31 Aralık 2019 Salı

DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM YILINA GÜNAYDIN


DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM YILINA GÜNAYDIN.

Değişim ve dönüşüm yılına günaydın…

hikayelerimize yeni baştan başlama zamanı diye düşünebiliriz. Her birimizin hikayesi kendi eksenindeki duygularının yansıtılışı ile saklı kalanların gün yüzüne çıkışından farklı algı anlamların hkayelerinizle örtüşmesi demek geleceğimiz için gerekli değşim içimize yöneliş şekillerimizdir.

Her yılın enerjisinden biraz farklı farkındalık yılına uyanıyoruz. Diyeceksiniz ki diğer yıllardan farkı nedir? Aslında değişen sadece kendimiziz. Bizim yansıtmış olduğumuz enerji ile geri dönüşümüdür hissettiğimiz. Onca yıllarımızın birikimleriyle kendimize çeki düzen vermeye başlarız ama nasıl? Kendimizi görmek istediğimiz gibi değerlendirmeye alırken ihtiyacımız olan hikayelerimize ek ilavelerdir. Zaman içinde kimlerin bize nasıl katkı koyabildiklerini hissederiz aslında. Keşkelerimizi anımsarken duraksarız. O zamanı bugüne kadar taşıyorsak geri dönüşümüzden nasıl dersler çıkarttığımızı anlamaya çalışalım.

Şans fırsatları gezegeni Jupiterin Oğlak burcunda olduğunu biliyoruz. Her şeye nasıl anlamlar yüklersek bize katkı koyan tercihlerimizle çeki düzen vermeye başlamamız gerekir.
Jüpiter dokunduğu yeri büyütür, genişletirken bize katkısı o yönde olur. Sen ne isen o sun! Ne verdiğine dikkat ederken geri bildirimini alacağınızı bilirsiniz.
Istikrarlı olmalı, çalış çabala seninde olsun! Şans ve fırsatlar gökten zembille inmeyecek. Jubiter iyi olanı da olmayanı da büyütür. Ayrıca yıl sonuna kadar bizimle olacak etkisini hissettirecek ve olması bana göre şansımızadır. Değişiminin ucundan tutupta kendinize yönelebilmeniz icabettiğinden şanslısınız.
Sorunları halının altına atıyorsanız sorumluluklarınızın bilincinde olursunuz. Biri gelsin bizi kurtarsın diye bekleriz.

Her yaşam yolumuz, yeni senenin gelişi ile eski olanı uğurlarız. Bu gelişin ardında onu yoklamak yerine yargı ve eleştirilere maruz bıraktığımız eski yıllara haksızlık etmeyelim. Mutlaka içinde kendinize katkı katmışsınız.

Karmik yaralar geçmişte göz ardı ettiğimizden yüzeye çıkar. Şifalandırmak gerekir. Ruhsal kırılmalar söz konusu oldumu bizi çelişkili yaklaşımlarımızla silkeler. Aile ilişkilerinde sıkıntılar bir hafta öncesinden başlıyor, yani bugünden itibaren 10 Ocak 2020 dikkat edilmesi gerekir. Hissettikçe çoğalan enerjinizin gelişi ile gidişi en hassa olan algılarınızla örtüşünceye dek sizi yoklar. Işte bu bizim kendimizi gözlemleme zamanımızdır. Ihtiyacınız olan ihtiyacsız oluncaya kadar ki düello mücadelelerinizden kendinize çeki düzen vermektir.
Ay tutulması yengeç burcundadır. Iyisi ile kötüsü ile ilişkilerin önü ardındakilerin değişmediği anlamı olmasın. Ikili ilişkinizde saklı kalan duygularınızın açığa çıkması demek, olaylarınızın gelişi güzel itaatkarsızlıkla incittiğiniz hikayenizdir.

Yaşama nasıl sıkı sıkıya bağlı kaldığınızı şimdi daha iyi anlamalısınız.
Yaşamış olduklarınızı affederken yeni seneye girmeden duygularınızın körelmiş olmadığını anlatan hikayeleri gözlemleyiniz. Tüm yaşamımdan almam gereken derslerimi aldım vede bitti…

Yeni yıla yeni seneye fırsatlarımızı yakalamaya niyetli olalım. sizi kendinizle kabule geçen hücrelerinizi yenileyen hikayelerinizde “kalbimi gülümsetebilmiş olmam en büyük hediyemdir” diye düşünmek güzel değil mi?

Yapamadıklarınızı sorun hale getirmeyiniz. Sınavlarımızı bize anımsatan yansımalarla duygularımızdır. Iki adım ilerlerken bir adım gerye gider, üç adım yol alıp iki adım geriye ilerleriz. Ama neden? Ileri geri gidip gelirken geçmişi bugüne taşıyorken yaşarken geçmişi tekrar tekrar kendimize sorgulama şansımız olur. Böylelikle kimsenin hakkını almadan, karma yaratmadan akışta enerjimizi dengelemeye başlayabiliriz.
yeni sene yeni umutlarımızdır. Herkes çok şanslıdır. Dünyamız bir bütündür. Destekliyorsanız birlik içinde kalabilirsiniz. Enerjinizi rahat ve akışa bırakınız. Birinin ekseni içinde olursanız o kişinin özelliklerini yansıtmaya başlarsınız. Ne istiyorsanız elinizdeki leri değerlendirip fırsatları geliştirmelisiniz. 2020 toprak elementidir. Ne yaparsa çalışırsa, azmederse, sebaat ederse vs… sorumluluklarınızı yerine getirirseniz ödüllerinizi alıyorsunuz…

Yeni sene şans ve fırsatlar yılıdır…

NUMEROLOG: Müjde Şener

1.1.2020
24/15/6

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

30 Aralık 2019 Pazartesi

KALENİ İÇERDEN KEŞFET


KALENİ İÇERDEN KEŞFET…

Önceliklerimiz her şeyden çok kendimiz için olmalıdır. Kimseye takılmadan hayatı yaşamaya başladık mı çevremideki olaylar, ilişkiler, çeşitli oyunlara maruz kalınarak kendi değerlendirdiklerimizden sonuçlar: olumlu oldu mu etraflıca kontrol edilmeyi bekleyen yeni sene olmaya başlar.
Taleplerimiz ta geçmişten bugüne kadar umut olmuş ise artık onu gerçekleştirme zamanı geldi. Kimsenin ne dediklerinden çok kendininkini anlamaya çalışırken yargılar, eleştirilerede maruz kalmadan hikayelerimizi çekip çevirebileceğimiz konumda sıkı sıkıya tutabilmek gerekir.

Bugün dünden daha, güzel yarından özel bir gündeyiz. Sahip olduklarınızın değeri, kıymetini bilipte hakkını vermeye başladığınız her nedenlerin önüne, ardına bakmaksızın “iyiki”leriniz olarak ona bakmaya başlamak ve düşünmeniz ise zamanda yolculuğunuz olur.
Her şeyden daha üstünlük elde etmeye çalışırız. Elinizde somut veri olması inanmanıza yardım ederken her olan olmayana konulan isimlerle anlamlaşmış olan tabloda, kimlikleri değerlendirebilmeniz zaman ister.
Kader yollarımız veya çark: Hangi yöne gidersek ve hangi yönden bizleri alıkoyuyorsa durmamız gerektiği anlamı taşımazmı? İlla zorlamak mı gerekiyor? Zaman sizi bir birinize yönelebilmeniz içindir.

Her yıl olduğu gibi umut kapısı aralanıyor diye heyecan sarar içimizi. Geçmişi de düşününce bugünü geçmişin bir yerinde nasıl yaşadığımızı anımsarız bir anda. Kendimizden kendimizi sakınmaya çalışacağız elbette. Aynada kendimizi çekip düzene koyarken bağışlanması gereken kos koca geçmişimizin anıları ile donanımlarımız vardır.
Yeni sene yeni umutlarımız demektir. Her birimizin önü, ardı, sağı, solu farklı donanımları ile birikimleri ile veya farklı kodları ile olması kendine olan değeri hediyeleri ile oluşudur. Yaşanılmış her ne isterse olsun ama iyi veya kötü sonuçlanmış bundan sen, ben, biz, sorumlu değiliz.
Tüm bunlara sebepler herkesin hayatını doğru değerlendirememiş olmasıdır. Enerjinizi tanımaya başladınızmı çevrenizin, dünyanın, ebvrenin enerjisinden hakkınız olanları toplar, biriktirir, çarpar ve bölersiniz.
Kimlerin yaşamınıza nasıl katkı koyduğunu, duygu ve düşüncelerinizin de içinde kendinizi gözlemledikçe sınırlar çizdiğinizi farketmeden yaşarsınız. En önemliside sen ne isen yansıyan da o kadar olur. En güzeli kendini görebildiğin yerde en iyisi ile hak etmek istediğin biçimde yaratabileceğinizdir. Ama nasıl demek en kolay çözümlerimiz. (Oysa, sınırlarınız kadar hayatınızı yaşamaya başlarsınız).
1- Kendi enerjinizi tanıyarak hareket etmeye başlamanızdır. Böylece kimlerle çıktığınız yaşam yolculuğunuzda önceliklerinizde kendi enerjinizi tanımak olursa hiç bir kimsenin yansıttıklarına takılmaz gelişi gibi gidişini de eğlenerek izlersiniz.
2- Şu kalbinizin neye ihtiyacı olduğunu en iyi bilen sizsiniz. Severken sevilmek gibi… mutlu olurken içinizdeki çocuğun kahkaha atışı gibi...

Bağışlanmayı bekleyen geçmişimizdir. Kimseye karşı savaşmayıp saklı kalan duyguları yokladıkca iyi bir hayat bağı kurabiliriz kendimizle. Kim olduğun ne olmak istediğinin hesaplaşmalarınla birlikte kendine çeki düzen vermeye başlamak gerekir.
Özden gelen hislerin ile saklı kalan duygularınla, birikimlerini de ortaya koymaya başlarsınız. Gülmek en büyük iksirdir.
Her nerede unutmuşsak yeni yılda umutlarımızın arasında ona da yer vermek gerekir. Sağlıklı yaşamak hiç bir enerji düşüklüğü olmaması için ise bakış açılarınızın değişimini inançlarınızla dengelemeniz gerekir. Duruşunuz ile ruhsal duygusal düşüncelerinizi yoklarsınız.

Fiziksel olarak düşüncelerinize gülümserken içinizdeki kahkaha ne yaparsanız yapın olmazsa olmazınız olsun…

Zihinsel olarak kelimelerinize hapsolmamalısınız…
Ruhsal olarak bedeninizle denge ve uyumu yakalamanız gerekir.
2020 her yönden hayatımıza şekil verebilmemiz içindir, ve güçlü alt yapımızla katkı sağlamaya hazırlanıyor.
Gerçek iksirin içinizdeki duygularnıza hapsettikleinizin de ardında yatan kontrat ve sözleşmelerinizdedir. Kimliğinin değerine önem verdiğiniz zaman seçimlerinizde en zor olan kendinizi gözlemleme şansını yakalamanıza katkınızı koyacak.
Enerjiler farkında olamadıklarınızla sizleri örtüştürmeye çalışır. Yeni yılın yeni umutlarınızla örtüşebilmesi gerekiyor ki talepleriniz doğrultusunda yaşamınıza olumlu yansımalar gelsin. Zamanda yolculuğumuzda her anın hayat bağlarımızla olan ilgisi olmazsa olmazsımızdır.
Her şey hayrımıza…

2020 en değerli olan hislerimizle hareketlerimize bizi taşımaya başlar. Kimliklerden yola çıkıp gelmişin geçmişin içerisindeki hikayelerimizle bir birini yoklattıracak o yetenek gerçek iksirin ta kendisidir.

Gelen geçmişi aratır mı? Eğer yansıyanlardan dersinizi alamıyorsanız, içerisinde kendinizi yoklamaya, geçmişinizde onu aramaya başlarsınız.
Nedensiz sebepsiz olmayan yansımalarla hayat hikaylerimizin geriye gülen kalp bırakmasıdır hedeflerimiz.
Yeni seneye girişlerimizde bocalamalar yaşanır. Temel olan alt yaımız bizim kendi duygu ve düşüncelerimizden kaynaklıdır ve gelişmeye başlayarak yansımalar sonucu kendi kalemizi fethetmemiz gerekir ki kim olduğumuzu anlayabilelim.
Alışkanlıklarımız bağımlılık yapıyor. Böylece geçmişin alışkanlıklarından kendimizi özgürleştirmemiz gerekiyor. Yeni sene yeni yılımız ve umutlara katkı koyabilmek elimizdedir. Düşüncelerinizi yeniden değerlendirmeye alınması, farklı gözle olaylara bakabilmeniz arzu ve taleplerimize uyarlanır olanlarla yola çıkmalıyız.

NUMEROLOG:Müjde Şener

31.12.2019
73/10/1

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

29 Aralık 2019 Pazar

ZAMANI KENDİNE İŞLE


ZAMANI KENDİNE İŞLE…

KALBİM:.. “sen varsak varım, yoksan yokum” diyor.
Senden bana benden kalbime ve hücrelerime olan katkım ile alma verme enerjimi kullanıyordum. Sevmeyi nerde unuttun? Kalbine gülümsemeyi nerede bıraktın?
Geçmişimi yoklarken yüzü asık, somurtkan bir kız çocuğundan başka bir şey göremiyordum. O beni derinlere ta bebekliğime taşıyorken mutsuzluğa olan bağımlılığımı anımsattı bir anda. O zaman bugüne taşınmışsa vardır bir hikmeti dedim. Gülmemeye yemin ettiğimi anımsadım. Ciddi olmam gerektiğini anımsattı bana. “Sen kızsın ne o öyle kahkaha atmalar, ciddi ol!” Derdi büyüklerim. Dahasıda vardı eminim anımsayamadıklarım yada anımsamak istemediklerim.
Anlamsızca bugün, bu duyguya sahip olduğumu bana anımsatan küçük bir düş ile tetiklenişim oldu. Alışkanlıklarımın bağımlısı olmanın ve değişmesi için doğru zamanına uymadığımı anlamıştım.
Peki, nerde hata yapmadım? Ve hangi arada kendimi bulmaya başladığımı anlamaya çalışıyordum.
Kimsemiz hata yapmayız elbette... Nedenler sürekli bize kendimizi anımsattıkça geçerli sebeplerimizden kaynaklı olmasından dolayı idi. Oysa, her yönden hikayelerimize tekrardan hayat verebilmemiz gerçekte de imkansızmış gibi durupta olmamış yaşamla bir bütün olmaya çalışıyoruz. Yaşamanın anahtarı: “neşemiz, çoşkulu olmamız, mutlu olabilmemiz değil mi?”
Her nerede mutlu, gülümseyen insanlar görsem yapmacık dahi olsa, gerçekte farketmez. Bunu yapabilmek içtenliği ile kalbime ilaç geliyordu.“bu benim şansım, mucizem” diye düşünmem gerekiyordu. Bana beni anımsattığı için minnet duymam gereken yansımalarıma teşekkür etmeliydim.
Her şeye rağmen en güzel olanı alıp kabullendikçe eksiklerimin bilincinde olup her güne yeni ve farklı kimlikle uyanabilmişsem, bana hangi amaç için kol kanat geren ve gelecekte geçmişe dair anıları toparlayıp getirmiş olsalar bile. Her birinin bir birinden alma verme enerjisi ile dengede kalabilmemiz içindir. Zaman bizim için çalışıyorsa bırak çalışsın. En güzel hediyemiz olduğunu unutmuş olmamız demek onu hepten yokmuş gibi başka dallara tutunmak ve hatırlamamız önemlidir.

Kendinizdeki eksikliklerin farkındalığında olunuz. En büyün niyetim sağlıklı olmak, sıhatli huzurlu, mutlu, neşeli, başarılı, varlıklı, zengin, sevgi ve aşk ile kendimi kazanmaktır. Birinden biri eksik oldumu etrafımızı saran kendimizdeki eksik olanlardır. Biz kadınız dişil enerjisimizi nerde unuttuğumuzu eril enerjimizle tartışınca anlarız. Veya bir erkeğiz eril olmayı nerede unuttuğunu dişil enerjisi ile kavga edince anlıyoruz. Her ikisi arasındaki bağ bir birini dengellerken dişil ve eril enerjinin tümden var olmasını dilediğiniz her şeyin içinde kendinizi size anımsatır.
Fiziksel olarak rahatsızlıklarımızın %70 i kişisel duygularımızdan kaynaklı olduğunu anlamıştım anlamasına lakin, bunu tek başımıza yapmaya kalkarken eksikliklerimizin sonucunda rollerin değişimleri ile farklı arayışlara kapılabiliriz. Kimsemizin hayallerinde tek düze gidilecek diye kuralları koyabilen yoktur. Mutlaka değişen değişimlerimizle değişmesindeki büyük katkısı olan kimliklerin yaşamımıza bir yerde dokunması ile iyileşirken kendi yollarımıza uzanabilme lüksüne sahip oluruz.
Her şeyin bir titreşimi ile frekansı arasında doğru olanı toplar, biriktirir, çarpar ve bölerken en uygun olanlarla formülize ederiz. Böylece, otomatik olarak kendiliğinden duygu ve düşünce, algı, zihin yapınızla işleme girer. Sizin neye ihtiyacınız olduğunu yansıttığınız enerjinizle benzer bir nedenle arayışta olan bir kimsenin enerjisi ile bir araya gelir.
Bir birinizden alma verme denge ve uyumunuzla toparlanırken silkelenmiş olsanız dahi geleceğinize yatırım yapmış olursunuz.
Böylece “zamanı kendinize işlersiniz.”

Yaşadığınız her bir nedeni yoklamaya başlayınız “benim buna ihtiyacım var mı?” diye sorgulamaya başlayınız. Yada “bende olmayan eksiğim nedir?” diye düşünmeye başlayınız. Küçük br değişiklik büyük bir mutluluktur ve bizim en doğal hakkımız olana sahip olmak kadar en etkili olan hiç bir şey yokmuş.

Zaman en önemli değerimizdir. Bizimle birlikte olan bu anın en kıymetli an olarak gözlemledikmi şekillendirdiğimiz her saniyenin içinde kelimeler nakış gibi işlemeye başlar. Gelecek her birimiz için bir hikayedir. Zamanı içinde yoklamakktan ziyde kendi içimizde onu yaşatırken olanı sevmek, kabullenmenin öneminden zevk alalım.
SENİ SEVİYORUM demekten kendinizi alıkoymayınız.
Her gününüz en güzel gün olsun.

NUMEROLOG:Müjde Şener

31.12.2019
73/19/10/1

HER YENİİ UMUTLAR BİR BİRİNİ TAKİP EDER...

YENİ BAKIŞ GAZETESİ 

GELİP GEÇEN RÜZGARA KAPILMAYINIZ


GELİP GEÇEN RÜZGARA KAPILMAYINIZ...

İNSANLARIN ROLLERİ BELLİ BİR SÜRE SONRA GELİP GEÇEN SÜZGAR GİBİ OLUR HAYATINIZDA. Kimin sizinle birlikte yürüyeceğini bilemezsiniz. Ancak kendinize çeki düzen vermenizde aracı olan yaşama minnet duymaya başlarken, gerekli, nedensiz olan incindiğiniz hiç bir şeyin gerçek sahibi olmamanıza rağmen kendinizi görebildiğiniz en iyi yere taşınmaya kendinizi alıştırırsınız.

Bağımlılıklar alışkanlık yaparken, aradığınız eksik olan yönlerinizdeki birikimlerinizi bir kenara koyup tamamlayıcı olmanız gereken ilişkileriniz olur. Tamamlandığı zaman size acı vermeden hayatınızdan çıkmasada olması gerektiği yerde kendi demirinizi atar ve yaşaması gerektiği yerde yaşarsınız. Ekseninizde dönüp duran ilişkilerinize çeki düzen vermek isterseniz öncelikle yapılması gereken iyileştirici yönlerinizi aktifleştirebilmektir. Mesela: kimsenin yaşanması gerekenin önünde duramayacağınız gibi... Olmasını diledikleinizin sadece hayallerinizden ibaret olduğunu size anımsatanlara dönüpte kızmamak gibi... Gerçek ihtiyacınız olan itaatkar olunması ise: klişeleşmiş itci gücünzün geri gitmesinde rollerinizin bilincinde olmanızdır.
Saklı kalan duygularınızın açığa çıkmasını kolaylaştıracak, sizin için emek sarfedenlerin güvenine bağlı kalmanızın nasıl yüksek değerinizle önemli olduğunuzu kendiniz anımsamanız bile birileri size bunu hatırlatacaktır.
Kimseyi kendinize bağımlı kılmamaya, sizinde bağımlı olmamanıza gayret ediniz. Her birimizin hayata farklı bakıp değerlendirmeleri sonucu kişisel düşüce ve algıllarınız ile beslenmeye başlarsınız. Ben derken biz demeye başlayınız. Böylece, senden ona ondan sana giden gelen her bir nedene takılıp saplanmamaya önem vermeye çalışınız. En öneli değer kendimizden başkası değildir. Böylece, her seferinde edilen sözlerimizin ardında kendimizi yoklamayı öğrenirken kim olduğumuzun kimliğinin değişimine itaatkar olmaya başlarız.
Sebep her ne olursa olsun.
Ne isterseniz onu yapabilirsiniz, kimsenin sizin yaşamınıza hükmeden olmadığını bilipte hak edilenin öneminde yerinizi farkediniz mesela.
Özgürleşmiş olan itaatkarlığınızın ( kendinizin hakkını anlamınızın ve taşımanızın gerçek değeri kabullenmemizdir. ) varlığına değer ver!.

