YANSIMALAR
YAŞAMIMIZIN HER ALANINDA YER ALIR.
Yansımalar
yaşamımızın her alanında yer alıyorken her olayda bize
katkısını alıp kabullenmemiz gerekiyor ki etrafımızda olup
biten olaylarda kendimize çeki düzen verebilelim. Olumlu olumsuz
yansımalar olgunlaşmamıza katkısı oldumu çeki düzen verdiğimiz
kendimizden başkası olmaz.
Gördüğümüz,
duyduğumuz, hissettiğimiz algılarımızla çeki düzen vermeye
başlayabileceğimiz kendimizle sindirebileceğimiz her olayda hiç
bir şeyden ne çok şeyler algıladığımızı zamanla analamak
yerine şimdik şu anda bize verilen hediyelerimizi almayı seçelim.
Kendimize çeki
düzen vermeye başlama zamanı gelmişken onu nasıl doğru
kullanmamız gerektiğini algılayarak zamanı doğru ve verimli
kullanmayı seçiyorsakta bize tecrübe edinmiş olduğumuz her şeyin
bir hazinesi olduğunu hissederek zamanı yok değil var ettiğimizi
görelim.
Her şeyden ne çok
şeyler algılarsak o bizim için, “en büyük katkısı” var
oluşu dur. Onu farkedip nasıl kullanabileceğimiz ise bizim
kendimize olan güvenimizle ilişkilidir. Sıradan ve sınırlar
içinde bir hayat yaşamaktansa kendimizi olmak istediklerimiz ile
mükafatlandırabiliriz mesela.
Nedenlerimiz o
kadar çok aklımızın bir köşesinde yer alıyorken bırakamamış
olduklarımızla, taşımış olduklarımız, yüklerimizle şimdi şu
anı yaşamaya çalışırken arada parazit yapan, duygu,
düşüncelerimizde vede zihnimizin bir köşesinden bizi yoran dolu
zihnimizdir ve, ego ile baş etmeye çalışırken bulabiliriz
kendimizi. Çatışmalara sebep olan olaylar bize takıntılı oldumu
bırakmamız zorlaşırken bağımlı olduğumuzu anımsamayız bile.
Tüm bunlara neden
olan bilinçsizliktir. Ve, zaman içinde kendimize gelmemizi sağlayan
olmasını dilediklerimizin olmaması sonucu farkettiğimiz kalıplar
ve dirençlerimizdir.
Bize ait
olmayanlarla zorluklardan derslerimizi alıyoruz elbette. O olmamış
olsaydı emin olunuz ki hiç bir şey göründüğü gibi
olmadığından kendi frekanslarımızı dengeleme şansını dahi
yakalayamayacağımızdır.
Zaman her birimize
en büyük katkı olurken hayat amaçsızlıklarımızın düşler
kapanından kendimize gülümseyen yüz veya ifade kullanamamış
olacaktık.
Hep daha iyisi için
kendimize gülümseme şansımızı kullanmaya ne demeli.
Her şeyden hiç bir
şeye takılmadan “ion enerji” frekanslarımızın denge ve
uyumlu olabilmesi ve kendi varlığımızın hakimiyetinde kalmamız
gerekiyordu ki bunu nasıl yapabiliriz veya nasıl başarabilirim
diye düşündükçe bizi kendimize getiren eksiklerimizin
düşüncelerimizle zihnimizde dolanmış olması, bu kez önümüzde
engeller, endişeler vede korku olarak yarattığımız yerine emin
olduğumuz doğru kişilerle imkansızlıkları derinlerimizin bir
köşesinden çekip çıkartabileceğimiz doğrularımızın geri
yansıması bugün direndiklerimizle çatışırken silkeleniriz.
Herşeyden çok
şeyler algılayabiliriz. Anlamsız kalmış vede askıya alınmış
bazı nedenler önümüzde siper almışken ilerleyebilmemiz
imkansızlaşıyorken önümüzde duran dirençlerimiz
bilinçaltımızda kodlanmış korkularımızdır.
Nedensiz hiç bir
şey yaşamadığımız gibi bugün yansıyan her şeyden kendimize
çeki düzen vermeye başlarız. Bilinçaltımızda var olan ve
yaradılıştan bugüne var ettiğimiz, takıntılı kaldığımız
her şeyimizle yüzleşmeye başlamamızın nedeni farkında
olamadıklarımızdır. Sindirememiş olduklarımız ile mücadele
içinde savaşırkend her olumsuzlukların katkısı ile kendimizi
buluruz. Hep bir başka nedenlere takılırız oysa. Mesela:
bırakamadıklarımızla alışkanlıklar gün yüzüne çıkmaya
başladımı değişimlerimiz oluşurken olgunlaşmaya başlarız. Bu
bize her olumlu, olumsuz yansımalarla derslerimiz oluyor.
Yaşamış olduğumuz
her olayların gerçek kaydı algılarımızın bilinçaltmıza
aşılanmış kodların yansıma modellerine göre farklı zamanlarda
başka senaryolar içinde dilemediklerimizle değilde
dilediklerimizle birlikte bir yaşam sürdüğümüzdendir.
NUMEROLOG:Müjde Şener
20.2.2020
44/17/8
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder