BAKIP
GÖREBİLDİKLERİNE BELKİDE AYNA OLAN SENSİN…
HAYATI EMPATİ
YAPARAK KENDİNİ ÇEKİP ÇIKARTACAĞIN ESKİ KALIPLARINDAN BUGÜNE
İSTEDİKLERİNE TAŞI
Her olan olmayanın
hayrımıza olduğunu henüz anlayamamış olmamız bizi geçmişimizde
takılıp kaldığımızı vede hiç bir şekilde zamanın ilerleyişi
ile ilerleyemediğimizi gün gelir devran döndükçe anlarız ancak
anlayamayanlarda vardır.
Yaşamın bize neler
sunduğu neden önemli olsun, sizce?
Sürekli değişen
zamanla olgunlaşırız. Değişen duygu, düşüncelerimizle
kendimize çeki düzen vermeye başladık mı zamanın gelişi ile
gidişinden yeni gelen nesillerle birlikte denge, uyum içinde
kalabileceğimizin ipuçlarını akışla beraberinde almaya
başlarız.
Her dokunuşun
değişimlerimizle bize katkısı olabileceğini öğrenirken
ilerleyen zaman: geleceğin bıraktığı izlerle, farklı algı vede
olaylara bakmaya başlarmışız meğer.
“Keşke”ler
aklımızı çelerken şimdiki mantığımızla olsaydık
demezmiydik?
Benim gibi eminim ki
bir çok kişi kendi içinden de olsa bu cümleleri kullanmıştır.
Aynayla göz göze
geldik mi, aramızdaki teması kurarak neye ihtiyacımız olduğunu
veya nasıl hissettiğimiz ile kendimizi şekillendiririz. Önce ben
demeye başlarız. Motive edilerek kendimize gülümsediğimiz o an
en mutlu olduğumuz zamandır. Dışarıya karşı içimizdeki
hislerimizdir taşıdığımız kadarı ile yansıttığımız.
Böylece kimse için değil kendimiz için ne kadar özene bezene
hazırlık ederken ihtiyacımız olandır aynada aradıklarımız. O
yansıma belkide sensin senin sayende göremediklerimizi bakıp
gözlemleme şansı yakalamış olduğumuz.
Günden güne
olgunlaşmamıza aracı olan birikimlerimizle geniş açıdan
olaylara bakıp sınırlarımızı aşarız. Hep daha iyisinedir
mücadelelerimiz…
Kimsenin ayni
kalmadığını hatta kimsenin göründüğü gibi olmadığını
anlarken kim olduğumuzu sorgulamaya başlarız. Daha derinlerimizden
gelen alışkanlıklarımızı farkederiz. Geçmişimizi yoklarken
acısı tatlısı ile her şeyi orada bırakmak isteriz. Ancak o
zamanı değerlendirdiğiniz zaman doğru olduğuna inandıklarınızla
bugün o duygunun yanlışını anlarken sadece geçti vede bitti der
önünüze bakarsınız. Böylece farklı bir kimlikle zamana
uyumlanmaya başlarız.
Bu döngü bizi
kendimize getirdikçe içsel, ruhsal, duygusal daha çok kendimiz
için başka neler yapabileceğimizin analizini yapmaya başlarız.
Hayat bu! Bazı
zamanlarda takılıp kaldıklarımız kolay geçmesede,
imkansızlıklar peşimizi bırakmadıkca nasıl kolaylıkla o
ortamdan uzaklaşabileceklerimizin formüllerini gelen zamanda
ararız. Çıkış yolu istersek bulabiliriz.
Gelen zaman
geçmişin içerisinden parçaları yansıtırken farkındalıklı
olabilmemiz gerektiği içindir. Hiç birşeyin nedensiz olmadığı
kadar gelen ile geçmişin arasındaki kimliğimize takılmak
zihnimizdeki blokajlarla silkelenmemize nedenler olacak.
Tüm yaşamı,
yaşama sebeplerimizle eşdeğer tutabilmemiz gerekir.
Hiç birşeyin
sebepsiz olmaması, daha iyi hayatımızın olması: yada doğru olan
ile olmayanların arasındaki düşüncelerimizi değiştirebildikmi
imkansız olanları farketmemize aracı olacaklardır.
Anlamadan göz açıp
kapatıncaya dek bakmışız geçmişimizi anarken ayni yerde
kaldığımız zamanları anlar dururuz. Üzerinden gelip geçen
yıllara rağmen farklı zamanların bugüne eşdeğer zamana rağmen
hiç mi değişmedi? Değişen kendimizden başkası değildir.
Değişmeyen duygu vede düşüncelerinizle ta geçmiş o zamanda
takılıp kaldınızmı ayni nakaratta tekrar ederken düşüncelerinizi
haklılığınızın bir hükmü kalmadığını farkedeceksiniz.
Kimsemiz durduk yere yararından çok zararı için kendini feda
etmeyecek. Bu nedenle her olan olmayan hayrımızadır ve kendi
dünyalarımızın bize ne verdiğine bakıp almamız gerekenleri
gözden geçirerek yeniden yaratıcı olabiliriz.
Bu mümkünmüdür
sizce? Değişim: değişmeyenlerin ardındakilerin sebepsiz
kabullenememiş olduklarımızdan kaynaklıdır. Her nedenlerin:
derin öz geçmişimize bağlı oluşu ile dirençlerin kırılmasında
girişimlerde bulunuruz.
Sindirememiş
olduklarımız ile sindirdiklerimiz arasındaki bağ nedir?
Kırılması
gereksede kalıplarınızdır ve değişmesine izin verdiğiniz o an
değişim olur. Gerçi eskilerin yeni nesillerle . Sürekli
aklımızda, zihnimizde takılıp kalan ve ilerlememize engel olan
değişimimize direnç ettiklerimiz Atalarımızdan bize gelen
kalıplar, kodlardır.
Her bir nedenden ne
çok şeylr algılamaya başladık mı ayni yerde saymak yerine
sürekli değişimlerimizle kendimize çeki düzen verebiliriz.
NUMEROLOG: Müjde Şener
21.2.2020
45/18/9
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder