27 Ocak 2020 Pazartesi

ÖNÜNÜZDEKİ TEHLİKENİN FARKINDAMISINIZ


ÖNÜNÜZDEKİ TEHLİKENİN FARKINDAMISINIZ.

Hiç bir şeyin sebepsiz olmaması, yaşarken nedenlerimizi zihnimizde türeterek korku kontrolcülüğümüzün hep de önümüzde durması, bizi bir yerden sonra yormaya başlar oluşu kaçınılmazdır. Ama, kimlerden veya nedenlerimizi önümüzden ve ardımızdan bir birini kovaladıkca enlemesini, yüz ölçümü vb… gibi iz sürdüğümüz, geçmiş ile gelecek çizgilerinde ilerlediğimizi farkederiz.
Benzer sebeplerle konvoy gibi gelişi ile gidişinde farklı farkındlıklara ışık tutarak “benden sana senden bana giden gelen kaygıları, endişeleri, korkuları yıkıp yaratımını iptal ediyorum” diye düşüncelerimizden, aklımız, zihnimizden, sözlerimizden telafuz ederek “iptal” ederiz.
Beraberinde bizide sürüklememesine şaşırmamalıyız.
Sürekli yarışır halinde olmak, sanki dünkü ben ile bugünkü sen arasındaki farkın benzersiz olduğu ile Aklınızın zihninizin, duygu ve düşünceleriniz ile benzer özellikleriniz bir birinize misillemelerde bulunurmuşsunuz gibi gelebilir.

Aslında hikayelerimizin önü ardı bir birinin kopyası iken benzer olanların yaşamımızı süslemesi: benzer olaylarla bizleri bir birimizden alıkoyarak yürümemiz gerekenlerden derslerimizi alarak görsel, işitsel, hissel, duygusal olarak etkilerken tetikleyen de olur.

Kaygı, endişe, özgüven eksikliği insanın önündeki düşmanıdır.
Her gün binlerce, yüzbinlerce enerji vorteksi içerisinde kendimize güven kazanmak isterken buluruz kendimizi. Aradığımız ne? Oysa, saplanıp kaldığımız eksik olanlar değil mi. O eksik parçanın peşine takılıp ilerleyeceğiz diye başka saplandıklarımız zihnimizde “ama”larla bize direnç göstermeye başlar.
“Isterim yada istemem”. “Giderim veya gidemem” gibi bir çok değişimler arasında o dengeye sahip olamamış olmamız bizden kaynaklı değildir.
Öyle dahi olsa, başkalarını suçlamak yerine kendi özümüzün kimliğimizin gerçek kahramanının önündeki sinsi düşmandır o.
Bu bize kimden veya kimlerden gelmiş ve sahiplenmiştir onu bilmeden yaşarken mutlu olduğumuz zaman mutsuzluk zinmizde kalırken bilinçaltmızda yerini almıştır.
Ani değişimlerle değişerek dengemizin bozulmasına stres denir. Denge çatışması oluşur. Olumlu olumsuz nedenlerin arasında tıkanıp kalmış yaşama sebeplerimizi araştırmaya koyuluruz ve her birinin ardındaki nedenlere takılırken kimseden bir şey isteyemem gibi olumsuz korku: saklı kalmış ilerlememizi engelleyen küçük de olsa büyük bir engel yaratırız kendimize. Her olmayanın ardındaki kaynak ile kendi aramızdaki bağı kontrol edebiliriz. Küçük bir kaygı dahi olsa, endşeler dahi üretsek, zihnimizdeki bağ ile problemi irdeledikmi, nedenin ardını yoklamamız gerekir.

Her bir nedenden farklı enerji üreterek, vorteks yaratabiliriz mesela: bendeki Kaygıya saplanıp kalmama neden olan her ne ise, “yıkıp yaratımını iptal ediyorum” ve bu bende duygularıma nasıl sülük gibi yapışmış ise bilinçaltım onun kabulü ile önüme var olanı koymakla görevliydi. Bunun bilincinde olduğum zaman sadece ona odaklı kalarak kendimi yoklamaya başlamıştım. Hedefim ilerlerken ardımdan bir şeyleri de benimle sürüklememekti. Temizleyerek ilerleyebileceğim inançlarım oluşurken düşe kalka olayları enine boyuna yukarı aşağı tartarak zor dahi olsa kolaylıklaştırarak önce zihnimden sonrasında da tüm dirençlerim, kaygılarımdan, korku üreten alt yapımdan kendimi temizleyerek gülümseyen kalbimi hissettim.
Böyle olunca, her ilerleyişimde önümde küçük de olsa bir kaygı olmaya başlar ve benzer olanların yaşamımda olmasına izin vermiş olurumdum. Oysa, hiç biri bizlere ait değildir ve her bir nedenin önü ardından yansıyarak takılıp kalan ve düşlerimizi süsleyerek zamanı kendimizce yaratıp yaşadığımızı farkederiz.
Kaygıyı kaybedersem ne olur? Beraberinde açığa çıkacak özgüvenim nefes almaya başlayacaktı özgürce...Yürürken ilerleyebilecek, kaybetmeden kazanabileceğiz. Hayatımız boyunca ilerlerken önümüzdeki endişeler kaygıya dönüşürken, her şeyimizi o zamanlar kaybederiz. Oysa şimdik farkında ve bilincinde olduğumuzdan “çekil önümden ben ilerlemeye ve kazanmaya niyetliyim” deriz.
Kaybetme korkum: buna nerden sahip olmuşsam bırakmaya, özgürleştirmeye niyet ediyorum.

NUMEROLOG:Müjde Şener

28.1.2020
51/15/6

YENİ BAKIŞ GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...