27 Ocak 2020 Pazartesi

HAYATI İLERLERKEN ARDINIZI YOKLAYIP GELECEĞİNİZE KATKI OLABLİRSİNİZ.


HAYATI İLERLERKEN ARDINIZI YOKLAYIP GELECEĞİNİZE KATKI OLABİLİRSİNİZ.

Eskiden yani gecmisimizde. O zamanlar dahi çok şeyler yapabildiğimizi sanırken yapamadığımızı bugün yapmaya başlayınca anlarız. Neden yapamıyoruz dusunce ve zihin ileyiz? Ve bugùn  nasıl yapmaya başladığımızı



düşünmeye başlarız değil mi?

Bilinçaltımızı yokladıkca korkularımızın kaygı olması, endişeli yaklaşımlarımızla önümüze engeller koyduğumuzu farkederiz. Ilerlemek isterken önümüzdeki engellerin kendi duygu, düşünce, algı, şuurumuzdan bizi alıkoyarak endişelere sürüklediğini, yaşarken deneyimlediklerimizden onu çıkartabiliyorduk.

Zamanı geriye sararak anılarımı tümden yoklarken, her birimizde olduğu gibi bir yerlerden sonra “artık yeter” diyerek hayatın akışı ile gelişi ve gidişlerin arasında çok ezildiğimizi sanırız. Oysa, her yansıyan veya gelen enerji ile, yada insanların duygularımıza dokunuşları acıdığı zaman tetiklenişleridir diyebiliriz.
Ama, olsun!
Kendime yönelirken ne kadar çok istemediklerime ev sahipliği yapmışım demeye başladım. Bırakamadığım geçmişime dair acılarıma tutunarak yaşamaya çalışırken, ona bağımlı olmuş onu nasıl bırakacağımı bilmiyordum. Kimsenin hayatından alıntılar olmadan öz kimliğimiz ile yaşamayı başardık mı, eski ile yenilerin günden güne gün yüzüne çıkacağını bilerek davranışlarımıza çeki düzen vermeyede başlarız.

Bugün “ben değişmişsem herkes, hepiniz değişebilir”.
Bilimsel olarak ve gerçek olan geçmişimdeki ben ile şimdiki benliğimin, kimliğimin zamana göre uyarlanırken değişebildiğimdir. Bunu farkederken, gözlemlediğimiz her şeyden derslerimizi çıkartmaya, almaya ve değiştirmeye yöneliyoruz. Kimse için yaşamamaya başlarken herkese hak ettiğinden fazlasını vermemeyi öğrenir. Küsen kalpler, kırılan duygular ve değişmeye başlayan düşünceler arasında kendimizi anlarız.
Gerçek ben ne isterim? ve nasıl bir hayatı yaşamaktır hayallerim?
Beni tanıyan geçmişim ile bugün arasındaki köprüyü kaç kez defalarca gidip gelip düzelterek ve değiştirdikce yeniden yapılandırmaya koyulduğumuzu biliriz. Zaman su gibi akıp giderken içinde bizi arındırarak aşınmaya, tamburlanıncaya dek gidip geldikçe yontmuştur.
Her uyanışımızda biraz daha farklı algılamaya başlayıp çevremizdeki olayları, insanları daha iyi anlamaya başlıyoruz. Elbette kolay değildir ve sende kendini kabullendiğin ana kadar giden gelen duygularının arasında kendinle mücadelede olacaksınız. Bu işler bu kadar basit değildir. Değişmek isterim deyipte değişemeyen onca insanların arasında senin bunu başarabilmiş olman şaşırtıcıdır. Fakat karşına geçipte “bende senin gibi olmak isterim” diyenlerin yüzüne bakarken içimdeki ses: kimse benim yaşadıklarımı yaşamak istemez diyordu.
Kendimi kelimelerin ardında hiç bir zaman gizlememiştim.
Ben neysem o olmayı seviyordum. Gerçek kimliğim özdeki benliğim sakin bir yapıya sahipti. Kayıtsız gibi duran dış görüntüm ile iç görüm farklıydı. Ama neden? Kimsemiz göründüğümüz gibi olamıyoruz da ondan. Her nedenlerin ardındaki geçmiş hikayelerimizdir bizleri kendimizden alıp sürükleyerek başka bir yere taşıyan. Zamanı anlatan hikayelerimizin bir biri ardını yoklattıracak hikayeler vardır elbette.
O zaman bugün değildir, bugün ise o günü yaşamanın anlamı geride kaldı.
Yok olan hikayelerin değişimi ile dengelerin bir birini tamamlayacak oluşudur. Işte bugün ve yarının hikayelerinden gelişi ile giden duygulardaki saplantılardır veya bağımlılıklar...

Kendini tanıyabilmek Sanatındır. Zanaatını ortaya koyarken isteyeceksin ve alıp kabullendikcede onaylamalısın ki değişimin ile değişen ruh halini yansıtarak icra edebilesiniz. Kimsemiz için hayatın dengi dengimize olmadığını farkedersiniz ve her birimizin hikayelerinde kendimize çeki düzen vermek, olan ile olmayanın ardındaki kancayı arada sırada yoklamanın faydası olacak. Oysa küçük bir dokunuş ile değişirken ruhsal algılarınızın dışa dönük oluşu le farklı bakışı elde etmeye başlarsınız. Geçmişi alıp önünüze engel olarak yaratmayıp yüzleşirken benim seninle işim bitti vede teşekkür ederim diyebilirsiniz.

Zamanı yoklamaya başlandı mı bir bir çorap söküğü gibi gidip gelmeye başlayacak ve çözülürken daha iyisi için kendine güvenmeyi öğreneceksiniz.
farkındamısınız her satırların önü de ardı da bir birinin bağlantısıdır ve eğiticidir mesajınızı alıp kendinizdeki alışkanlıklarınızın değişimi için farklı bir başka açıdan olaylara bakmayı seçiniz.

NUMEROLOG: Mujde Şener



28.1.2020
51/15/6

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...