HER DOKUNUŞ BİR
UYANIŞTIR
Yapıcı yada yılıcı
olmak, olanı alıp kabul eder veya etmeden hayatın içinde
duygularla edilen mücadelelerimizde, kendimize çeki düzen vermeye
başlarız.
Bir yandan
toplarken, diğer yandan dağılabilirizde. Zamanı, alma verme
alışkanlıklarımızla tamamlayamazsak eksiklerimizle bir yerden
sonra takılıp kalırız.
Yaşamın bize ne
getireceğini bilmeden, girdap içerisinde döner durur kendimizi
ararken bulmak ve deneyimlediklerimizle sınava girdikçe
isyankarlıklara meydan vermeyi ihmal etmeyiz. Her yönden hayatı
anlamak, algılayabilir olmak ve hayallerimze açılan kapıların
gücünü keşfederken ne istediklerimize uyarlanmış olmamız, her
birimize hediyeler dediğim zamanın yansıtmış olduğu
kesişmelerdir.
Kimlerle ne zaman
yollarımızın kesişeceğini ve nasıl katkı olacağımızı, bir
birimizden alıp vereceklerimizle frekanslarımızı yoklayarak ders
çıkartırız (Hiç bir şey olumsuz değildir. Yansıyan her olayın
olumlu yönünden bakıp görmemize engel olan inanç kalıplarımızı
terkedebilmek için olduğunu bilerek bakmalıyız yeniliklere).
Dünya
görüşlerimizi, hislerimizle deşifre edildikçe. İmkansız olanı
başardıkmı mutlu oluruz. O’ an bu duyguyu hisseder ve
bırakadabilir, devam da edebiliriz.
“O’ anlık bir
his” der geçiştirebilirizde. Hareketli döngü içerisindeki
yaşanmışlıklardan dersler alarak hayatı anlamlı kılmak,
imkansızmış gibi gelebilir ama, değildir. Hareketli yaşamın
dilinden anlamayı seçelim ki etrafımızda olup biten olaylarla
akışta alma verme denge ve uyumuyla birlikte hareket etmenin
keyifli, eğlenceli olabileceğini görelim.
Toplum içinde
sürekli monotonluk: alışkanlıklar: bağımlılıklar ve ardı
ardına dizilmiş takıntılarımızla mücadele eder, yarış
halinde kim ne kazanacak kavgası ile: mutluluk politikasıyla,
egosal savaşlar arasında bize ait olmayanlarla kimliğimizle
mecazori yaşama tutunuruz. (Yüzlerdeki maskelerin ardındakiler
nedenlerdir). Nedenleri deşifre ettikçe her birimizin, duygu ve
düşüncelerinde, alışkanlıklarından yola çıkarak sebepleri
yoklamaya başlarız. Anlık zamanın gelip geçmesiyle bir birini
tamamlayan döngü var ettiklerimizle çarkın dönmesinin bitmesini
bekleyeceğiz. (Kendini bilen ve nerede ne zaman nasıl bir tablo
çıkartmak istersen hedefini koy, belirle ki zamanı doğru
değerlendirebilelim.)
Bu politik
davranış ile, eksenimizdeki zehiri daha çok güçlendirmeye
başlarız. Dışardan seyirci olabiliriz yada olmayadabilir.
Kendimizi, O’ girdap içerisindeki frekanslardan etkilenmiş
olarak, duygularımızı zorlayadabiliriz. Her durağanlık ardından
silkelendikmi çevrenin rolleri olumlu tetiklemelerle yarım kalmış
olanı kodlayarak hareketlendirebilir.
“Her dokunuş bir
uyanıştır”
Olaylara alıştıkça
bağımlılık yaparız. Dikkat edilmes gereken ise, “ne kadar veya
kaçlık bağımlılık birimlerimizle olayları taşımaya
üstlendiğimizdir. Her olayın diğer yüzünü görmek istersen
olmaz dediğinin tersini düşünmeye odaklan. Mesela: yapamam
dediğin zaman “yaparım” demek zor değildir. Olayları ters yüz
etmek imansız olanın olabileceğine inanarak deşifre ettinmi
kabullenmeye başlarsın. Böylece olumsuz olana bağımlı kalmadan
yaşamını değiştirmeye başlayabilirsin.
Kimseye
gerektiğinden fazla bağımlı olmamayı örenmek gerekir. Her
bireyin senle rolü varsa bir yerden sonra bitecek. Yaşamımızı
ele aldıka kesişen yollarımızda kimlerle nasıl dans ettiğimize
bakıyorken denge, uyumu taşıdıklarımızla örtüştürerek
değerlendirmeye alalım.
Her birimizin bir
gün bir birimize ihtiyacı olabileceğini yada muhtaç olabileceğini
bilerek yaşamımızda kimlerle nasıl düello ettiğimize yönelip
“geçmişte kime ne yapmışsan gün gelir devran döner benzer bir
sahnede rolünün olabileceğidir”.
Kimse için değil,
kendin için yatırım yaparken yaşamın her zerresinden keyif
çıkartmayı öğren.
Bugün kendine nasıl
katkın olmuşsa, “dünyanın yuvarlak oluşu, hayallerinin
esnekliliği, yaşama dayanıp hikayelerini dile getirdiğin an
zorlukların üstesinden gelmeyi başararak ilginç bakış
açılarınla “mutlu” olmanın verdiği güvenle, öz değerinle
yaşama sarılırsın”. Böylece, kimsenin bağımlılığı ile
değil de kendine olan bağımlılığınla yaşamından aldığın
her nefesle zevk alarak tüm hücrelerine hediye edersin.
Olmak istediğin
kişi olurken çevrenin rolleri seni tamamlamaktır. Ekseninde
seninle birlikte olan insanlar, olaylar, yaşamın her zerresiyle bir
birinizi tamamlayarak güçlendiğinizden hayallerinizi tamamlayan
kişilerle olmak istediğin yaşamını yaşarsın.
Olmak istemediğin
bir yerdeysen zamanını yeniden değerlendirerek olmasını
dilediklerini düşüncelerinde yapılandırmak gerekir. Kimse için
değil de kendin için yaşadığından emin olduğun zaman
eksiklerini keşfederken farkındalığını görmeye başlarsın.
Dilemediklerinle yaratamazsın. Yarattıklarınla yaşarsın.
“DİLEMEDİKLERİNİ
YARATAMAZSIN, YARATTIKLARINLA YAŞARSIN”
NUMEROLOG:
Müjde Şener
29.6.2019
65/11/2
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder