KÜÇÜK
BİR BEN İLE BAŞLAR UYANIŞINIZ.
Küçük
bir ben ile başlar uyanışlarınız. Hayat amacınızda İkilemler
yarattıkca yaşamanıza nedenler olan hikayelerinizden kendinizi
azad etmek ve feragat ettikçe ilerleyebileceğiniz bu akımda
kimliğinize gülümsemeye hazır mısınız?
“Ben
sen değilim ki sende ben olabilesin”. Böylece hayatınız tümden
kimler tarafından olgunlaşmanıza hediye edilmişse, hiçlik ile
değerli olmanızı sağlayan hikayelerde kendinize güvenerek
yürümelisiniz...
Nedenler
canınızı acıttıkca olgunlaşmaya başlarsınız. Hiçbir şeyin
nedensiz olmamasına takılmaya başlarken, ardında her bir nedenin,
sebelerinin geçmiş anılarımızın bir yerinden gelmiş olmasını
farkederek büyürüz aslında. Oysa bir birinden ne çok beklentiler
yaratıyormuşuz.
Dün
olmuş bitmiş bir olayın bugünkü gerçek nedenlerinin sizden
kaynaklı olmasına inanmak istemezsiniz elbette. Kimsemiz bunu
istemeyiz. Ama, bazen bir şeylerin üzerimizden gelip giden yüklerin
sebep olmasından ve farklı düşünmeye, algılamaya başlamamız
bize derin inançlar aşılamaya yeter. Çünkü, haksız iken haklı
olmak dururken gerçek olan olmayan sebeplerin bizi nasıl
tetikleyeceğine inanmak istemeyiz değil mi? Bilinçaltımızda var
olan küçük bir korku, otokontrol yaşam düşlerimiz ve
alışkanlıklarımız ile bir birine bağlı kalan inançların
gündemimizle birlik içinde olması, savunmalarımız ile sözlerimiz
arasında bizi tıkamaya başlar. Daha iyisi olsun dilerken, daha
hırslı olmak zorunda kalıp bu kezde kaybetmemek için edilen
mücadelelerimiz sonucu enerjimizi alabora edip düşürebiliriz.
Kimseden
bir beklentiye girmeden nasıl kendi enerjimize güvenebilirmişiz?
Sebeplerin ardımızla bir araya gelişi ile giden ve yol
bulamadığımız çözümlerde takılmalar yaşarız. İnanmamız
gereken başarabileceğimizdir. İstememiz gereken
başarabileceğimizdir... Diledikçe olmasını yeniden gözden
geçirip yaratabilmek güzel değil mi? O’ zaman, O’ gün
bugünümüz olsun. Farklı farkındalığınızla kendinize bakıp
olmaz dediklerinize gülümsedikçe “hayır” olacak ve olmayada
başladı demek gerekirmiş.
O’an,
düşünemediğimiz bir nedenle haksızlığa uğradığımızı
sanabilirsiz ve didik didik anılarımızı zihnimizden yoklamaya
başlarız. İstem dışı gelişen her olayın bugünkü
yansımalarımızla örtüşmesine ne kadar inanıyoruz? Bazen
anlatılanların farklı açısıyla anlamamıza etken olması
bilmece gibi çözülmesi gereken bulmaca gibiyiz.zorlanılmaya
ihtiyacımız varsa bu bir şekilde olur.
Sarılmış
olduğumuz hayat, yaşama sebeplerimiz her birimizin hikayelerini
farklı algılamamız için bize hediyedir. Zamanı yoklarken her
yönden bir birini bir yere koymak gerekir ve her birinin bir
birinden birleşimi sonucunu görmemiz gerekir. Böylece
eksiklerimizi çabucak kavrarız, daha iyi bir hayat yaşam
döngülerimizi izlerken hikayemizde kendimiz için ne yaparsak mutlu
olabilirizi keşfederiz.
Buna
fırsat vermeden zaten o an vizyonumuzdan gelip geçmesidir ve bizde
Film şeridi gibi önümüzden geçerken gözlemlemeye başlarız
vede uyanmaya, başka gözle bakmaya ve Empati yapmaya başlandı mı
hiç bir şeyin hissedildiği gibi olmadığını anlarız..
Bilinçaltımızın taşımış olduğu hikayelerimizin yansımaları
sonucu yarattıklarımızın kurbanıyız.
Kendimize
çeki düzen verememiş olmak, gözümüzün önüne getirdiğimiz
hikayelerin tümden vizyonumuzdan geçmesine ne demeli. Birçok
biriktirdiklerimiz ile sebeplerin ortaya çıkmasına kızarız.
(Keşkeler zihnimizi cırmaladıkca bırakamadıklarımızdır ortaya
çıkanlar ve birde bakmışız o kadar çok bağımlılıklarımızla
bugüne kadar yaşamışız ki, her birinin bir birine bağlı olması
ile benzer olayları hayatımıza mıknatıs gibi çekyormuşuz).
Düşüncelerimizden başlayarak kendimize çeki düzen vermeye
başladık mı her şeyden hiç bir şeyin olmamasının mümkün
olmaması. Bizi Olumlu ve güzel düşünmeye, pes etmeden devam
etmemiz gerektiğidir.
Farklı
zamanlarda başka hayatların içinde ne yaparsak yapalım benzer
nedenlerle yürümek istediğimiz yollardan kendimizi çekip
sonrasındanda itebiliriz.
Bugün
dünü yaşamıyoruz sadece ve hep daha iyisi için bir şeyler
yapamız gerektiğine inanıyorken o duygu ve his ile yaşama
sebeplerimizi ortaya koymamız gerekiyordu. İyi fırsatların
kollandığı, yaşama nasıl sıkı sıkıya sarılıp her nerede
kimlerle nasıl bir yaşam yolları çizgisi üzerinde ilerlememiz
gerektiğini bimek gerekiyormuş. Sanki dün gibi gelip geçen zaman
içinde bizi kendimiz ile çekip çevirecek hikayelerin değişimimize
katkısı hayrımızadır.
Ama
nasıl?
Alışkanlıklarınızın
bağımlılıklarından kendinizi arındırmaya çalışır olmanız
sizi olmak istemediğiniz yerden çeip çıkartırken sanki o olmazsa
yapamam dediğinizi duyar gbiyim. Değişime bazen mecbur kalırız
ki bağımlı kalmış olduğumuz alışkanlıklardan kendimizi
feragat edipte geçmiş ile bağlarımızı bırakabilelim. Kendimize
gülen kalbi yeniden yaratırken izlemiş olduğumuz yaşam
yollarımızdan beklentilerimizi bırakabilelim diye. (Zamanı
kollamak ve yaşama sebeplerinizden kendinizi feragat etmiş olmak
size ne kazandıracak? Küçük bir dokunuşun büyük değişimlere
neden olması nasıldır? Ve daha başka yaşama şansınızın
olması ile olabilecek her bir nedenlerin gerçek doğanızla birlik
içinde olması katkılarınız olacak.
NUMEROLOG: Müjde
Şener
17.1.2020
40/13/4
YENİ BAKIŞ GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder