23 Ekim 2019 Çarşamba

SENDE, SANA VERİLEN HEDİYENİ GÖR!


SENDE SANA VERİLEN HEDİYENİ GÖR!

Olmak istediğinin dışında kendini görmek istemezsin...
Haklı nedenlerin olsa bile buna neden olan düşüncelerin, algın, hislerini kısıtladığındandır diye düşünebilirsiniz.
Hayatını daha geniş açınla bakıp değerlendiremediğinden ve sınırladığın yaşamınla yaşamayı seçmiş olduğun içindir desem “tepkin” nasıl oldurdu? Direk savunmaya girer ve “ama”larınla başlayan cümlelerini sıralarmıydın? Geçmişi, şimdiye taşımış olmak ve geleceği nişan alırken hedeflediğmiz her bir nedenin parçalarını toplayarak ilerlediğimizin bilincindeyiz. Ta geçmişimizden Atalarımızdan bize hediye edilen bazı ata sözlerini anımsadıkça silkeleniriz. Silkelenmeye de devam edeceğiz. Çünkü, geçmişimizi şimdiye dek toplayarak ilerlediğimizden bugün eşeleme zamanımızdayız...

Sürekli birileri taradından yönlendirilmeyi seçerken yaşarız aslında. Birçok farkında olamadığımız kendimizi yönlendirebileceğimiz yeteneklerimizle birlikte daha başka henüz farkedemediğimiz kendimizdeki yeteneklerimizleyiz

Kendimize biraz zaman tanıdıkça enerjimizi tanımak, o’nu doğru kullanmayı öğrendikçe kendimizde farkına varamadıklarımızla yaşamı kontrol altında tutabiliriz. Bu süreçlerde zihinsel ve hissel korkularımızla karşılaşmamız doğaldır.

Yılların birikimlerinden bir anda hop derkenden senden çekip gitmesi imkansızdır. Lakin, her sürecin anlama, algılama, hissederken alıp kabul etmen, onaylaman ve teşekkür edip yollama evrimini yapman gerekir.
Bu süreç sandığın kadar zor değildir. Olumlamalarınla rituel şeklinde kendini kabullendirinceye dek devam eden bir süreci olur. Kimi sabırsız olduğundan uzun ve meşakatli geçişler yaşar. Kiminede eğlenceli ve keşif hale dönen değişim dönüşüm ve farkındalık getirir.
Sen hangisi isen o’ sürecin uzun mu, kısa mı süreceğini kendin kestirebilirsin.
Eğer uzun olanı seçmişsen ve sabrınla sınanıyorsan, günün sonunda kolaya dönüşmesini tercih etmişsen. “ben kısa, eğlenceli, keşifci olanı seçiyorum. Beni zorlayan, sabrımla engel koyan duygularımı yıkıp yaratımını iptal ettim. Bu bana ait değildir” diyerek anımsadıkça tekrar tekrar edebileceğin rituelini sürekli bir yere yaz ve oku…

Önemli olan bize Anne karnından başlayan yaşam enerjimizin hediye edilişidir. Hepimizde var olan şifa özelliklerimizle dünyaya gelirken o’nun ne olduğunu ve nasıl kullanmamız gerektiğini bilmeden yaşamanın verdiği sıkıntılardan arınmamızdır.

1- Farkındalığımızla farklı zamanlardan bugüne taşımış olduğumuz genetik kodlarımızda dahil her şeyin üstesinden gelip hiç bir şeyden bir habersiz yaşadığımız zamanları iptal etmeliyiz.
2. Özel yetenek hepimizde vardır. Duyularımızın hediyesi, algılarımızın geçmiş ile şimdiki sürecine gelinceye kadarki yaşam rotasıdır. Hangi zamanda nerede kimlerin sözleri ile incinmişsek, yargılanmış isek, eleştirilmiş isek ve “ben bilmem, ben yapamam” diye kendimizi cezalandırmışsak Farkında olmadan edilen sözlerimizin arasında kendimizi kilitlemişsek o kilitlerin açılmasını niyet ediyorum ve “ben bendeki özel yeteneklerimi kullanmayı seçiyorum” diyerek olumlu telkinlerimizi kullanarak yazıp çizip oyunumuzu oynadığımız bu yaşam çarkımızın içerisinde “iptal” edip, “fes” edip te kendimize uygun olabilecek her şeyn üstesinden “korku” olmadan eğlenerek neşeli ve ihtişamlı olarak yaşam kulaçlarımızı atabiliriz.

Sanatcıyız biz… her şeyden azar azar kendimizi geliştirdikçe büyüyen ve güçlenerek hayatımızı şekillendirebiliriz.
Insanlar ve rolleri: çevremizde her birimizin bir birini yönlendirmesi, duygumuza dokunarak ilerlememizi sağlarken, incittiğimiz duyguların başkalarını tetiklemiş olması inanılmaz ama gerçektir.
Doğanın kanunları halinde işleyerek, yaşamın rituelleri arasında gelişimimizi tamamlarız. Değişim her şekilde her an olağan bir güçtür. Sürekli değişim ile değişebilirken sadece istediklerimize odaklı kalıp, istemediklerimizi rafa kaldırarak o’nun da zamanı geldimi kullanacağımız yerde muhafaza edebiliriz.
Hiç bir şeyden emin olmadığın zamanlar, kendinden ödün vermeyeceksin. Her insanın kendi yaşaması gereken doğru bir rotası olurken, senden ona, ondan sana giden gelen her hikayenin bir birini tamamlama süreci, içinden geçirdiğin duygu, algı ve hislerinle buna yön bulabilirsin. Böylece ağzından çıkan her sözün kimliğinle ne kadarının bir birini bağlamasından emin olman zamanını çalmayacak kadar anlık periyotlarınla olur olgunaştıkça değişirsin.

Zamanı yakalamanın en basit yolu: formüllerimizin doğru ve kestirme yollardan bize ulaşmasını sağlamaktır. Fiziksel, zihinsel, ruhsal, duygusal, hissel var olan her şeyinle sahip olduklarını tanımak…
Kim olursan ol kendin ol!
Bu sanatının geriye kalan kısmında kendine çeki düzen verebilme evrelerinin arasında sıkışmış kalıplar, tabuların, genetik kodların, inançların, korkularınla olumlu olumsuz var ettiklerinle sıkışıp kaldığın noktandır.
Geçmişinden şimdine taşımış olduklarınla nefes almakta zorlanabilirsin. Fiziksel sıkıntılarınla baş edemedikçe sağa sola giderek çare arayanda olabilirsin... Sebepsiz nedensiz dile getiremediğin her şeyin sendeki olumsuz reaksiyonlarınla o’nun gerçek, içimizdeki inançlarımızla oluşumuz ile silkelendiğimiz anda olur. Taşıdıklarımıza bağımlı oldukmu bırakmanın zorluklarının arasında sıkışıp kalabilirizde. Daha birçok hayat hikayelerimizi şekillendirebilecek başka yeteneklerimizle dünyaya gelişimizleyiz.

Biraz kendimize yönelebilmiş olmak ve kendimize çeki düzen verebilmemiz kimliğimizi taradıkça, silkelendikçe altından bir çok çevherlerin çıktığını görmeyi seç!

NUMEROLOG: MÜJDE ŞENER

24.10.2019
64/10/1

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...