Hayallerimizdeki kişiliğimizin kimliğimizle örtüşmediği dönemlerimiz olduğunda kimsenin enerjinizi aşağıya çekmesine izin vermemek gerekir belkide. Oysa, bunun mümkün olmaması bizi zaman zaman endişeye koyabilir. Sebep her ne isterse o olsun.
Izlenilen rotamızda kendimizin gücü en önemli olması gerekendir. Beklenilenin üstesinden gelindi mi çevremizde bizi görebilecek her şeyin yaşamımıza katkısı olabileceğidi.
Bugün benden sana, yarın senden bana…

Aklınıza takılan bir şey varsa bunu çevrenize bakıp kendinizde aramalısınız. Yaşanması gerekenleri yaratarak yaşadığınıza göre kimin ne haddinedir ne istediğini bilipte bilememek değil mi.
(Şamanizm kökeninden gelen ruhsal liderler topluluklarının değerlendirdikleri imkansızlıklara çareler aradıkça itaatkarlığın öneminin kendi kişiliğinizin hakimiyeti olduğunu anlatabilmeleri için kendilerine benzyen (ayna olan) topluluklara bir birine benzer figürler işaretlerle anlamlar yüklemişler. Böylece kendilerinde olanın başkasındada olabileceğini anlatırlarken bir birindeki farklılıklarının önemine vardıkları zaman daha net kendilerine yönelişleri olmuş).
Hayattan ne beklediğinizi kendinizde ararken dünyanıza bakın. Rüzgar gibi gelip geçen ve her yönden kendimize çekip düzene koyduğumuz hikayelerimizle farklı öbjektften hayata, yaşama bakıp değerlendirmelere koyacağımız yine kendi yaşantımızdan başkası değildir.

Toparlayıcı olmak, olanın nereye gideceğini bilemediğiniz bir yer arayışına kapılıp siz de gidebilirsiniz. Zaman içinde her yönden yansıyan rüzgarla dengeli ve uyumlu bir şekilde akışta yerlerinizi bulurken olanı alıp kabullenmeye koyulabilirsiniz.

Birine karşı yönlendirilmekde böyle bir şeydir. Siz kendinizi görebildiğiniz an görünmeye müsait olacabileceksiniz. Zamanla saklı kalmış zihin içindeki bastırılmış duygularınıza bağımlı olmanın getirdiği sıkıntıların bilincinde oldunuz mu bırakmaya gönüllü olursunuz. Serbest ve özgür bırakıyorum…

NUMEROLOG: Müjde Şener

30.12.2019
72/18/9

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 


28 Aralık 2019 Cumartesi

SESSİZLİĞİNİZİ BOZUN


SESSİZLİĞİNİZİ BOZUN

Her yıl yeni umutlardır size güç verecek hislerinizle hayallerinizdir ve bu yeni yılın da size getireceklerini alıp kabullenmeniz gerekiyorki karşılığını verebilesiniz.
Bugün kendinize ne yaptığınızı önce bir sorunuz ki sonrasında, ardından yaptıklarınızın karşılığında ne istediğinizi anlamaya başlayabilesiniz.
Hiç bir şeyin gereksiz, nedensiz olmaması ihtimalleri yüksektir. “Acıma acınacak kişi sen olursun!” derlerdi geçmişimizdeki anılarımız ve öylede olurdu.

Kelimelerinize takılıp boğazınız mı ağrıyor? Sadece nane limon çayı içipte geçer mi sizce? Yoksa ifadelerinizden kendinizi alıkoyarken düşüncelerinizdeki kimliğinizin deşifre edici tarafından dolayımıdır sizce? daha neler... hava soğuk’ta ondandır.
Sizcede öyle mi?
Bence hayır değildir elbette. “Fiziksel, zihinsel ruhsal duygusal hislerinizle hareket edip durdukca kelimelerinizin boğazımızda takıntılı olması ihtiyacınıza göre değerlendiremediğiniz yaşamınızla ilişkilidir”. Kontrolü başkasına bırakırsanız “kimse sizi istenilmeyen yere taşımaz” diyemezsiniz. Çünkü, bu o kadar kolay bir şeydir ki, siz kendinizi kontrol ederken altında taşımış olduğunuz kayıtlara takılıp ilerleyemiyorsunuz da ondandır.
Yaşamın anahtarı algılarınızın kendisidir.
Hiç birinin bir birinden değişmediğini gözlemleyemeyiz. Her birinin bir biri ardındakini yoklamaya girince ihtiyacınız olan kendinizden başkası hiç değildir.
İmkansız bu!
Kesinlikle olmaz, hade denede göreyim yoksa inanmam diyebilirsiniz. “Sen yoluna ben yoluma” dersiniz. Tıpk ben! kendimi anımsadım bir anda. Evelki ruh halimdi bu sözler. Kelimelerime tutsak kalmıştım, anlamsız nereye gideceğini bilmeyen giden gelen gemideki mürettebat gibi.
Kaptanı olmayan gemide kendi imkanları ile ilerleyerek dalgalarla mücadeledeydim ve zaman zaman durağan denizde dingin sularda sessizilikte ve karanlıkta kendi içimizde susmuş, dinlentiye dalıp kimliğimizi yoklayarak “beni bana biri anlatsada sessizliğim bozulsa” diye düşünmedim elbette. Kimliğimin derinlerinde kime ne yaptığımı anlamaya çalışırken kimin için nasıl olumsuz yargıda buunmuşum demedim sadece. Kendime ettiğim tüm yeminlerimden dolayı kendimi affediyorum lütfen beni bağışla beni koru ve beni azad et tanrım diye yalvardığımı anımsıyordum.
Küçük bir kız gelip yanağıma küçücük ellerini koyup sıcak, içten samimi sevgi enerjisi ile konuşmadan gözlerime baktı ve benim yanımdasın, bende senin dediğinde gözlerimi anne kucağında açtım. Tıpkı dingin sucan çıkıp özgürleşmiş bir kuş kadar özgürdüm. Ta ki anlamsız giden gemiden çıkıpta kendime sığınacak bir liman bulayım. bu kezde sudan çıkmış balık gibiydim. Duygusal, hassas, alıngan, her şeye ağlayıp içerleyen ve kelimelerin boğazımda düğümlenişinden çıkan sonuç: “elimi bırakma” oldu.
Terkedilme korkusu oluştu, yalnızlık, karanlık, değişim korkularım oldu…. Hislerimdeki ben ve bizim kendimizdeki güven eksikliğimizin değişmesi gereken yöntem ise ta derinlerde bir yerlerde bizi bekliyor…
Her yıl olduğu gibi yeni umutlar ve hayallerdir duygularımızı süsleyen tıpkı yeni yıl ağacı gibi. Düşüncelerimizdeki inançlarımızla kendimize gelme zamanı geldi. Kimse için hayatı hayallerimizden çekip çıkartamayız ve her yönden yaşama zaman tanımak zorunda kalıyoruz. Seçimlerimizde kendimizden çok başkaların hayatını nasıl değerli kılıp sonrasında incindiğimizi kabullenmeniz zordur ama, hiç bir şeyden çok şeyler türeterek yarattıkca inançlarınız sizi o yöne sevketmeye başlar.
Yeni seneye girmeden evel kendinize çeki düzen vermek gerekir. Elbette değer verdiğiniz bir kimsenin sizin enerjinizle, frekanslarınızla veya titreşimlerinizin ayarları ile oynamaya başladıkça silkelenirsiniz. Durmanız gerekirse durduracağınız sadece o değil.
1- ona karşı olan alışkanlıklarınız, bağımlılıklarınız, değerlerinizin gözden geçirilmesi gereken ve daha bir çok etrafınızda dönüp duran duygularınızla oynayan içinize sindirememiş olduklarınızda vardır. Önemli olan nerede ne zaman durmanız gereken varsa, kendinize çeki düzen vermenin ve anlamlaştırmış olduklarınızın diğer ucundan hayatın hayallerinizden gelip gideceği, giderken geçeceğiniz yollar özden gelip gidenlerdir.
Zamanı tekrar yeniden baştan başlatırken dünyanın ters yönden size nasıl bakabileceğini deneyimlemediğinizden ancak hayal gücünüzü kullanarak yaratırsınız. Bu hayallerinizin içerisinde korku olmasın, endişe olmasın, yaşama sebepleriniz olursa en değerli yaratımınızla geleceğinizi yaratmaya başlarsınız…

Güzel düşlerinizin hayallerinizden gelip geçmesine izin veriniz.

NUMEROLOG:Müjde Şener

29.12.2019
71/17/8

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

27 Aralık 2019 Cuma

HAYAT YAŞAMASINI BİLEN HEPİMİZİNDİR.


HAYAT YAŞAMASINI BİLEN HEPİMİZİNDİR.

Her gün bir şeyler öğrendikçe bugün kendin için ne öğrendin? Diye sor kendine

Düğümlerin arasında rahat nefes alabilmeniz gerçekten imkansız olanı başarmak gibi değerlendirmek gerekir. Sürekli değişik ve farklı bir yerde ilerlediğimizde kimsenin bizi nereye nasıl taşımış olduklarına takılmadan o an, o dünyanı anlamaya çalışırken kendimize çeki düzen vermeye başlarız. Amalar hiç bitmez belkide ve o zihnimizde, tüm var olan yaşama sarılıp kendimize çeki düzen vermenin nasıl bu kadar iyi ve güzel olabileceğini anlamlaştırmamızda. Sahip olduklarımız ile şimdimizle nereye kadar nasıl olgunlaşmamız gerekir sorusuna takılıp ilerleyeceğiz.

1- Zamanı yoklamaya başlattığımız an hikayelerimizde kimse için yaşamadığımızı anlamak gerekir.
2- İyi insan olma sanatını bütünsel olarak koruyabilmemiz gerekir. En zor ama en eğlenceli olmasına tahamülümüz ne kadardır ve nereye kadar taşınır…
3- Kimliklerin arasında sahip olmak istediklerine ulaşmak zor mu?
4- Nedenini anlamak için kendine ne kadar zaman harcıyorsunuz?
5- Klitli kapıları zorlarmısın, yoksa açılması için değermi düşüncelerinde misiniz?
6- Hiç bir şeyin nedenlerini aramadan dere tepe düm düz dalıp girer misiniz?
7- Size katkısının ne olduğunu bilmek istermisiniz?
8- Yoksa olsun da olsun diyenlerden misiniz?
9- Sağlam temeller üzerinde kurduğumuz yaşama takılıp ilerlemenin yolu şimdiki yaşamındır…
10- Sana hediyelerinin en güzelini verecek olsam ne istersin?
11- Yaşamın dilinden anlıyormusun? Seni en çok kim üzer, neden üzer, niçin üzer…
12- Gelmiş geçmişinin içerisindeki gizemindedir. Sana orda ne oldu desem ne dersin…
13- Hikayenin başlama döneminden başlattığın hayatının alt yapısında kimsin şimdiki yaşamında sen kim olmak istersin…
14- Saklı kalan duygularındaki yaşama takılıp ilerleyemediklerini anlamaya çalış derinlerde sen kendini nasıl hissediyorsun…
15- Yolcu yolunda gerekir geç kalma yola devam…
16. Hedefin nedir? Yolculuk nereye? Kimler seni orada bekliyor?

Düşler sokağından gelip geçerken her birinin aynadaki yansımalarına takılıpta, farklı başka oyunlar sergilediklerinin bilincindeydim. Saklı kalan duyguların gün yüzüne çıkmalarına katkı koyan çevremizdeki hikayelerdir. Elbetteki zamanı yaşarken yarattıklarımızdır senaryomuz. Içerisine konulan oyunculara takılıp kalmak, olaylar içerisinde bizi endişeli içimizde yoklattıracak o gücü anımsamak isteriz doğrusu, hiç bir şeyden çok derslerin türediği bu adada hükümet binalarının yüksek oluşuna takılmamıştım. Sadece körpe kerpiç olanların, hanaylarının oluşu ile jumbo balkonlar arasındaki ve ardındaki yaşama takıntılı oluyorken bugün koca dünyada gökdelenlerin yemyeşil alanların, geniş yolların, kalabalık karma yaşamların bir birlerinden habersiz yaşama mücadelelerinde ben kendimi onaylıyordum. Hayat yaşamasını bilen hepimizindir.

Kendime olan yaşam yolculuğumda herkes için bir şeyler yapabileceğimi düşünmezken toplum için çok şeyler yapabildiğimi farkettiğim zaman, bir kenara koyduğum geleceğimin hediyelerini alıp kullanmaya başlıyorum. Varsın geleceğe daha büyük yatırımım olsundu. Saklamanın ne kadar önemi olurdu ki benim için veya sizin için değil mi?
Kimsemizin bir birinden farklı ve başka derslerin hükmü gelecektede geçerliliğini koruyacak mıydı ki. Etrafınıza şöyle bir bakınız ve kimin geçmişinden geleceğine ne aktarabildiğini gözlemlemeye çalışınız. Senin hayatın ne?
Alt yapınız güçlü ise, her şey kolaylıkla olmaya başlar. Yasalara uymak gerekiyordu ki yaşamının içerisinde sanada bir nefeslik yer ayrılabilinsin. Işte o zaman sende, bu hayatta tek nefeslik yeri var dersiniz ve yaşamaya hak ettiğiniz şekilde yaşarsınız.
Toplumun baskın karakterleri arasında sizin yeriniz nerdedir?
Her ne olursak olalım “insan” olmanın bize verdiği değeri kullandıkmı, elimize geçecek daha büyük değeri katmış olacağız. İnsanlara karşı duyarlı olmak, anlayışlı olmak ve toplumun en doğru yaşamı zamanını kullanabilmemiz gerekecekti.

Kimse dünkü bugünkü kişi değildir.
Kimin ne olduğu veya ne olacağı nasıl değiştiğine takılmadan yaşamanın verdiği tılsım elinizdedir. Kendini yaşamak, bugün olanlarla mutlu olmayı seçmeniz ve daha iyisi için elinizden geldiğince değişimlere uyumlu olmanız gerekiyor. Zamanı yoklarken illa birlerin sizi görmesini diler istersiniz. Ancak birikmiş olan duygularınıza dokunmanın verdiği çoşku iksirinizle olursunuz.

NUMEROLOG: Müjde Şener

28.12.2019
70/16/7

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

26 Aralık 2019 Perşembe

YENİ UMUTLARA...


YENİ UMUTLARA...

YENİ UMUTLAR hayallerinize açılan kapılar herzaman vardır. Onu sadece senede bir değil her zaman anımsamalısınız.
1- Enerjilerin sürekli değişimi ile değişen kendinizsiniz.
2- Siz kendi içsel, duygusal olarak değişiminizi başlatabilirseniz çevrenizdeki insanlarla olan ilişkilerinizden daha iyi olumlu sonuçlar almaya başlarsınız.
3-Yeni bir senenin umutlarla donanımlı olmasını dilerken gerçekte ne olmasını diler ve istersiniz?
4- Düşünmek isteyip dilediklerinizin gerçekleşmesi için kendinize ne kadar katkı koyduğunuzu anımsamalısınız. Kişisel olan yaşamınızda sizinle birlik içinde yürüyen insanlarla yürüdüğünüzü anımsamaktır.
Ne verdin ki almayı bekliyorsunuz?
Yeni umutlarınız her zaman aklınızın bir kenarında dururken siz ona doğru adım atmayıp sadece sihirli bir değneğin dokunması için farklı bir yerden umut arayışına girersiniz. Oysa, her zaman en güzel olanlara karşı iyi ve güzel enerjimizi aktarıyorken olmayana o hissi, o duyguyu aktarabilme şansınızı kullanmalısınız.
Zamanı yaşarken doğru kullanmayı seçmek gerekir.
Hayatın içerisinde herkesin rolleri değişken olup yaşadıkları farklı olurken zamanın içerisindeki rollerine siz seyirci kalabilirsiniz. Sebepsiz gibi gelişen ve giderken incinmiş duygularınızı anımsmaya çalışın. Olaylar içerisinde yaşanılan istemedikleriniz oldumu, suçlayacak birilerini veya bir şeyleri zihninizde kurçalayarak enerjinizi heba edersiniz.
Kimsenin hayatına kendinizi kopyalamayınız veya başkaların yaşadıklarını kendi yaşamınızla eşleştirmeyiniz.
Her birinin bir birinden alma verme enerjileri ile kimsenin nerden nereye nasıl gelip gidişinden bir şeyleri talımamalısınız. Böylece kendinizin dışında başkaları ile olmazsınız.
Düşenin ardından siz de düşerseniz kendi yaşamınızdan çalmaya başlarsınız. Acırken acınacak duruma düştüğümüz doğrudur. Kimse kendini gerçek kimliği ile gösteremezken görünmek istediği gibi görünsede görmek istediğiniz gibi görmeye başlarsınız. Bu sizi olmak istediğiniz kimliğinizden alıkoyarken pirinçten taşları ayıklamaya koyulmak zorunda kalırsınız.

Sorun diye bir şey yok!
Sadece olayların arasında haksız kalmamak için kendinizi savunmaya girerken bulmaya çalışır olmanıza tepkili yaklaşabilirsiniz.
Bunu size tetikleyen en yakınınızdaki kişi veya kişiler oldumu etrafınıza karşı savunma dirençlerinizi kurarak yaklaşılmaması için de sözlerinizin keskin yönünüzle tepkinizi anlatmaya başlarsınız. Çok iyi savunucu olabilirsiniz. Çok yönlü girişim başlatabilirsiniz ve en zor olanı başararak kendinizi kabul ettirebilirsiniz de sebep ne olursa kendinize çeki düzen verebilmeniz için önemli bir değerlendirmeyi yok etmeye çalışmanız sonucu susturmak istemenize anlamsız yaklaşım olur. (Ardındaki nedeninize gitmeyi seçipte nerden gelişine bakmalısınız. O da siz Isterseniz elbette.)
Ama sözlerin dili kırbaç gibidir. Herkes size karşı gelemeyebilir ki istediğiniz de o dur. Kimsede size karşılık vermek istemez cevabınız hazır oldu mu doğru olanı kabullenmek istemezsiniz. Değişimi siz isterseniz değişmeye başlayabilirsiniz ve yansıyan her sözlerin, kelimelerin ötesinde daha kaliteli yaşam isterseniz onu yaratabilirdiniz.
Susturdukça hoşunuza gider belki, ancak bir yerden ince ince içsel duygusal ruhunuza dokunarak sizin kendinize gelmenizde önemli artcı depremi yaratarak farkındalık kazanmanıza yardım eder. Olaylara kızar gibi görünebilirsiniz. Içsel kırgın veya küs de olabilirsiniz. Sonuç: kendiniz için en doğru olandır…

Yeni bir yıla girerken tüm geçmişinizdeki problemlerinizi affetmelisiniz. Geçmişinizdeki tüm kaygı ve endişelerinizden arınmalısınız. Dahası gelmiş geçmişin içerisinde hep bir evelkini ararken yoklanılması gereken geçmişinizdir. Şimdik ve sonrası içinde hayallerinize açılan kapılarınızı uyandırmak zorundasınız…

daha iyi bir yaşam, gaha güzel bir hayat ve daha gelişmiş bir benlik ile umutlarınıza açılacak kapıların ötesinde sizi istediklerinizdir bekleyen. Kimse için değişmiyor, kendiniz için değişiminizi başlatıyorsunuz.

NUMEROLOG: Müjde Şener

27.12.2019
69/12/3

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 


HER YENİ BİR GÜN DİLERKLERİNİZİ YAŞARSINIZ


HER YENİ BİR GÜN DİLEKLERİNİZİ YAŞARSINIZ.

Her gün yeni bir günken dilediklerinizin gerçekleşmesi için ne yaptınız? Hayatınız pamuk ipliğine bağlıdır ve siz her yaşamınızın tümünde o anı dokuyarak geçiştirdikçe bir işinizi tam yaptınız mı? Yarım bıraktıklarınızın defalarca üzerinden gidip gelen yaşam hikayelerinizden derslerinizi aldınızmı?

2020 sayısal değeri onca geçmişi de içinde barındırarak bize güzel anlamlar yükledikçe geçmişin üzerine bakalım nasıl kodlarla süslenecek. 22/13/4 umutların tükenmediği bir yola girdik giriyoruz. Sebeplerin ardındaki seçimlerinizin yoklanılmasını dilerim.
Kişisel olarak farklı kulvarlarda hareket halindesiniz ve hiç sebepsiz ilerlemediğiniz gerçeğini alıp kabullenmeye başlayınız. Dün dünde kalmıyor maalesef onu alıp bugüne getirdikçe geleceğe taşıdığınızın bilincinde oldunuz mu değişen yılların ardından kendinize de çeki düzen vermek zorundasınız. Böylece yeni yıla yaslanıp gelecek içinde dilediklerinizin gerçekleşmesini ondan talep etmez kendiniz de istek ve arzularınız için bir adım ötesinde durmaya başlarsınız.

Tüm yaşam bize kendimizi hediye ederken bizim kendimizden alıp veremediklerimiz ile sınanıyor olmamız ilginç değil mi?
Bir umut isteriz bir ışık, bir sevgi, sağlık dileklerimiz ile seçimler yapacak olsak bir önceki ile şimdinin arasında kaldığınızı anlarsınız.

Ilişkilerde: genellikle ikili ilişkiler üzerinde aşırı yoğunluk istek arzu talepleriniz oluşuyorken bulunduğunuz her ortamı yokuşa sürüklemek yerine itici gücünüzü kulanmak yerine kendiniz olmaya gayret ediniz. Kimse sen değilsin sen başkası değilsin.
Sağlık, sıhat, huzur, sevinç, mutluluk, zenginlik, başarı, sevgi, aşk talepleriniz olsun. Bunun için atacağınız adımlarınız önemlidir. Kendinize çeki düzen vermenin zamanı geldi mesela. Ben kendim olmayı seçiyorum. Bana beni anlatan yaşamıma teşekkür ederim. Kendim olmayı seçiyorum 2020 yılının enerjisi ile tam ve bütünüm. Sağlık: hiç bir şeyden kendimi feragat etmiyorum. Sağlıklı sıhatli, huzurlu sevinçli ve mutluluğu hal ediyorum öylede oldu oldu oldu…
geçmişiniden bugüne kadar ikili ilişkinizden başlayıp taşımış olduğunuz her bir izlerin günümüze kadar her şeyi içinde barındırarak sizi olumlu olumsuz tetiklemiş olacak ki olmasını dilediklerinizinönünde istemediklerinizin gerçekleşmesi için zemin hazırlamışsınız. Sebep her ne isterse o olsun ama en önemlisi kendinize çeki düzen vermektir. Yaşamınızın tümüne bakıp ben kimim diye sordukça altndaki beklentilerinizin ortaya çıkmasına izin verdiğiniz kadar size yansımalarla duygularınızı tetikleyen olacak her bir yansımalar. Böylece kendinizi haksız yere mağdur hissetmeye başlayabilirsiniz.
Artık yeter diyorsanız ve yeni yılda farklı enerjilerle daha ahenkli ve uyumlu olmak istiyorsunuz o zaman kelimelerinize dikkat etmelisiniz. Sınırlandırmış olduğunuz yaşamınıza takılıp düşmemek için onu farklı açınızla bakıp değerlendirmeniz gerekir. Tüm yaşamınıza olumlu bakığ güzel düşünmeye yeltenin. Her şeyin içinde kendinizi gözlemlerken hayallerinizi olumlu mutlu ve pozitif kurgulamaya çalışın. Eminim ki çevrenizde enerjinizi aşağıya çeken ilişkilerinizle birliktesiniz telaşa kapılmayınız her biri sizi kendi içinizde olgunlaştırmaya başlayacaktır. Sebepler her ne isterse o olsun sonuç yaşamınızı kaliteli hale dönüştürmektir. Saklı kalmış duygularınız arasında düşünce ve sözleriniz arasında sıkışıklıklarınız varsa ve bunu bir türlü açığa çıkartamıyorsanız bırakmaya gönüllü olmak zorundasınız. Mesela: kendinizi ne kadar iyi tanıyorsanız çevrenizdeki kişilerin yaşamınıza dokunmaları da o kadar etkili olacak ve siz bu etkileşim karşısında size ait olduğunu düşündüğünüz her şeyinizi bir kalemle yazmaya çalışın. Kimsenin yardımı olmadan kelimelerinizi dile getirmeye gayret edin. Bu bir seçim fırtınasıdır. Böylece geri dönüp okudukça ve bir daha üzerinden geçerken daha başka sefere tekrarlanınca göreceksiniz ki hiç bir zaman bitmeyen sözlein kelimelerin arasında yzıp çizip oyununuzu oynuyorsunuz. Yeni yıl size kendinizden mesajlarınızı verdikçe görmeye çalışın üzerinden geçip istediğiniz şekilde değiştirerek yeniden yaratarak yaşamaya başlayın. Sadece istediklerinize odaklanın istemediklerinize değil.

Sağlıklı mutlu neşeli yıllarınıza

NUMEROLOG:Müjde Şener

27.12.2019
69/15/6

YENİ BAKIŞ GAZETESİ 

25 Aralık 2019 Çarşamba

SINIRLARINIZI GELİŞTRİDİKÇE HAYALLERİNİZİ YARATIN


SINIRLARINIZI GELİŞTİRDİKÇE HAYALLERİNİZİ YARATIN

Numeroloji hayatımın en önemli değişimimin aracı oldu. Geçmişimden başlatmış olduğum yaşamımın anahtarını elime almayı öğrendiğim andan başlayan yaşama sebeplerim her birimiz için değil, kendim için önemli adımlarımı atmaya başladım. Kim olduğum ne olmak istediğim ve nereye doğru hayat amacımı yaşadığımı bilmeden ilerleyemediğim gibi Numeroloji ile doğum gün ay ve yılımın analizinde bana beni anlatan benden başka beni temsilen içimdeki rehberlerim olduğunu farkettiğim an, değişimim başlar. Hikayemin içinde dikenli tellerin oluşundan duygularımı olumsuz etkileyen kaynağın ne olduğunu anlamaya çalışırken hiç bir şeyin sebepsiz olmaması beni daha çok kendi içimde yol bulmaya yönlendirir.
Her bir nedenin ayrı ayrı bir şeyler anlatır olmasından değil, birlik içinde olunan hikayelerimizin bize ne anlatmak istediğinin peşine düşmüştüm. Zamanı yoklarken izlerin peşinden gittiğim kimindi?
O yolu takip etmeme neden olan sebep ne olmuştu? Vb…. Daha bir çok sorularıma cevap arıyorken Numeroloji bir birine benzer rakamların her yönden gelişi ile gidişinden ne çok şeyler anlatıyor olmasını deneme yanılmalarımla çözüyordum.

Numeroloji nedir? Adına takılıp kalmayın hayatı nasıl deneyimleyeceklerimizi içinde barındıran barkod sistemimizdir. Doğum gün ay ve yıllarımızın rakamsal değerlerimizin olumlu olumsuz tetiklemeleri ile birlikte neyi nasıl yapmamız gerektiğini bize anlata dursun, her birimizin hikayesi kendince kilitler altında tuttuğu başka bir yaşamdır. Ama olsun! bizim için en değerli yansımaların arasında kendimizi keşfede duralım. Kim olduğumuzu defalarca kendimize sordukca uzaktan yakından ilgili ilgisiz diye dursak bile, beni bana anlatan hikayelerimde kendimi yoklamayı başardığımı sanırım. Hiç bir şekilde ve zamanında ben tamamım deme lüksümüz yoktur. Her gün, her an, her saniye kendimi yeniden ve defalarca aradığımı gördükçe “ben tamamım” diyemedim. Zamanı bana anlatan geçmişimi bugüne taşımış olduklarımla silkeleniyordum. Numeroloji: her birimize hükmedici yönlerimizi gösterebilecek apayrı bir yetidir.

Yılların ne kadar hızlı geçişini farketmeyiz bile ama biz kendimizdeki değişimin bilinci ile olgunlaşmaya başlarız. Saklı kalan duygularımıza hükmedici olmamız, önünde durmak ve istediklerimizi yaratarak yaşama sanatını öğrenmemize aracıdır. Her bir şeye yaklaşımlarımızın ardındakilerin de özünde rakamların olması ilginç değil, teorilerde değildirler. Saklı kalmış duyguların açığa çıkmasındaki nedenleri gözlemleyebilmemizi sağlarlarken mercek altında tuttuğuuz hikayelerimize gülen yüz ifademizi katarak anlamlaştırmamız önemlidir.

Arada kaçırdıklarımızı farkettikçe odaklanmaya başladığımız yaşam tutanağımızın elimizde olması, hikayelerimizin başlama ve bitme döngülerinde bizi kendi içsel yolculuğumuza taşımasında önemli rol üstlenir.
Her rakamın altındaki toplama, çıkartma, çarpma, bölme işlemi gibidir hayat.
Bizi içinde tutar, dengede kalmamızı sağlar. Hareketlerimize çeki düzen verebilirken dengemizi bozan ilişkiler arasında kendimiz olmaya çalışmamız = sanattır.
Bu ise, küçük bir dokunuşla değişen farındalığımızı bize hediye ederek ilginç deneyimlediklerimiz ile Hikayelerimize başlamadan evelki yaşam serüvenimizin nereden geldiğini hep merak eder dururuz aslında. O’nu uzakta değil yakınımızda hissetmek önemlidir.
Bilmediğimiz hiç bir şeyin önemini anlamamız kadar zor bir şey yoktur belkide ancak saklı kalan hikayelerinizin açığa çıkmasında ne kadar hazır olup olmadığınız veya nedenlerinizi kendi içsel duygusal dünyanızda deşifre edipte, irdelemeye koydukca ortaya çıkartacağınızı anlamak sizin kendi istek ve iradenizle olur.

Aynaya yüzümüzü nasıl gösterirsek o şekilde yansımaya başlayarak anlam kazanandırmaya çalışırız.
Hikayelerimiz kendi yaşadıklarımızla örtüşürken bir birine ulanarak duygumuza dokunmaya başlaması kaçınılmazdır.
Bir şeylerin ters gittiğini anladığımız zaman geçmişe bakıp nerede eksik bıraktığımızı ve ne yapmamız gerektiğini bize anlatan hikayelerdir.
Yansıyanlar ise, tetikledikçe silkeleniriz belkide o an. Ama sonrasında hayatın gelişi ile değişen ortamı yakaladıkmı bir öncesini unutur sonrasında yaşarız.
Değişen dünyamızın arasında kimliklerin karma oluşumuz ile dengeyi yakaladık mı bırakmamalıyız.
Enerjimizi aşağıya çekenlerle ne kadar birlik içinde olamadığımızı bilip orada durmamız gerekeni anlarken “dur” demek buna “hayır” diyebilmemiz gerekir.
Düşüncelerimizde kim varsa onu yaratabilme gücü gibi... tıpkı telepati olarak düşünebilirsiniz. Bir insanı bir olayı ne kadar çok düşünürsek çekim gücümüzü devreye koyarız.

Kaybettiklerinizi andıkça ona odaklandığınızı, yakınınızda hissederken o zamanki duygunun acısını gerçekte yeniden hisseder olmanız sizi yaşama daha iyi hazırlarken anlamaya başlarsınız.

Hikayelerimiz bize bir çok soruyu da beraberinde getirir ve hislerimiz ile duygularımızın tetiklenişleri ile harekete geçmesi demek oluyor. Evrenin bize Dünyaya geldiğimiz andan başlayan hayat hikayemizde kimsenin ne istemediği değil daha çok ne istedikleriyle ilgilenilmelidir.

Numeroloji= rakamlar = dünya= evren= hayat demektir. Heplik’te kendimizi araya duralım. Sınırlarımız içerisindeki yaşamı yaşarken zihnimizde, hayallerimizde yaratabildiklerimiz hayatımız olurken gerçekte ne istediklerinizi bilme zamanınız “2020” yılında ve sonrasından itibaren daha gelişmiş olarak size olumlu katkılarını verebilmesi için sınırlarınızı geliştirdikçe sizde gelişmeye başlayın.

NUMEROLOG: Müjde Şener

26.12.2019
68/14/5

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 





23 Aralık 2019 Pazartesi

KUCAKLAŞMANIN GÜCÜNÜ KEŞFET


KUCAKLAŞMANIN GÜCÜNÜ KEŞFET.

Içimizde yaşanılan onca fırtınalara rağmen en önemli gelişme aracımız sevgidir. Sevebildiğimiz müddetçe en güzel hediye olarak düşünebileceğimiz gerçeği gözlemlemeye başlayalım. Sevgi enerjisini alıp verdikçe etrafımıza daha güzel yansımalar aktarabiliriz. Ama ne? Neyin nasıl gelişi ile gideceğine inanmak ve güvenmemiz gerekir.
Maalesef tabular, kurallar buna pek izin vermiyor. Beklenilenlerin tersi de yaşanılabileceğinden güvenlle ilgili tabular oluştumu ters tepki de yaratabilir.

Hislerimiz ile enerjimizi birleştirelim ve güç içimizdeki en büyük hediyemiz ise onu nasıl kullanmamız gerektiğinin her fırsatımızda bize hatırlatan hikayelerimiz ile silkelenirken değişimi başlatmanın zamanını yakalamamız gerekir.
Yaşamımızın taleplerimiz doğrultusunda olduğuna inanıyoruz.
İçinde olduğum yaşama açılan gözlerimdeki perdenin ötesinde duran sis perdenin kalkması: his kalıplarım ile, tabularım ve “bana ait olmayan kurallarla donanımlarım”. Taşımış olduklarımla eşdeğerdir. Var olan ile olmayan arasındaki farkı bilmemiz gerekir
Kimliğimi ifşa ederken beni bana anlatan hikayelerimi yaşadığımı anladığım zamana odaklandığım an “bu kimlik bana ait değildir” dediğimi anımsıyorum. “Ben bu kişi değilim ki. Beni, olmamı istediğin gibi düşlerinde yaratarak yaşatmaya çalışıyorsun!. Oysa ben kendimi tanımak, tanımladıkça içimdeki imkansız olanların bana ait olmadığını tek tek yüzleşerek bırakmaya gönüllü olduğum zamanımı doğru değerlendirmek istiyorum” diyerek zamanı yakalamanın peşindeydim.

Kimse beni bana anlatamıyorken benim başkalarına kendilerini anlatabilme yetkiye sahip olmamı bana veren ne oldu?
Elbette ki yaşadıklarım ile taşımış olduğum hayatımın bıraktığı sorumluluğumdu.
“Ben değiştiysem sende değişebilirsin…”
Kim olursan ol kendin ol!
Sahip olduğun değerine güvenerek kendine gülümse…
Hislerimdeki duyguların hakimiyetinde olmam, olası olabilecek her birimizin gücü ile gülen yüzlere ihtiyacımızın olduğu gerkeç.
Gülmeyi nerede unuttuğumu arıyorken bulduğum an bırrakmak istemiyordum.
Eski kalıpların hayat bağlarıma dokundurmalarından sırtımı sıvayacak dayanağın olmaması ihtimalleri hep aklımda oldu. “ya giderse, ya yalnız kalırsam vs...” Küçük bir dokunuşun bu kadar önemli olabileceğini bilemedim. Yaşamıma renk katacak hikayelerimden çok doğru insanlarla ilişkimizle frekansı yakalamanın önemini hissediyordum içimde ve o eksiklik ile “bunu nasıl telafi edebilirim” diye düşündükçe aklıma hislerim gelir.
Annemin sevgisine hasret kalmışım meğer. O da değildi tam olarak sarılmanın ayıp olduğundan kelimelerin boğazıma düğümlenir oluşuna kadar dirençlerime yenildiğimi anlamıştım anlamasına...

Sarılmanın önemli ölçüde anlamı neydi?
Sevgi, sıcak bir kalp, değer, önemin büyüklüğü en büyük eksiklikti. Sevginin ne olduğunu bilmezsen ona nasıl sahip olacaksın diyordum kendime. O sıcak kalp anne sevgisiydi belkide yada sarılmak gibi… özlediğim neydi? Küçük bir çocuğun sana sarılışını düşünün ve ona saf, içten çok sarıldıkça kalbinizin içerisine sokup kalbinizdeki sevgiyi aktardığınızı hissedin. Tam da aradığım buydu aslında.

Sekiz yaşlarında küçük bir kız çocuğu tatlı mı tatlı. Bir gün bana Müjde abla sana biraz sarılabilirmiyim dedi? Bende elbette diyerek onu kalbimin içine sokarcasına kollarımın arasına aldım, kokusunu ta derinlerime içime çektim. Birkaç dakika boyunca bir birimizin enerjisinden beslendik sonra yeniden ona sarılmak istedim o kadar içten ve samimiydi ki. “Bana bu kadar yetti çok teşekkür ederim” dedi. O an bendeki eksikliğin farkında vardım ve kendime teşekkür ettim.

Allahın verdiği değerin, güvenin önemimizin kıymetine sahip çıkabilirsek o bize gelir…

Gerçek, içten ve samimi kucaklaşmalara hasret kaldığımız gerçeğimizi görebilmemiz için daha ne kadar sırtımızı korumaya çalışacağız. Aynaya bakarken görmek istediklerimizi görebilmeyi arzu ediyoruz. Içten samimi gülüşler mesela.
Ona sahip olduğunuz zaman bırakmamaya özen gösterin bunu yaparken de karşılıklı değerinizin bilinci ile bir birinize saygı, sevgi, anlayış, hoşgörüleriniz ile sahip çıkmaya çalışın. Bazen unuttuğumuz o değerimizi bize hatırlatacak olanlara imkan sağlamamız gerekir. Her var olana imkan sağlarken kendimize güvenerek yarattığımız düzen, alan, yaşama değer verdikçe değerimizin karşılığını almaya başlarız. Kimden geleceğini bilemeyiz belkide ama bilin ki en çok ihtiyacınız olanda o’dur.
Kimsenin sizin gibi düşünmesini beklemeyin sizin aklınızda bir doğru varsa o doğrunuzun peşinden siz giderken bilin ki sizin gibi olanları yaşamınıza çekeceksiniz.

Numerolog:Müjde Şener

25.12.2019
67/13/4

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 




ZAMAN DEĞİŞİRKEN SENDE DEĞİŞMELİSİN


ZAMAN DEĞİŞİRKEN SENDE DEĞİŞMELİSİN.

Gelip giden yılların arasında ayni çark içerisinde dönmekten hala usanmadınız mı?
Her yıl ayni nakaratı tekrar tekrar farklı insanlar veya rolleri ile sizin de kendinizi gözlemleme şansınızı yaratmalısınız.
Gerçi etrafınızda olup biten kimliğinizin ifşa edilmesi ile, sıcak atmosferlerin yaşamınıza hizmet etmesini sağlayınız derim.
Gerçek durumun ile duruşundan farklı bakmaya başlarsınız. Hayat yaşam kalitenizi kıyafetten yana kullanmanın size vereceği artılar mı. Umut veya neşe kapısının
Kişisel dünyanıza uyarlanmış olan çevrenizde size hizmet edenlerden destek görmek mi istiyorsunuz? O zamanıyokladıkca kendinize güzel bakmayı bırakmayın.

Başka konularda “Bırakmaya gönüllü olmaya” niyet ederken kendinize bir adım daha yakın olmaya başlarsınız. Yarım kalan işlerinizde ise dikkatlice çevrenize bakıp, olan arasında iletişim kurabilinceye dek sanatcı ruhunuz devreye girer.
YARIM KALAN İŞLERİNZİDE Zamana uyumlu olmalıdır insanoğlu. Her şeyden güzellikleri arayan olmalıdır. Kimseye takılmadan kendini yaşamayı öğrenmelidir. Herkesle kendini ayni görmemesi hayrınadır çünkü farklıyız. Değişmeyen tarafınıza yöneldikçe “sen kimden çektin ya evladım” diyenleri anımsa. Etrafınızdaki seslere kulak verin.. cevaplarınızı bir düşünün ki kendi kendinize ufaktan dokundurmalar yaparak alışltırmaya başlayasınız. Zaman içinde etrafınıza daha güzel bakmaya başlayacaksınız.
Zaman gelir ve giderken yeniden o gün gelip çatıyor. Hazırlıklar olması gerektiği kadar yapılabilirken kimseye ne az nede çok katkınızı vermemeye kararlısınız. Nerede o eski bayramlar, yeni yıllar vs… kimseden bir şey beklemeden gelip giden değişmeyen tek şey nedir?

Düşüncelerimiz…
düşüncelerinizi değiştirmeye başlayınca her yıl ayni şeyler olacak diye kendinizi karamsarlığa sürüklemeyin. Size ait olmayan hiç bir şeye ev sahipliği yapmayıp, bırakmaya gönüllü oldunuzmu hiç bir şeyin nereden ne zaman nasıl gelip gideceğini düşünmeden akışı kolaylaştırmanın hedeflediklerinize uyarlanması için güzel olacak. Yılın gelip geçmesi nedir ki. Eski ile yeni arasındaki düellolarınızda düşüncelerinizden başlattığınız her an değişiminizle kendinizi güçlü görmeye başlarsı

Niyetlerinizin gerçeğe dönüşmesi için değişenin kendisi sen olacaksın. Aksi halde olmasını dilediklerin ertelendikçe sen kendin ona giden yolları tek tek irdelemeye başlarsınız.
Yaşam yollarında kimsenin düşüncelerine müdahale etmeyiz. Her insan kendini düşünmeye başladıkca analamları daha net zihninde toparlanmaya başlar.
Gerçi etrafımızdaki durağan olmayyanı farkettikmi değişen zihnimizin bakış açımız ile örtüşmesine dur, bekle, sonra dememelisin.

Düşüncelerinizdeki ile kitabınıza göre geleceği yaratırsınız.
Hissettikçe çoğalmasına katkınız olacak. Ancak alma verme enerjisi illa size sizi görebildiği yere taşıyacak ve sizde o enerji vorteksi ile başka bir dünyada kalarak kendinize çeki düzen verebileceksiniz elbette.

Zamanınızı değiştirdikçe adım adım daha geniş açınızdan olaylara bakabilmeyi öğrenirsiniz. Ancak bazen ters yüz ettiklerinize kızarken taş atıp kolunuzun yorulmadığını bilirsiniz. Hayat öyle çok konnuları biriktirdikçe size hediye olarak bıraktıkları ile daha başka neler yapabilirimi yaratmaya başlamak gerekir. Hep olayları dışarda ararsınız. Kendi içinizde olması gereken şeyler olurken ve yansıtırken toparlayan olamadıkça çeşitli bahanelerinizi türetmeye koyulursunuz. Hayatınıza çeki düzen vermeye başladınız mı daha iyisini elde etmek için mücadelede olabilirsiniz.

Takılıp kalacak kadar olaylara itaatkar olmayınız. Saklı kalan duygulara dokunacak birileri mutlaka çevrenizde vardır. Sizden onlara, onlardan size giden gelen yansımalar ile silkelenmeye başlarsınız.
Bundan daha iyi her ne varsa kolaylıkla ve neşeyle gelsn diye düşünüyorum ben…

NUMEROLOG. Müjde Şener

24.12.2019
66/12/3

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 




22 Aralık 2019 Pazar

KENDİNE YENİ BOŞ SAYFA AÇ!


KENDİNE YENİ BOŞ BİR SAYFA AÇ!

Her güne uyanabiliyorsak ne kadar şanslı olduğumuz içindir. Kendimize yeni bir gün daha ilave ettiğimiz için de minnet duyalım. Bunun ne kadarının bilincindesiniz veya farkındasınız ben bilmiyorum ama kendiminkinin bilincindeyim ve her gün yeni boş sayfamı açarken sağ üst köşesine günün tarihini mutlaka koyarak başlatırım o günümün rollerini. Bugün kimlere katkı olup katkımı alacaksam neşeyle, kolaylıkla ve eğlenerek olsun.
O gün benim yeniden doğduğum günümdür diyebilirim. Ne kadar kulağıma hoş geliyorsada seninkinin komik veya saçmalık diye de gelse “bu benim kendi düşüncelerimdir, senin değildir” sonuçta her birimizin farklı algı ve kapasitesi vardır. Zamanı yakaladık mı bırakmak istemeyeceğiz.

Hayatı tek kalemle yazarken istemediklerimizi silip yerine yenisini ilave edebilecek o güç hepimizde varken bunu yapmamamız veya bilmem dediklerimizin ardına saklanmayı ortadan kaldıralım. Her şeyde deneme yanılmalarımız sonucu kendimizi geliştirmeye başlarız.

Çekiyorsak ve gelmiyorsa, itiyorsak gitmiyorsa bunun bizim için önemini anlamamız, anlamsız gibi gelen hikayelerimizde iç huzur veren hikayelerimizi gözlemlememiz gerektiğini savunmak düşer.

Yaşadıklarınızın tümü size ders olurken bilmeden içinde olduğunuz nedenlere takılıp kalırsınız. Hayattan almak istedikleriniz ile sınanırken farkında olmadan, istemeden kendinizi bir çok karma olayların içinde bulabilirsiniz.
Sebepler her ne kadar geçmişinizden getirdikleriniz olsa bile, bunu kabullenmek istemezsiniz. Sanırsınız ki o an içinde olduğunuz küçük nedenin sebep olduğudur. Kendinizi o sorunun içerisine dahil edip sonrasındada çekip çıkartmaya çalışmanız ne kadar gerçekliliğinizi ortaya koyar?
Zamanla anlamaya başlayacağınız tümden geçmişi bugüne taşımış olduklarınızla silkelendikçe o zaman anlarsınız gelecek kendi yaratımlarımızın elindedir diye.
“Kim olursam olayım kendim olma mücadelelerimde kimliğim ile sanatımı konuşturuyorum”. Bu sanat bendeki cevherim değildir sadece. Tümden duygu, düşünce, hissel, algı, anlamlarımın, düşüncelerimin de bir birinden alma verme tutma bırakma eylemlerimde ilave edildimi zamanı yakalamaya başlarız.

Insanlarla olan ilişkinizde hep beklentilerinizi ararsınız. Sahip olduklarınıza değil de size ait olmayan inançlarınız, kalıplarınızla bir yerden sonra sıkıntıya girmeye başlarsınız.
Aslında var olan ile olmayanların arasındaki duvarı kaldırmak ve olmayanı farketmeniz size başka neler katabilir?
Zamanı yoklamaya başladığınız zaman hayallerinize yönlendirecek hikayenizin önünden ve ardına takılmadan yaşamanıza katkısı olacak yansımalar hediyelerinizdir.

Dünü bugün yaşamamak adına şimdinin size verdiği güç ile cesaretinizi toplamaya başlayınız. Hiç bir şey için geç kalmadığımızı biliyoruz çünkü, hayatın her anı en güzel anlarımızdır.
Zihnimizdeki olumsuz yargı, eleştirilerimizi bir kenara koyar ve hiç birinin bize ait olmadığını düşünebilirseniz ki bu zor değildir. Zihninizdeki engellerin size ait olmadığına inanıp “şimdi söz hakkı ve sırası bendedir” diyebilirseniz kimse sizin karşınızda sizden önce muhalefet olmayacak. Içsel duygusal dünyanıza hislerinize dokunmak, klişeleşmiş alışkanlıklarınızın içerisinden silkelenir ve çıkarsanız zamanı kazanmaya başlarsınız.

Hedeflerimiz gördüklerimizin de ötesinde güzel bir yaşama her gün için bir adım daha yakınlaşmak olsun. Sebeplerin her ne isterse olsun. Tamam eğer yaşanmış ise, olmuş bitmiş ise: “ben şimdiki algım, zihnim, mantığım ile yaşamayı seçiyorum” der kendimize yeni bir sayfa açmaya başlarız.

Kim olursak olalım kendimiz olmaya başladık mı çevremizde olup biten her yansımanın gerçek kimliği biz olmadığımız için başkaların hayat hikayelerinde sadece seyirciyiz. Lakin hikayeleri bizi olumlu olumsuz etkiledimi kendimize çeki düzen vermeye başlarız. Bu düzenleme olumsuz olanı iyileştirirken tamam olanı daha ileriye taşıyacak fikir alış verişlerimizle kendimize getirecek gücü, algıyı temsilen yansıtmış olacak.
Zaman illa birimizin birinden alma verme enerjisi ile dengeye girecekse o kişi belki sizin hayatınızda benim. Bu herkes hepimiz için de olabilir. Böylece kimseye takılmadan yaşamayı seçmiş olmamız en mantıklı olandır.

Kendinize her gün için yeni boş bir sayfa açarak gün ve zamanı belirttikten sonra kendinizi akışa onaylayın. Zamana uyarlayın ve seçimlerinizde hep kendiniz olsun. Böylece zaman yaşam amaçlarınızla sadece kendiniz olmaya başlarsınız…

NUMEROLOG: Müjde Şener

24.12.2019
66/12/3

YENİ BAKIŞ GAZETESİ 




HERŞEYDEN BİR HİÇLİK...


HERŞEYDEN BİR HİÇLİK…

Olan olmayan her şeyi nötür kılmak farklı bir sanat olsa gerek. Bu o kadar kolay değildir elbette. Hiç bir şey bilmeden çıktığımız yaşam yolculuğumuzda her gün yeni bir ders alarak uyudaki benliklerimizi uyandırmak için uğraşıp dururuz ve en önemliside ne yaşarsak yaşayalım birilerinden ders alıpta değişmesi gereken bakış açımızla kendimizi olgulaştıralım.
Arasındaki kaynağa giden yolu bulumamız ise, yaşamın mucizelerini bize bahşederek kendimize çeki düzen vermeye başlarız. “Bunu ancak hayal dünyamızda yaşarız” diyenlerdenmisiniz? Alt yapımızda çocukluktan gelen alışkanlık gereklidir.
Mesela: küçüktük büyüdük ne çok şeyler hayatımızda değişirken geriye sadece temeldeki kalır.
Değişen ise üzerine inşa ettiklerimizdir.

Gözlerimizi kapatırken hayal aleminde gezinmenin ne kadar eğlenceli olduğunu hepimiz biliriz. Bunu çocuk yaşta kolayca yapabilirken sonrasını düşünmeden yarattığımız hikayeler en değerli olandır çünkü yaratımımız hızlıca sonuçlanıyordu.
(Tüm sorunlardan arınmış zihinle olmanın keyfi bir başka güzel olur elbette). Düşüncelerde dağınıklık olmasın, hayatla mücadele eder olmayalım. Kimsenin yaşamına takılmadan kendimize yön verebilir olabilmemize etken olacak hislerimizle, duygularımıza dokunmanın formülü: hayallerimizdir. Taleplerimizin gerçekleşmesi için ihtiyacımız olan onu kalpten dilemek değil mi? Içten dilemek ve gerçekten hayalimizde onu isterken tüm hücrelerimize dağılana dahi hayat vermek yaratım gücümüzdür.

Bazen birşeylerden emin olamasınız ve sandıklarınız aslında korkularınız olurken bırakmaya gönüllü oldukca siz evrim geçirerek zamanı yoklattıran geçmişinizin izleridir. Bilinçaltınızda kirlenmiş, güvenemediğiniz ve bırakamadıklarınız sizinle zamanda yolculuk etmenize engel olurlar. Onları önce bırakmaya gönüllü olmayı seçin. Deneyimlemek zorundasınız ve bırakırken emin olacağınız kendi hayatınızı kendinizden başkasının yönetmediğidir. Böylece emin olduğunuz kendinizle idare ettiğiniz yaşamınızla kolayca kalabilirsiniz. .

Bazen bu düşten hiç uyanmak istemeyebiliriz. Bazende etkisinde kalır onu herzaman anmaya çalışırız.
Zamanınızı nasıl doğru kullanmak isterseniz “harekette bereketin olması” olası olabileceklerin olmazlarınızın imkansız diyen düşüncelerinizle içinizde size engel olan inançlarınızın ne olduğunu düşünmenizde fayda vardır.
Kabullenmediğiniz değişiminizle değişebilecek hayatınızdır. “Değişiminle değişecek hayatına güvenmelisin” ve seni kendinden alıkoyacak inançlarından kurtulmanın yollarını keşfedebilmende öncü olacak algı, anlamların, yansıyanlarla vs... siniz

Düşünsenize hangi arada derede giden gelen zihinlerimize kapılıp ilerlerken farklı açıdan yaşama takılmaya çalışırız.
Zamana takılmayıp anı yaşarken hatalarımız olacak elbette. Hata! blunduğunuz yerin, bölgenin yasaları, kurallarının oluşundan size kendi ekseninde onun kurallarına uymanız gerekeni öğretir.

Değiştiremediklerinin değişmesini sağlayabilirken farklı bakış açısından o günü bakıp değerlendirmekten korkmamalısınız.
Hayat felsefelerinizden kendinize katkılarınızı toplar ve biriktirdikçe bilincinizi zenginleştirdikçe günün sonunda bize faydası inanılmaz değerli olmaya başlar.

Güne başlarken bugünün bana katkısını almaya niyet ediyorum” diyerek attığım adımlarımda odaklanarak hayatın sunduklarından derslerimi almaya başladım. Bu düşüncem sonradan bana geldi. Nedeni, etrafımda olup biten benzer nedenleri defalarca yaşadıkca nedenini sorgularken her süreçti gelip o da geçti diye düünmeye başladım. Yeni bir şeyler öğrendiğimi farketmiş oldum.
Böylece cevaplarımı kısa yolla almaya niyet ederken bu niyet kendime açmış olduğum kapılarım ve ardımdakilerin daha iyi gelişmiş olması, gerekenlerin yansımaları olunca yerini güzel değerlendirmelerime bıraktığını ben biliyorum.

Hayat felsefem tamamen değişiyordu. Kimse bana demesin öyle veya böyle her fırsatta anlamaya çalıştığımız kendimizin yaşam amacıdır. Dünya küçük ve nerede kimlerle nasıl bir oyun içerisinde yaşama dahil edebileceğimiz ilişkilerde hak ettiğimizi yaşamak istersek önce sana yapılmasını istemediklerini yapmayacaksın…

Bir yerden bir yere giderken yolculuk esnasında uçakta, arkamdaki koltukta oturan ailenin konuşmalarına kulak misafiri oluyordum. Çocukları ile oturmaya çalışıyorlarken ufaklık o kadar heyecanlıydı ki babasının yanına oturacağından ve onunla oyun oynayacak sözü de alınca kahkaha atıyordu sevinçten. istem dışı yüzümde tebessüm oluşuyordu. Yolculuk boyunda arkamda oldukların baba ve oğlunun konuşmalarını dinledim. Babanın çocukla olan konuşma uslubu, ses tonu ve yaklaşımı çok güzel etkileyici, dinlendiriciydi. Oğluna hayal kurdurarak gözlerini kapat ve ne olmak istersin diye çocuğa sorar. “Biliyorum ki sen astronotları seversin onlarla uzaya çıkmak istermisin?” der.
“Evet” der çocuk ve hayal aleminde en güzel şekilde yolculuk etmesine yardımcı olan baba güzel düşüncelerini aşıladıkça oğluna uykuya dalar…
Söylemek istediğim hislerin duygulara işlemesi, duyguların hücrelerimizle bizi o yöne sevkedebileceğinden çekim gücümüz bizde var olanı nasıl yaratabileceğimizi anlatan bir hikaye bu. Gerçi etrafımızda bir çok kişinin hayal aleminden çıkıp gerçek aleme dalması bu durumu zorlaştıracak ama yinede düşüncelerinize gülümsemenin yolu: bu bakış açıdan çıkmamanızdır.

Her birimizin kendi ekseninde kendine ait kuralları vardır. Bu kuralları ters yüz edenler ise yasalara uymayanlardır. Hayat yaşam felsefelerimiz arasında kenimizi imkansız kılan hikayelerin kafamızın içinden değiştirilmesine izin vermek gerekir bizde öyle yapmaya gayret ediyoruz.

NUMEROLOG: Müjde Şener

23.12.2019
65/11/2

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

21 Aralık 2019 Cumartesi

SENDEKİ CEVHERİ KEŞFET


SENDEKİ ÇEVHERİ KEŞFET.

Kendinizde var olanı dışarıya çıkartabilmek için illa birilerin sizi dürtüklemesi mi gerekiyor? Genellikler birilerin öncülük etmesi ve başkaların başarısı veya becerileri ile “bende yapabilirim” diye düşünüldü mü, o’nun üzerine bir adım atılır. Geri durmamız bir işe yaramaz. Önce başkaların adım atmasını beklemekte size fayda sağlamaz. Önceliğinizde kendiniz oldu mu başkaların sizin için ne düşündüğünden çok kendi tercihlerinizin önceliğinde olmalısınız.

