EN BÜYÜK NİMET
SENSİN
EN BÜYÜK NİMET SENSİN
Küçük büyük farketmez, her koşulda hayata nasıl baktığını sorgulamalısın.
Zamanı dünden geriye taşırken bugün kime neden üzüldüğüne
bir bak. “Değer mi?” diye. Gerekir mi ruhunu incitmene?
Oysa, incitilmiş duygularında tutsak olmaya değermi (kime göre neye göredir) değmezmi taşıdığın geçmişin yükleridir. Ne kadar önemsediğin. Ona değer kattığımız kadar bizim hediyelerimizdir, toplarken veya alırken emanet olarak alıyoruz. Bırakmamız gerektiğini hissettiğimiz an teşekkür eder ve teslim ederiz.
Varlığımız taşımış olduklarımızla bir yere kadar ilerleyebilir. Olandan çok olmayanlarada yönelirken kendine hak edilenden fazla yükler aktarırsın.
Kendimizdekilerin derdinden çok başkalarınkini de alır ve sahiplendikmi
1- Amaçlarımıza bizi götürecek olanı yok sayarız.
Kimsenin derdi, tasası, düşünceleri, yaptıkları ile ilgilenmek yerine izleyici olmalı.
Benim ondan neyim eksik? Diyebilirsiniz.
2- Olanı göremediğiniz için kalp gözünüzü kapatırsınız.
Öngörülerinizi iyimser düşüncelerinizle onore edebilirsiniz. Aksi oldumu, sizi ürküten bilinçaltınızdaki farklı başkaların senaryolarından dolayı zamanınızı yok yere travmaya dönüştürürsünüz. Gerek varmı tüm bunlara? Hiç gerek yokken taaruza geçen seçimlerinizden kopmanın formüllerini aramauya başlarsınız. ( kabule geçmek, onaylamak, teşekkür edipte sen bana ait değilsin diyerek gönderebilirsiniz. Bu cümleleri tekrar tekrar dile getirebileceğiniz format veya sıralama sizin kalpten gelecek doğrulukla hislerinizdir yönlendiren. )
Her alanınızı sarmalayan (eksenin ve içinde olduğunuz) nimetler en büyük
zenginliğindir. Kimse için değil kendiniz için hayatı hayallerinde
dolaşmasına izin verdiğin kadarına sahipsin. Sarıldığın,
tuunduğun her dal destekcincir, yol gösterenin olur. Tamamlayıcı
olan öğreticidirler. Dahası o da gelir geçer lakin kalıcı olan
izleri hatırlatan olur. Yansımalar kimi zaman önünüzde duran engellerinizdir. Her alanınıza farklı şekilde yansırken tarafınızı belirlemenize eşlik eder.
Seçimlerinizde doğru olan ne ise o olur. Gün ve zamana göre o dönemin seçi ile donanımlı algı, bilinç veya sırası gelenin yön bulduğu akışta yol alıyoruz.
Karşılıklı alma verme döngüsünde tamamlanması gereken “kendin” olmaktır. Kim olursan ol! Sen doğru olana yönelensin.
"Şartlar her alanımıza yön verendir. Bu benim yaşam yolum mu? derken
içimden kocaman EVET! Çıkmıştı.
BEN NE KADAR ÇOK ŞANSLIYIM demeden kendimi alamamıştım. Çünkü, Şanslı olmanın
verdiği iç huzura erişebilmek ne büyük nimetlerimizdir. Kimse için değil
de kendin için hayatına yön verebilmenin verdiği haz kadar refah
hiç bir his yoktur. Buna engel olan her ne ise bırakmaya gönüllü oldukmu devri daimler içerisinde gezinen hayatımıza dair zerreciklerin en doğrusu ile eşleştirilmeye başlar. Hayallerimde ne istediklerimi dilerken sözlerimde taaruza geçiyordum ve böylece tamamlanmasını dilediklerimin tekrar yeniden yapılanmasına eşlik eden benliğim ile tam ve bütün oldum.
Sahip olduğun ve sım sıkıya sarıldığın hayat, şartlarına yönelerek gerçekten
bunu ben mi istedim diye düşünerek kendini kelimelerinde
sınamalısın. Hangi dala tutunduğunu, kimlerin anıları ile
beslendiğini, kendinden çok kime ne yaptığını, derinlerde yatan
kaynağın yansımalarının yaşamında var oluşu kadar en
yakınlarını sorgulamalısın. Kimse için değil kendin için
kelimelerinde tutsk kaldığın hiç biri gündeminde olmadan serbest
ve özgür bırak. Çünkü sen ben değilsin, ben de sen değilim.
Biz bir birimize öğretici, hatırlatıcıyız. Şimdiye mutlu
bakabilelim diye. Ve öylede oldu.
NUMEROLOG: MUJDE ŞENER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder