16 Ekim 2019 Çarşamba

GELECEĞİN İÇİNDE GEÇMİŞİNİN İZLERİNE RASTLAMAK İSTEMEZSİN


GELECEĞİN İÇİNDE GEÇMİŞİNİN İZLERİNE RASTLAMAK İSTEMEZSİN.

Geleceğin içinde geçmişin izlerine rastlamak istemeyiz. Her birinin bir birine bağlantılı oluşundan ve kopartamadığımız bağlarımızdan kaynaklı giden gelen duygu ve düşüncelerimizle savunmalarımız daima hazırdır. Kim haklı kim haksız rollerimizle mücadelede olmamıza neden olan her ne ise enerjimizi düşürecek. Sürekli birileri tarafından duygularımızın yoklanmasına nasıl karşılık verirdin? Eminim ki savunmak istemesekde kendimizi haklı nedenlerimizle bunu yapmaya zorlayacak. Geçmişi bir kalemle silemediğimiz doğrudur. Sürklilik arz eden benzer nedenlerin yaşamımızı kontrol altında tutması ve olayların farklı zamanlarda benzer bir nedenle karşımıza çıkmasına itici gücümüzle direnmek düşer. Elbette derslerimizi alarak…
İstediklerimiz, tercihlerimiz olmasa bile kabul etmek durumunda kalabiliriz. Nedeni ise, farklı algı, anlamlarımızla zamanın bize hediyesi değişimlerdir. Geçmişteki duygularımızla o zamanın anlamları ile olmamak, gelecek içerisindede benzer duygulara ev sahipliği yapmadığımızı gelenin deşifre edişi ile kendini belli eder.

Alışkanlıklarımız günün sonunda bağımlılığımız olur. Gelenle gitmesi gereken süreçler zorlu olur ve kimyamızı ifşa etmemiz demek geçmişi yoklamamız demek olacak.
Bu kimsemizin pek hoşuna gitmesede, istenilmemesine rağmen nereden geldiğini veya nereye doğru gittiğimizi o an hayal edemeyiz. Anlık gelenin içinde geçmişin, küçük bir deşifre edilecek sözü tetikleyici olabilir.
Nereden geldiği ve nasıl geçmişi yoklattırdığı ise, benzer benzer olayları var olanlar nedeni ile üzerimize mıknatıs gibi çektiğimizdendir.

Bizi yönlendiren anlık hayat mı? Yoksa, yansıttığımız enerji mi?
Hayat okulumuzun her gün farklı yansımaları ile var olanların farkındalığını keşfettikçe daha başka ve farklı anlamlarla karşımıza çıkanlara bakmaya başlarız. Sürekli pirinten taşları ayıklar gibiyiz aslında. Bir de enerjisel olarak ayna olmuş geleceğin içerisindeki geçmişin izlerinden kendimizi soyutladıkça ve sürekli benzer olan olayların yansımalarından dersimizi alıp, kendi yaşam yolumuza bir adım daha yakın olabilmenin verdiği çoşku keşif yapmamıza neden olurken. Kendi adıma ben her anımın bana yansıttığı hediyelerimin bilincinde oldum mu hayatıma daha farklı gözle bakmaya ve değerlendirmeye başladım.
Hayatımın tümünü keşfetmek ve kendimi içinde eğlenerek yoklamam keyif verici.

Evrende var olan her şeyin enerjisi ile birlikte birçok istenilen ve istenilmeyenler arasında kendimizi arar dururuz. Ben kimim? derken. Neden bu dünyaya geldim? Diyerek yalan yanlışların arasında durağan olan her şeyde hareketliliğimizi yaratan kendimizle oluruz.
Oturup bekleyerek elde edemeyeceğimiz istediklerimizi, her yönden harelet etmeye başladık mı cevabıımızı almaya başlarız.

Ne olduğum değil günün sonunda ne olacağız düşüncelerimiz ile bizi inandıklarımızla sınayan hayat içerisinde sürekli çevremizin değişimi ile bugün kimden nasıl bir katkı alarak olgunlaşacağım benim merak ve ilgi sahamdır. Hayallerimize açılan kapıların gerçek sahibi kendimizden başkası değildir. Verdiğimiz emek ve harcadığımız zamanın meyvelerini elbette toplamaya başlayacağız. Zihnimizde duran engellerin sabırsızlığın gereksiz nedenlerin kaynağı ile sindiremediğimiz savunma mekanizmalarımızda pes etmek varsa bırakmaya, özgürleştirmeye hatta önümüzdeki engellerin kalkması için durağan değil hareketli olmamız gerektiğidir. Nasıl? Düşüncelerinde üreten ol! Hayallerindeki hedefine ulaşmak enerjisel olarak seni hedefe taşımaya yetecek. Yansıttığın her enerjinle sende var olan kaynağı üzerine çekmen için gerekli olan donanımlarına sahipsen gerçeğin olur.

Geleceğimizin içinde geçmişin parçalarından kocunmamalıyız. Her birinin hayat derslerimiz olarak karşımıza yeniden çıkması herdeflerimizin deşifre edilip geleceği net gösteren hayal tablomusun işaretleridir. “Neydim ve ne oldum dan ziyade, ne istedim de ne oldu.” Hedefimizi koyara belirlediğimiz her şeyin gelecek içinde olmaması imkansızdır. Yaşam yollarımız her birimiz için en zorlu süreçleri dahi kolaylaştırabilmemiz için gereklidir.

“Sen sadece kendin ol! ve her yansıyanın sendeki yeri, yaşama sebebin olarak var olana teşekkür et!.” böylece, hiç bir şeyin nedensiz yansımamalarını gözlemlemeye, geçmişinden gelen küçük bir dokunuş dahi olsa teşekkür et. Hatta daha iyisine gözlerini açmanda ve bakış açılarını kazanmana yardımcı olacaktır. Insanlarla olan ilişkilerinde kim olursa olsun sadece sen kendin ol!.

NUMEROLOG:Müjde Şener

18.10.2019
58/13/4

YENİ BAKIŞ GAZETESİ 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...