Yeterki “istemek” gerekir. Örnek alınan iyi şeyler günün sonunda bizi kendimizden farklı kimlik veya kişiliğe yönlendirebilir. “O yapıyorsa ben neden yapamayım” derken bu güzel bir yaklaşımdır.
Sadece olduğun kimlik kişilik ile kalmazsınız. “Ben bilmem, yapamam” demiş olduklarınızın üzerine giderseniz olmayacak hiç bir şey yoktur.
“Zoru yapabilen herkesin hayatında kolayı başardıktan sonra her şey vız gelir”.
Yeter ki içinizdeki cevheri ortaya çıkartmaya başlayınız.
Zaman illa olduğumuz yerden bizi çekip çıkartacak birilerinin devreye girmesi ile öncülük edecek. Hiç bir yanısımaların nedensiz olmaması, her olayın ardındaki sebepleri yoklamaya başlarken bize kendimizi gösterecek hikayelerimiz ile silkelenmeye başlarız.
İzlediğiniz kimliğinizle değilde, olmak istediğiniz kişiliğiniz ile sahip olabilirsiniz.

Kimsenin bilmediği yönlerinizle, kendinizi keşfetmeye başlamanıza neden olan hikayenizi yansıtmaya başladığınız zaman, kaleminizle ve sözlerinizin duygularınıza dokunmasına izin verdiğin zaman sanatınız oluşmaya başlar. Duyularınızın hareketli yaşamınızla örtüştürdüğü her birinin gerekli gereksiz duyarlı olanlara karşı temkinli olurken kelimelere takılmadan nasıl kendinizle tam ve bütün olabilirsiniz?

Her değişiminizle değişmesine neden olan hücrelerinizin duygularınızla birlikte hareket etmesini sağlarsınız.

Sorunları ile kendi başına kalmayı seçmiş genç bir kızın drama hali ile yarattığı olumsuz negatif tepkilerinden çıkarttığı dersleri: içsel, duygusal yarattığı kaos ile mücadele etmek yerine onunla farklı bir anlaşmaya girer.
Ruhsal iletişim kurduğu ve kendini rahatlattığı zamanlarını kimseye anlatamayacağı gibi, iyileştirici yönü ile kelimelerine takılmadan. Zamanını müzik ile iç içe geçirmekte bulur. Notaların arasındaki tınlamaların titreşimleri onun bilinci ile birlikte oluşu rahatlatıcı olur ve iyi geldiğine inandığı şekilde, içsel ve duygusal dünyasında kalmakta çaresini bulur.
Kendimi dinlemeye ihtiyacım vardır. Ben iyiyim desede. Dışardan bakan gözler onun bunalımda olduğunu düşünerek öyle sanır.

Kimsenin ne dediğine takılmadan sadece arzu ettiği gibi yaşamak istemesinden duyduğu huzuru kimseye anlatamıyordu. Anlattıkça üzerine giden ailesi ile sadece kabule geçiyor ve direndiği sorumluluk sahibi olduğu kend ile tam anlamı ile düşüncelerinde kalmakta çareyi bulur.
Herkesin dedikleri ile, istek ve arzu ettikleri şekilde yaşamaktansa başka bir alemde gezinip kendi alemi ile mutlu olmaya çalışırken müzik onun ruhunu okşadıkça terapisini kendi yapmaya başlar.

Kimsenin nereye ne zaman gidip geldiğine takılmadan yaşamak ister. Böylece aksi huyuna rağmen veya öyle göstermek istediğinden o şekilde düşünülürken bazı sanal ortamı kendine yasaklar. Ardından gelen tüm mesajlaşmalara yolunu engeller ve kendini olmak istediği cepheye menziller. Bugünkü kimliği ile ne istediğini henüz keşfedemediğinden hayatına hayallerinden başlamayıp sadece olanlarında kendine verdiği gücü temsilen kullanmak isterken beklentileri onun canını acıtmaya meyilli olur.

Aile arkadaş derken kimsenin ona ne yaptığını sormasına tahamül edemez. Sağlam temeller üzerinde yarattığı sadece içindeki hüneri ile gülen bir kalbi kendine hediye etmektir.
Kaybolmuş yıllarını acıtan nedenlerle dengeleyemeyeceği gibi, etrafındaki nedensizliklere karşı acımasız ve tutarsızdır.

Kelimelere takılmak istemez. Yoluna çıkan ilişkilerinde sorunlarını kendi içlinde tutup ben neden bunu böyle yaptım derken inadı ile kin, nefret duyguları ardında gizlediği negatif belirtisidir.
Yüzündeki maske itaatkarlığını yansıtıyor, iyi bir genç kız ama bu böyle yürümeyecek dedikçede iyimser görünen güleş yüzünden sonraki beklentileri: içsel duygusal ve ruhsal kilidi kırıp ta derinlerinden başlattığı gücüne güven sağlaması gerekiyordu. O da bunu en iyi şekilde yapabilemek üzere kendine iki adım daha atıp değişiminin faturasını yaşarken ödemeye hazırlanıyor. Kimsenin kendini kabule geçemeyecek kaygı ve endişelerinden arınmaya başlarken ben bunu bu şekilde yapmaya gönüllüyüm benimle birlikte olan herkesin bana nasıl davranmam gerektiğini söylemesini istemiyorum derken davul dengi dengine kendiside kendi ile tam ve bütün olacak ilişkilerinde kendi olmaya çalışıyor. Sebepler her ne isterse olsun. Var olanı ortaya çıkartabilme sanatı, cevherinizle tam ve bütün olacak.


NUMEROLOG. Müjde Şener

22.12.2019
64/10/1

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 



20 Aralık 2019 Cuma

YAŞADIKLARIMIZ GEÇMİŞİMİZİN HEDİYESİDİR.


YAŞADIKLARIMIZ GEÇMİŞİMİZİN HEDİYESİDİR.

Bugün yaşadıklarımız geçmişimizin hediyesidir.

Hiç bir şeyin nedensiz olmadığını her gün daha iyi anlamamız gerekir. Kimsemiz dört dörtlük değiliz oysa. Ancak, bir yerden sonra kendimizi geliştirmek, olan ile olmayanlar arasında farklı bakış açımızı doğru tesbit edip değerlendirmemiz gerekir.
Insanlar olmasını dilediği bir şeyi görmek ister.
Olup olmadığını anlayabilmesi için ise bir yerden sonra beklenti içinde olurlar. Acabaları, zihinlerini kurcaladıkça aklılarında kalan sorularını bir şekilde dile getirmek, duyurmak isterler. Olmadığı zaman ise, bir süre sonra patlak verir. Öyle bile olsa, her yönden yaşamımıza güzel bir hediye yani yankısı ile “İZ” olarak kalacağını, geleceğimiz için daha iyi olmasını başlatmış olacak. Kimse kendinden başkası için çırpınmıyor, her birimizin kendi ekseninde sadece kendine ait olanlarla bir yaşam yolu çizmek ister. Bu her birimiz içinde kendi değerimizin ön planda olması gerektiğini görmemize katkısı olacak.

Hiç bir nedeni büyütmeden geldiği için minnet duyarak kendimizi geliştirmemiz en doğru yaklaşımımızdır. O ilk an duygularımızın incinmesi, farklı bir tepki ile savunmalara girebiliriz. Cümleler arasında duygularımızın tetiklenişini hazmedemediğimiz veya kendimizi o zamanla birlikte karmaşık hissetmiş olmamız bizi olgunlaştıracak. Her neyin bizi incitmiş olmasından daha başka nedenlerdir canımızı acıtan aslında ama bunu dile getirmektense en yakınımızda şimdi yansıyan ve yankısını hissettirenlerin hissi ile olmak daha çok işimize yarar.

Mesela: Yeni öğretmenlik görevine atanan genç öğretmenimizin daha ilk tecrübelerinde beklenilenlerin üstesinden gelebilmesi için kendinden biraz feragat etmesi gerekecek. Öğretmen olmak en zor mesleklerdendir. Hem Anne, hemde Baba olmak zorundasınız. Kendi çocuğumuz gibi bakmamız gerekir, her dakikaların önemi ile gözlerimizin üzerlerinde olması gibi…
Bunları bilmemiz için Anne veya Baba mı olmamız gerekir?
Hayır! seçmiş olduğumuz meslek ne isterse olsun sorumluluğumuzu bildikmi naıl davranılşması gerekeni de az çok kestirmeye başlarız ve o zaman işimizde başarılı olmaya doğru ilerleriz. Hiç bir şey bir anda istediğimiz gibi olmayacak. Biraz meşakatli, zorlu, engebelli vs… gibi düşünsekde olumsuz olan her nedeni kabullenip değişmemize katkısı olduğundan teşekkür ederiz.
Hayallerimizin gerçek olması ile dejavu yaşarız. Taleplerimiz ile istediklerimizi hızlı bir şekilde yaratarak yaşadığımızın bir örneği de yeni öğretmen olan genç bayanın bir önceki deneyimleridir.
Bundan bir yıl kadar önce geçici olarak kreste işe başlarken kendini yardımcı öğretmen olarak işe alırlar ama o bundan hiç memnun değildir. Tecrübesi olmadığından dolayı olduğunu duyduğu anda canı acır. Kendiyle yapmış olduğum her sohbetlerimde haksızlığa uğradığından yakındıkça hayalinin sınıf öğretmeni olmak olduğunu, O’ sorumluluğu alabilecek düzeyde olduğunu savunarak velilerle: “çocuklarla ilgili bende konuşmak isterim” diye yakınıyordu.
Hergün okul sonrası memnuniyetsizliğini dile getirerek evdede sorunları üzerine çekmeye başlar. Okulda mutlu olmadığını dile getirerek çok geçmeden kendine arzu ve taleplerini gerçekleştirebileceği imkan doğar ve bir okulda dört yaş grubu on üç öğrencinin sınıf öğretmeni olurken mutluluğunu dile getirir. Istediğim oldu derken hayallerine tanıklık ediyordu.
Iki üç ay sonrasında velilerden şikayet gelince silkelenmeye başlar.
“Ben iyi bir öğretmen değilmiyim?” derken aslında tam tersine iyi bir öğretmen olabilme yolculuğuna yeni giriyorsun dedim. Bizleri birileri tetiklemeden neyin doğru veya yanlış olduğuna vakıf olamayız. Çocuklarımız en doğru alt yapılarını alıncaya dek sürekli birilerin desteği gerekirken sen en zor olanı başarmaya çalışıyorsun. Bu hepimiz içinde geçerlidir. Nedenlerimizi bir kenara koyarsak ve geçmişimizden gelenin geleceğimize aşılanmış taleplerimizin bize hediyelerinde ne istediğimizi anımsatan birileri olursa bu mükafatımız olacak. Şikayetler çocuklarımız için ise dinlemek gerekir. Sabırlı olmalı hatta kendi evlatlarımız gibi onlara en iyi bilgiyi verebilmemiz sonrasındada bizim onlardan alacağımız derslerimiz ile en iyisi olacaklar. Topluumuz için çocuklarımız veli nimettir. Anne ve babanın iyi ve güzel haberler alabilme eylemlerini geri çevirmemeli böylece herkesin mutlu olmasını sağlamış olursunuz.

Herşeyden en kolay derslerimizi alarak geleceğimize kolay adapte olalım.

NUMEROLOG: Müjde Şener

20.12.2019
62/17/8

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 








KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...