4 Şubat 2020 Salı

KİLİTLERİMİZ İLE ANAHTARLARIMIZI KEŞFEDERLİM


KİLİTLERİMİZ İLE ANAHTARLARIMIZI KEŞFEDELİM.

Ne çok önemliymiş Aynalar şu hayatımızda. Bilmediğimiz onca teorilerle gerçek sandıklarımız veya ağzımızdan çıkan tekerleme şeklinde ritullerin anlamları ile kilitlerimize anahtar olduklarını bilmeden elimizin tersi ile iterek sıra dışı yaşamda kendimizi arar dururmuşuz oysa.
Herşey’de hiç birşey arayıpta bulamamamızın bizi nereye taşıdığını bilmeden yargılarmıyız?
Elbette, aynadaki yansımamızın kopyasını yansıtırken, herkes her şeyi yapamıyor. Kapasite, agı, his yada ders mi desem bilemedim. Bu beni aşarken rollerimin ne olduğunu kendime sordukca itici gücümle, çekim gücümün iyileştirici olduğunu gözlemlemiştim.
Ancak, en önemli araç bana kendi etmiş olduğum düşüncelerimle, sözlerim kelimelerimdeki tutukluluklarım oldu.
Zamanla derin vede geçmiş mazilerimizin üstesinden gelecek olmak, tüm hikayelerimizi gözden geçirerek gözümüzden kaçanların, zamanla gün yüzüne çıkışı mücevher gibi parlamaya başlayacaktı.

Tüm yaşam bize derslerimize odaklanabilmemiz için yansımadır.
Derslerimiz ise, aldığımız her nefesimizle, duygularımızda yer alan, düşüncelerimizden gelip geçen ve sözlerimizle kelimelerimizde takıntılı olan vb…. gibi duyular, algılarımızdır devam eder…

Aradıklarımızın yanıbaşımızda olması: istediklerimizin gerçekte isteyip istemediklerimizi sorguladıkca olaylar inançlarımızı törpülemeye başlarken buluruz kendimizi.
Bir olayı birçok kez yazıp okudukca yaşarız. Bizi içine çekerek tutup kendimizde gözlemleyemediklerimizin bilincini açığa çıkartırmışız ve, zamanla karmaşık gelen bir cümlenin önüne ardına bakarak zamanımızı deşifre etmemize kadar zorluyorken bir an evel neye tutunduğumuzu bırakmak isteriz.

Bu, “Saçmalık” derken zihnimiz onun üzerinde yoğunlaşarak kilitlerimizi açığa çıkartmaya başlar.
Zamanı yoklamaya çalışarak o zamanın içinde kendimizin yoklanılıyor oluşu bize günün sonunda iyi gelmeye başlar.

Bu sözlerimizin önü ve ardını bize anlatan hikayelerimizi irdelemeye koyuldukmu. O gün ve o zaman hiç bir nedenlerin aslına nedensiz olmadığıdır. Her olayın olması ile olmamasının tamamen bize ait olduğudur. Gerçekte kimilerini ne için düşünürken, nasıllarımızla kendimizi değerlendirmeye başlarız. Empati kur! Anlamaya çalışırken sende oyuna bir gir. İzleyici ol, soru sor, yoklanılmayı bekle çözümlerini hisset. Duygularına dokunarak kilidi açarak içeride olmasını dilediklerinizi kodlayın.
Ilerleyemediğimizi düşünürken yargılamaya koyuluruz. Itici gücümüz devreye girdimi kaçmaya başlar yada uzaklaşırız. Oysa yüzleşirken bir an geçmişi anımsar ve o an duygusallaşabilmiş olsak bile gelip geçici olduğuna inandıralım kendimizi.

Kilit de biziz, anahtarda biziz. Sadece birilerin bize bunu anlatmasını bekleriz. Olumlu ve olumsuz olayların beklentimizle alakalı olduğundan düşüncelerimizde yada hedef koyduklarımızdan farklı vede başka düşünür olmalıyız.
Biraz kendimizi zorladıkmı cevapsız kalmayan duygularımızın ardını anlamaya çalışacağız. Her nedenlerin sebeplerinin bağımlılığımıza dönüşür olması ile her olaydan derslerimizi alarak kendimizi kendimizde yokladıkmı anlamsız gelenlerin dahi anlamlı olduğudur.
Yaşarken olmasını istediklerimiz, dilediklerimiz taleplerimizdir.
Gerçektede istemeyi bilirsek sadece “evet” isterim demekle olmadığımızdan bunu biraz düşünün derim. Nasıl istersek istediklerimizdir gerçek olur. Nasıl soruda kalayım? Diye düündükçede bu cevabın sorusu nedir? gibi biraz zora girdikmi mecburen ardından basit ve kolayı keşfedebilmemizin formüllerini yoklayacağız. Bu bizim için geçiş sürecidir ve öylede oldumu bu döngüden almamız gereken derslerimizi de alırız.
Adımlarımızı ona göre atarsak başarılı olmaya başlarız. Nedense, herşeyde olması gereken sabırdır. “Her olan olmayanda hayır vardır” dedikleri ve bizi kendimizden çeki düzen verecek hikayelerin önümüzden çekilir olması istememize bağlı olur.

Aynalar yalan söylemez. Biz neysek yansıyan o dur… bakıp görmek istemediğimiz bir yüz varsa önce kendimizinkini değiştririz. Bilirizki dışardan yansıyan her şeyde bize kendmiz anımsatır. Bizde var olanın dışında başka bir şey gördükmü yolumuzu değiştirmek yerine kendi bakış açımızı değiştirmeliyiz.

Aynadaki yansımalarımızın bize ait olması ile bakıp gördüklerimizin kendimizden başkası olmaması her olayda itici gücümüz veya çekim gücümüzle çevremizede o şekilde baktık mı var olan her şeyi güzel görme sanatımızı keşfederiz.

NUMEROLOG: Müjde Şener

5.2.2020
29/11/2

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...