14 Ekim 2019 Pazartesi

KARANLIĞI AYDINLATAN IŞIĞIN KENDİSİ SEN OL!


KARANLIĞI AYDINLATAN IŞIĞIN KENDİSİ SEN OL!.

Istesek de istemesekde, Her insanın içinde karanlık bir yanı vardır. Bu bizim kendi içimizde kabullenemediğimiz, kendimizden ve başkalarından gizlediğimiz ve bilinçsizce başkalarına yansıttığımız yanımızdır. Karanlık yanını ışığa çıkartamadığın için karanlıktır.
Her neyi kimlere yansıtıyorsak onu onunla yaşamaya mahkumuz. Sınırlar içerisindeki dünyamıza bakıp görmek istediklerimizle, çarkı döndürmeye çalışırız. Oysa, her yönden hayat her birimiz için özden gelene karşı savunma içerisinde durağanlıktan kendimizi çekip çıkarttıkmı bırakmamız gereken bize ait olmayan kalıplardır. Bir önceki dirençlerin kırılmasına izin verildimi yaşam yolumuzdaki engeller kalkmaya başlar.

Neden karanlığı seçmek zorunda kalırız? Kabullenmekte zorlandıklarımızın, bilinçsizce ve farkındalık dışı gelişerek içsel olarak ışığa karşı hassas olmamız, imkansızdır diye düşünerek neticeleri görmezlikten gelmemiz ve tek düze yaşamamıza neden olurlarken durağan olmayan hayatla, yaşamımızla denge ve uyumlu oluruz... Ama en önemliside var ettiklerimizin dirençlerinden kurtulmaktır diye düşünebiliriz. Böyle bir durumda hiç bir şeyin neticelerine karşı savunmaya girmez, kendi hayatımızın bir birine balantılı ve geçmişle şimdi, arasındak karanlık ve aydınlık olan yönlerimizle ve seçtiklerimizle aydınlandırdığımız an, göremediklerimizi görmeyi seçmiş olacağız.
Hiç bir gelişmenin nedensiz olmamasından öğrenerek ilerlediğimiz dünyamızda toplum ile iç içe yaşamanın nasıl bir kolaylık olabileceğidir.
Insanlarla olan ilişkilerimizde küçük de olsa bazen büyük neticelerin gelişmesinde önemli roller üstleniririz fakat, her birinin bir biri ile bağlantısı bir öncekilerin gelişi ile toplama, biriktirme özelliklerimizdenmidir ne, klidin deşifre edlişinden yola çıkıp deşifre edilmeyi bekleyen kayıtlara karşı nasıl temkinli, durağan olmayan ve değerimizin ön planda olması ile değişimimizi doğru kullanmanın hediyelerini toplayarak ışığın gücü, temsilli olmuş kaynağın kendisi ile birlikte ilerlemenin keyifli olmasını yaratarak yaşayacağız. Sevgimiz ve ışığımızla deriz.

Şimdi var olanlar, hayatımızda olmasına izin verdiğimiz içindir elbette. Neyin, nasıl olursa istediğimiz gibi oluruz ve olaylar bazen kendi gelen olur. Seçim yaparken bir öncekini anımsarız ve önceden yaşanmış istenilmeyen bir şeye karşı temkinli olmaya otomatik oarak iç güdüsel kendi gelen frenlememize karşı bize “dur” diyen iç sesimiz ile “Ilerlesem mi ilerlemesem mi” diye düşünürüz.

Kimliğimizi deşifre edebildiğimiz zamanlar veya ifşa etmeyi başardığımız an. Buna neden olan: bize ait olmayan karanlıktaki benliğimize ulaşılması ve olmasını dilediklerimizin güzelliklerini ilave edebildiğimiz an dır. O zaman sınırları aşmaya ve ışığın kendisi olmaya gönüllü oluruz. Küçük bir farkındalıkla deşifre ettiğimiz kendimize dokundurmalar, iyimser, güzel bakan gözlerin ile birlikte duygu ve düşüncelerinle hayatın tümünün ışığın üzerine kurulmuş olmasını temenni ederiz. Böylece, iyileştirici olacaktır.
Hayata bakıp görmeyi arzuladığımız her şeyinle, duygu ve düşüncelerindeki dünyanda yarattığın şekilde olmasına izin verdiğin gibi gelişir tümü...

Hangi açıdan hayata nasıl bakarsak bakalım. önemli olan tümden kimliğimizdir. Nasıl olduğumuzla alakası yok! Çünkü onu taşımaya gönüllü olduğumuz için istemediklerimizle değiliz, tercihlerimizle birlikteyiz. Zamanı yoklamaya koyuldukmu etrafımızı saracak her itaat etmiş olduğumuz bize uyan kimliklerimizleyiz. Ne olduğumuz ile bugünden sonra bizi sürükleyecek donanımlarımızla nereye gittiğimiz önemli.
Beklenmedik olaylara karşı temkinli kalabilmek, zamanı önce “kendim” olmak üzere dikkatli olmamız gerektiğini savunabiliriz. (Seni kendinle sınayan yakından uzaktan irdelenmiş duygularına yansıyarak nereden nerelere nasıl bu duruma geldiğini, bir gün kendine sormak durumunda kalabilirsin. Böylece atacağın her adımlarında kendinden emin olmadan istemediğin hiç bir şeyi alıp kabul etmezsin.)

Donanımlarımız en zor deşifre edilmeyi bekleyerek bizleri olmak istediklerimizden alıkoyabilir. Gerçek veya gerçek dışı gelip giden hiç bir şeyin ne olduğu değil, ne olacağmızı sorgulamaktır.

Her an olaylar içerisinde bizi kendimize getirecek donanımlarımızla silkeleniriz

Kimsemiz kendimizi görmek istemediğimiz gibi, geleceğin içerisindekini düşleyemez. Her atılacak adımlarımızda ise, düşüncelerimizden başlayarak kendi gelenin geçmişten bir parcası olduğunu algılamak istemez.


NUMEROLOG:Müjde Şener

16.10.2019
56/11/2

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...