19 Haziran 2022 Pazar
ANILARDA KALMAK...
ANILARDA KALMAK… “HAYATI HAYALLERİNDE YARATARAK YAŞARSIN…” (Görünüşe göre, başkalarının hayatlarıyla kendi hayatınızı karşılaştırmanın önemine dair bir düşünceyi ifade etmeye çalışıyorsunuz. Başkalarının yaşamlarıyla kendimizi karşılaştırmak, genellikle öz değerlendirme ve kendimizi anlama sürecimizde önemli bir rol oynar. Bu karşılaştırmalar, sosyal normlar, başarı ölçütleri ve kişisel hedefler üzerinde düşünmemize yardımcı olabilir. Ancak, başkalarının yaşamları ile sürekli olarak kendi hayatımızı kıyaslamak bazen sağlıksız ve yıkıcı olabilir. Her bireyin yaşamı, deneyimleri ve mücadeleleri benzersizdir. Bu nedenle, başkalarının hayatıyla kendimizi kıyaslamak, gerçekçi bir değerlendirme yapmamıza engel olabilir. Önemli olan, kendi değerlerimizi, hedeflerimizi ve mutluluğumuzu bulmak ve bunlara odaklanmaktır.) Kesinlikle, başkalarının hayatları ve deneyimleri ile empati kurmak, hem kişisel hem de toplumsal anlamda büyük bir değer taşır. Empati, karşımızdakinin duygularını ve düşüncelerini anlama yeteneğimizdir ve bu, iletişimimizi güçlendirir, ilişkilerimizi derinleştirir. Başkalarının deneyimlerinden öğrenmek, kendimizi geliştirmemize olanak tanır. Farklı bakış açılarına sahip olmak, sorunlara farklı çözümler bulmamıza ve daha yaratıcı düşünmemize yardımcı olabilir. Ayrıca, kendi yaşam deneyimlerimizi zenginleştirerek daha kapsamlı bir dünya görüşü edinmemizi sağlar. Kendimizi bir referans noktası olarak görmek, empati ile birleştiğinde, başkalarına yardım etme ve onların hayatlarına anlam katma fırsatını da beraberinde getirir. Bu, sadece bireysel gelişim için değil, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve anlayış için de kritik bir öneme sahiptir. Sonuç olarak, başkalarının hayatlarına anlam katmak ve onlardan öğrenmek, kendi yolculuğumuzu zenginleştirdiği gibi, toplumsal bağları da güçlendirir. Bu sayede daha anlayışlı, duyarlı ve empatik bir toplum oluşturma yolunda ilerleyebiliriz. Özden gelen içsel, hissel tavır davranışların kurbanı olmamaya, her doğrunun doğrunuz olmadığı gibi yaşamınızı kontrolünüze almalısınız. Yaşamın sihirli olduğunu biliyor musun? Bu sihirli gücün kendisi olduğunu ve bu sihirli dünyanda kelimelerinden gelip geçen hazinelerinin ne olduğundan bilgin var mı? Her şeyin tek gerçek olgusu şimdi şu anda yaşamında süre gelip geçen hikayelerinde gizli kalan, yarım asırlık yansımalarla olduğuna işaretleri okumaya başla. Bu metin, bireyin içinde bulunduğu durumun farkındalığı, seçimleri ve bağımlılıkları üzerine derin bir analiz sunuyor gibi görünüyor. Bireylerin eski alışkanlıkları, bağımlılıkları ve bu bağımlılıkların yeni mutluluklarla nasıl etkileşimde bulunduğu konusundaki düşünceleri sorgulamak, aslında kişisel gelişim ve bilinçlenme açısından önemli bir adım. Vurgulanan noktalar şunlar: 1. “Farkındalık:” Bireyin mevcut durumunu ve bu duruma olan tepkilerini anlama kapasitesi, yaşamın kalitesini etkileyen önemli bir faktördür. Kendimizi sorgulamak ve mevcut durumu değerlendirmek, gelişimin başlangıcıdır. 2. “Bağımlılıklar:” Eski alışkanlıkların ve bağımlılıkların yeni deneyimlerle nasıl bir araya geldiği konusunda bir tespit vardır. Bağımlılıklar, insanın ruh halini ve ilişkilerini derinden etkileyebilir. 3. “Yeni ve Eski Arasında Denge:” Eski ve yeni deneyimlerin birbiriyle nasıl etkileşimde bulunduğu sürecinde dengelerin bozulması, kişinin içsel huzurunu ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. 4. “Seçimler ve Taraf Belirleme:” Bireyin hayatında neye odaklandığı, hangi tarafta durduğu ve bu seçimlerin hayatındaki yansımaları üzerinde durulmuştur. Seçim yapmak, bir tarafta durmayı ve o taraftan destek almayı gerektirir. 5. “İlişkilerde Denge:” İlişkilerde meydana gelen kıskançlık gibi duyguların etkisi, bireylerin birbirleriyle olan dinamiklerini nasıl şekillendirdiğini göstermektedir. Bu tür duygular, ilişkileri zayıflatabilir veya güçlendirebilir. İnsanın ruhsal durumu, ilişkileri ve içsel çatışmaları üzerine önemli bir şekilde düşünmeye teşvik ediyor. Kişisel farkındalık ve bilinçli seçimler yapmanın, hayatta daha sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdürmek açısından ne kadar önemli olduğunu vurgulamakta. Hayatı, hayallerimizde gerçek kimliğimizle ve kişiliğimizle eşdeğer ölçüde tutabilmeliyiz. Zaman, kimse için değişmezken, kendimiz için ne kadar ileriye taşıyabileceğimizin önemi tartılmalıdır. NUMEROLOG: MUJDE ŞENER
18 Haziran 2022 Cumartesi
Kabule Geçmek
Kabule Geçmek…
Hangi açıdan yaşamın nasıl nükte ettiğini bilmeden, kendime yön verebilme çabası içerisindeyim. Kaynağın kendisi en büyük nimetimizdir. Hayat amaçlarımızın anahtarı bilinç altımızda bizlere sunulan hazinede saklı."Gizemli dünyamızın saklı kenti", yaşamımızın şifrelerini bizlere yansıtırken ve hangi zamanın vazgeçilmez kilidleri arasında kendimize nasıl yön verebileceğimiz sadece ama sadece bizlere bağlı değişimlerimiz ile vede farkındalığımız ile ilişkilidir.
“Tanrı” ile aramızda güçlü bir bağ vardır. ( O Tanrının nimetleri içinizde taşıdığınız zerreciklerdedir...)
Buna hangi zihin, algı, hisleriniz veya konusu ile tartışmaya alacağınız "düşünce ile sözlerinizin önünüzde duran blokajlarınız olduğunu bilensiniz".
herşeyi bilip ben "bilmem" diyerek önünüzde durmasına müsade etmeyin.
Kendi doğrularınızdır elbette ve her birini tek tek açacak olursak kişisel bağlarınızın tek tek eski ile yeni arasında oluşan köprülerinizin açığı çıkacağını o zaman farkedersiniz (iptal tuşunuza basın.)
Akıl, mantık şuur: her biri bir biri ile tam oldumu olgunlaşma süreçlerimiz başlar.
“Gelmişin içerisindeki geçmişin şifreleri, ve bu şifrelerin farkındalığımızla bize, yani “sen” kişisel kimliklerimizin “ruh zerreciklerimizin” yansımaları olduğunu bilerek, yaşama ve yansımalara doğru uyanışlarımızın olması: hayatımıza daha hızlı çeki düzen verebilmemiz için aracı olurlar.
Kabule geçmek: zamanı kelimelerimizden önce zihnimizdeki düşüncelerimizde bulunan kirli olan nedenlerden arındırmalıyız.
(Bazen, zaman zaman hayatın akışından çok kendi içime yönelmeyi severim. Sessizliğimi bozmadan sadece bana, kendime özel kıldığım dünyamda olmayı seviyor ve seçiyorum. Arada bir başımı hayatın akışına salıyorken kelimelerin arasında yorgunluk, zihinsel kirliliklerin boşa çekilen kürek olarak düşündüğüm zamanı heba eden topluluklar arasında benim burda “amacım ne? veya olmamın bana getirisi nedir?” gibi değerlendirdiğim kendimden başkası değildi.)
Hayat: “Her iyiliğin kötü sonuçlanması da evet, iyikiyi bize söyletir olmasına dikkat edin.”
Herşeyden bir şer olgusu içimdeki bir kıvılcımı tetikliyor. Zannatı boşa geçirmeden sanatla buluştırmanın hediyeleri içsel dürtülerimizin kırpınışıdır. Hiç birşey için kendimizi heba etmeden hayatı anlamaya, çaba sarfederken bile her nedenlerin hediyelerinin en büyük katkısı, kazancı, kabullerimizdir.
Kimseyi sen, ben, o bizler istesekde değiştiremeyiz “kendi tarafını belirlemediği müddetce.” Bulunduğumuz her ortamın kazancı, katkısı, geliri: senin içinde bulundurdukların kadardır.
Içindeki hazine ise: düşünce, algı ve taşıdığın inançlarındır. Hangi zamanı alıp bugüne taşıdığını sorgulamalısın çünkü o gün ve zaman bugüne hibe edilmiştir.
Kimlerin hayat hikayelerinden nasıl meded umduğunu anlamaya çaba sarfet… kelimelerinde tutsak kaldığın zaman hiç bir şeyde “bir nedenden kendini arındıramazsınız.”
Hayatın akışı aklımızın zihnimizin oyunları ile oyuncu olmaya bizleri mahkum kılan değerlerle önemseniliriz.
(Bulunduğum her ortam bana kendime daha çok yönelmeme ışık tuttu) Tıpkı bugün size de olduğu gibi. Kelimelerim, sözlerimdeki ton, yaşamıma yansımalar hediyelerim oldu. Görsel, işitsel, hissel her alanı taramama hizmet eden “bizler” gibi… nedensiz olmayan gelişmeme imkan sağlayarak uyanışlarım taşımış olduklarımla sınırlı olduğu gibi... Kişisl alıntı yapacak olursak çıkış yolu bulabilmemiz için önce kelimelerde kendimizi taramamız kerekiyor. Algı: anlamların arasında tutunduğumuz bir dal bile varsa nedeni, niçinleri sorgulatan içsel hissettiğimiz duygularımızda ve geçmişten gelen nimetlerimiz olduğunu anımsattıracak yansımalardadır. Daha bir başka çıkış yolu arayışına girersek eğer, o zamanı kelimelerden geçmişe, geleceğe uzantılarımız vizyonlarmızdan gelen şimdide saklıdır. Ağzımızdan çıkan bir söz, kelimelerin nedensiz olmaması gibi...
Kendime kendimi aradığımı söylediğim zaman kendimi söylememe gerek kalmadan içsel duygusal bir birini kovalayan vizyonlarımdan karelerin birleştirilişini farkettim. Her kare bir hayat hikayesinden alıntıdır. Arzu edilen, isteklerimiz, yaşama kaynağımızın mucizeleridir.
Eksiksiz tam ve bütün olmanın verdiği nimetlerle dünyadayız aslında. Kimse bir birinin aynısı değil lakin bir birimizden ne çok derslerle uyanışlarımız olduğunu farkedinceye dek gelip giden zamanlarda yoksunluk, bereket, başarı, hüzün ve bunun gibi bir çok şimdimi buldum.
Hayat işte bizlere birçok masal anlatılırken alıntılar akıllarda kalan bırakamadıklarımızdır. Bağımlısı olduklarımızdır. Kabullendiklerimizdir. Yaşama sebeplerimiz olmaya bizleri mahkum edendir. Doğrusu ne çok imtihanlardan geçtiğimizin derslerini alırken bizi sorguya çeken yine kendi tavırlarımızdır, seçimlerimizdeki ve buna neden olan değerlendirmelerimizdir.
Kimse sen değildir, sen kimse değilsin…
-Başarının anahtarı: önceliklerin arasında sen kendin olmayı hedeflemendir.
-Sağlıklı olmanın anahtarı: her yönden hayatı doya doya yaşamaktır…
şimdinin kurbanı değil de her alanınızın patronu olmayı seçmelisiniz. “Ben kendimi seviyorum, sevgim her alanımı kutsuyor.”
-Mutlu olmanın anahtarı: kelimelerindeki sihirli cümlelerinde gizlidir. Saklı kalan duygularıın açığa çıkmasından korkmadan üstesinden gelebileceğinden emin olduğunu kendine söyle. “Ben kendime güveniyorum. Mutlu olmayı hak ediyorum. Mutluluk benim içimdeki güzelliktedir ve ben mutluyum...”
- PARA: zamanı yok eden hiç bir şeyden keyif vermediği gibi zamana kötü kod yayarak gelişmemize engel olan tek neden nedensizlikte gizlidir.
Kaybedilen hayatın kötü kaderi: var edilen hayat şartlarından başka bir çok nedenleri de kendi ile birlikte endişelere sürükleyen. Bağışıklık sistemlerini çökerterek her alanı bloglamaya meyilli görünüyor. Kimse için değil bugün kendimiz için her alanı yeniden toparlarken kötü gelişmemize engel olan endişe üreterek zamanı yok eden bu değerlendirmelerden kendimizi arındırmalıyız. Savaşmamız gereken bizleri içeri çeken, bloglayan düşüncelerimizden yani korkulardan: gelecek kaygısı, başaramama, kimse alışveriş yapmıyor değerlendirmelerinden uzak durmaktır.
Önce sen kendi içinde yaptıklarından keyif almayı seç! Doğru olduğuna inanmalısın. Gelmişin içerisindeki geçmişini arayacak olursan geleceği göremezsin. Geçmişinden derslerini alarak ilerlersen gelecekte daha iyisi için yol alabilirsin. Kimsenin kurbanı olmamayı seç!
Hayatım benimle güzel ve zengin. Varlığım her alanımı iyileştiriyor. Geleceğim şimdi şu an en büyük nimetlerimleyim...
daha nice sağlıklı huzurlu mutlu başarılı günler bizlere hizmet eden nimetlerimizle uyanışlarımız olsun.
Numerolog MUJDE ŞENER