söyleten neydi.
Ben
Annemi kaybettiğim gün bugünden sonraki her günüm eksiğim olan
sevgim oldu. Onun yeri kimsede yoktu bana elbette. Ta ki çocuklarım
dünyaya gelsin. En büyük iksir yaşama sebeplerimiz sevginin
derinlerden gelen kendisidir.
Sizi
yoktan var edecek küçük bir dokunuşla yaşama sebeplerinizde
değişecek vb... gibi bir çok dengeler yerli yerine oturacak.
Belkide yapılanların ardından kendinizi yok etmek isteyeceksiniz
de. Oysa, kimse için değişmeye değer mi konusu tartışılır ve
iyi bir insan, güzel kaliteli bir hayat ve senin kendi içsel
duygusal dünyanı yeniden yaratabilme şansınla birlikte
yakaladıkça uykuda olan benliğinin uyanışıda olacak.
Ama!
içindeki sesi durduramıyorsun. Kalp atışlarını dindiremiyorsun.
Açım diyen kalbinin doyması için yatıştırdığın kendini
kurban rollerine koyarak beslenmeye çalışırsınız. Oysa kendini
kandırmanın yolu bu olmamalıdır. Sevgi enerjinin hakimiyetinde
kalman, onu alıp tutup beslemenin yolları illa kadın ve erkek
ilişkisi içinde olmak zorunda değilsin. Kendini sevmeyi öğrenmek
için yollarını bulmak gerçekten en keyifli olandır vede sonucta
bir dokunuşla değişen bin uyanışınız olacak günün sonunda.
Var edip yok olanlarla kalbinize dokunmaya ne dersiniz.
Eminim
ki bin bir farklı ilişkiler konusunda hikayeler vardır. Yüzündeki
maske ile dışarda pollyyanacılık oynamak yerine gerçek sen
kimliğini kazanabilirsin. Ama naıl değil mi? En zor vede en
değerli olanı alıp kabullenmek gerçekten de en zor hayat ve yaşam
konusundaki dengelerin kendisidir.
Benim
kendimden başka kimseye ihtiyacım yok diye düşünmeye başla.
Kabullendiğin kendin ile çıktığın bu yolda “yalnızlık”
ile sınanmaya başlarsın. Benim kimsem yok demen seni acıttıkca
duygularınızda bukez acımaya başlayacak. Ardındaki nedenlerinizi
yoklarken seni anılarına gezintiye çıkartacak ve sende tüm bu
dirençlerinin mücadelelerinin kaynağını keşfederceksin. Saklı
kalmış duygularını halının altından çekip çıkartırken
yüzleşmemek için elinden geleni yaparken yaşadıklarna isyan
olurunuz. Tüm gelmişin geçmişinizle örtülü oluşu ile
silkelendikçe alev topu gibi yükselişi içinizi dağlar ve
yüreğiniz kabarır.
Panik
atak, kokrularınız gündemde olur. Bir başka içsel dürtülerinizin
kontrolsüz gelişinden etkilenirsiniz. Aynadaki yansımalar gibidir
tüm değerlerinin sana dokunması da. Beklenmedik misafir olmasın
diye kendinden ödün vermeye başlamak ve nereye kadar seni
olabileceğin kimliğe taşıdığını gözlemle.
Sen
değişirken yanındakilerin yanında olmamasından yıkımların
olur. Sözlerin, kelimelerin duygularınızı bir birinizden
kopartorken acı, isyankar duruşlar, inad, kibir, kin derken daha
başka hikayelerin gelişi sizde olumsuz direnmeler getirir.
Seni
çekip çevirecek sevgi enerjisi ile beslenirken istemediklerine
katlanırsın. Kalbine giden yolu keşfederken ona bağımlı
kalırsın. “O olmazsa hayat da olmaz” derken “kıskançlık
dürtülerin oluşur. “Kaybetme, ölüm, yok olma dürtüleri,
değersizlik, yetinememek gibi sözler, düşüncelerin zihnini,
beyninizi kemirir belkide, sadece o mu?
Kim
olursa olsun sebepler zincirlerinizden kendinizi bir birine bağlayan
ve her birinin kendi içindeki senaryosu ile imkansızlıkları da
beraberinde oluşturur vede kenetlenir. Böylece tam anlamı ile ona
bağlanırsın.
Devamı
yarın....
Müjde
Şener
34/16/7
haberal kıbrıslı gazetesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder