29 Haziran 2019 Cumartesi

YAŞAMIN TEMELLERİ




YAŞAMIN TEMELLERİ

Sahip olduklarımıza yıkmak yerine yapıcı olmayı öğrenerek yaşama sarılırız. Sürekli elimizin tersiyle ya iteriz yada çekeriz. En önemlisi de yaşamın anahtarının kendi elimizde oluşudur. Bunun farkındalığında olmak ve olanı doğru kullanmak sahiplendiğimiz herşeyin yeniden yapılanması için fırsatını kollamaktır.

Kimliğinle kendini kabul ettiğin zaman, her olayın bir biriyle bağlantısını keşfederek zamanı tamamlayarak olanı içinde kabul edip sevdikçe özgüvene sahip olursun. Dilediklerinin peşinden giderken zenginleştirmekten vazgeçemeyeceğimiz bilgi dağarcığımızla zihnimizi terbiye etmeye başlarız. Geliştikçe sürekli daha iyisine ufkumuzu açarak yaşama bakış açılarımızı değişimlerle birlikte değişen düşünceler arasında seçimler yapmaya meyilleniriz.

Özgüvenin gücü her şeye yeter. Ancak bunun anlamını: kafa karıştıran zihninde birikmiş detaylara takılmadan ilerleyebilmen için hiç bir değerin önemi olmadığını keşfederek, “Öz”, “SAF BİLİNÇLE”, “AN” da kalarak gelen geçen yaşamın içerisindeki her zerreciğin hangi duyguna dokunuyorsa özümseyerek zamanın senle birlikte akışkanlığını sağlayabilmektir.
Böylece zamanı özümseyerek, takılmadan özgürce dans etmeye benzeyen yaşamla ahenkli olursun.

Kimlerle yollarımız kesişecek bilmeden hayat bizi o çember içinde tutmaya devam eder. Bakıpta kendimizde göremediklerimizi yansıtacak kimliklerden alacağımız her bir dokunuş dersimiz olur. “Kimseden bir şeyler almadan bırakmam” diye de düşünebilirsin.

Altı yaşlarında minik bir kız çocuğu ile karşılaşmam tesadüf olmadı elbette. Sürekli dilindeki sözlerin yapıcı oluşu ile mutluluk saçarak çevresindeki yabani olan her şeye sihirli dokunuşlarla hareketlendirmessini izlemek heyecanlı olmuştu benim için.
Hayvanlara olan düşkünlüğü ile çevremizde bulunan kedilere yaklaşması, korkusuzca elini onlara uzatarak çağırması anne olarak ben bir an tepki koyabilme iç güdümle yaklaşabilirdim ama, annesi ile babasının yaklaşımı öyle değildi. Gülümseyerek kızlarını gözeterek seyirci oluyorlardı. Var gücü ile sağa sola koşturarak eğlencenin doruk noktasında mutluluk saçıyordu. Müzikli bir yerde bulduk kendimizi. Sahnede dans eden çocukların arasına katılarak kendi öz güveniyle ruhunun özgürce salınışına sahne kalmış ağzım açık hayranlıkla izliyorken kendimi o yaşlara götürdüm. “ben hiç bir zaman bu kadar özgür olamamıştım. Bunu yapamamamı sağlayan nedenlerim özgüvensiz olmamdı, onada neden olan kontrol altında olmamdı, onunda altındakiler ise bakış açılarıydı. Tabular, kurallar,toplum ne diyecek diyerek diyen zihnimdi.”
bugün bu istek arzu ve talebmi gerçekleştirebilirmiydim? Her kes ne diyecekten önce kendimi soyutlamam gerekiyor ve ardından ruhumun özgürce dans etmesine izin vermem gerekirdi ve yaptım. Başardıkça daha fazlasına ihtiyaç duydum derken hayatıma şekil veren zihnimle kalıplarımdan kendimi soyutlamayı başardım. Hayatı yaşamak, yaşarken algı hislerin duygundaki yerleşmiş kalıplarınla kıyasladığın her bir nedenin de altındakileri yoklamayı ihmal etme. Kızmadan, kendini yıpratmadan, acısıyla tatlısıyla geşmiş geçmişi bir kenara koyup artık değiştim diyerek öncelikle kabullenmen gerekeni yap. Zaman aşımında hayallerindeki kapıların açılabileceğidir.
Küçük bir çocuğun yaptıklarını, yapabildiklerini gördükçe çevresine aldırış etmeden hayatı yaşamayı seçmş olması mutluluk değil mi? Anne ile babanın yüzündeki gülücük en büyük zenginlikleridir. Bunu sağlayabilen yaratılış mı? yoksa içindeki ruhunun özgürleşmiş hai mi? Ikisi de olsa br birini besleyen yapıcı yönlerimizle kendimizi görmeyi ve yapabileceklerimizi başarabilmenin kolay yolunun yansımalarını öğrenmek ve bunu kimden öğreneceğimizin önemi olmadığını her fırsatta hatırlayan yansımalardır.

O kadar güzellikler arasında dünyanı kendi ekseninde yeniden yapılandırmaya koyulursun. Şimdinin hikayesi ise zamanın birinde kendinden başlayarak yansımalarıyla yola çıkarak bakıp gördüğü, görüp algıladığı derinlerindeki gizemdi. Yansıttığı hayat tablosu ise farklıydı. Sürekli mücadele içinde kabuğuna girip çıkarken “nerede eksik bıraktım” diye düşünerek beklentilere cevap ararız.
Hisleri ile hareket eden çocuğun yaşamına bakıp onu yöneterek değil de özgürce keşfedebilmesini sağlayan aile bireyleri ile hayatının mucizeleri ile donanımlı yaşamında hikayeleri derinlerden yüzeye çıkmış yaşanmış hale dönüşerek farklı açılardan bilimsel olarak fiziksel dünyasıyla yararlı donanımlara sahip olmasını sağlıyorlar.

Onda olup bende olmayan nedir?
Kendinde göremediklerini sana başkalarının yansıtmasından duyduğun his, taşıdığın kalıpların nelerdir?

Iyi insanlar kendilerini en iyi tanıyandır ve ne stediğini bilendir.

NUMEROLOG
Müjde Şener


30.6.2019
66/12/3

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...