17 Ocak 2020 Cuma

GEÇMİŞİN ÜZERİNE GELECEK YARATMAYIN


GEÇMİŞİN ÜZERİNE GELECEK YARATMAYIN.

Nereden nereye nasıl gelip giden hayatla savruk dağınıklıklar yaşamak durumunda kaldığımızı bilmek istemeyiz. Her şeyi geçmişe takılmadan yaşamak varken ve zamanı geldiği gibi yaşamak isterken nasıl olurda bunu yaşayamıyoruz biliyormusunuz? Sürekli nedenlere takıntılı olduğumuzdan bırakmak istemediğimiz inadımıza olan bağımlılıklarımızdır.
Ve gerçek olan şudur ki, eskiye olan düşkünlüğümüzün üzerine inşaat kuramayacağımızdır.
Ne kadar sağlam temel olduğunu bilemeyiz ve bizi ne kadar taşıyabileceğini kestirmemiz imkansız olurken, tüm hayatımızın gözden geçmesi: imkansız gibi görünüz. Derinlerde dolaşa dursun tümden bilinçaltımızda hafızalarımızda yada anılarımızı değiştirmediğimiz müddetce hep var olacaklar. Takıntılarımız, yargılar, eleştiriler, saplanıp kaldıklarımız vb... gibi daha bir çok bahanelerimizin önümüzde direnç gösteren olması ilerlememizi zorlaştırır.

Çekil önümden benim sana artık ihtiyacım yok! Demek zor mu?
Geçmiş hikayemi yaşadım ve bitti şimdik artık yeni bir yaşama uyanıyorum ve ben kendimle tam ve bütünüm. Sevgiyim, değerliyim, özelim, güçlüyüm vede güzelim...

Geçmişimizin üzerine sünger çekemeyiz. Ama yeni bir yaratımla sağlamlaştrabiliriz. Hep daha iyisi ile güçlenmek gerekir ki, yansıyan küçük bir nedenin geçmişin bir yerinden sızıntı yapması ile silkeleniriz.
Hiçbir şeyi “var iken, yokmuş hissimiz ile silip atamayız”. Birtek kendimize gülen kalbimize yönelerek hayatın tümden var edildiği gibi düşlerimizde onu nasıl yaratmışsak, yaşamışsak şimdimizdede olanın iyileşmesi, iyimser, güzel bakan gözlerle düşüncelerimizle, sözlerimizle kendimizi görmeye başlamak gerekir.
“Zor” olan zihnimizin yaratmış olduğu hikayelerdir.
Her biri farklı vede başka bir nedeni ele alıp onu dokumaya devam ederken çıkan motiflerin gerçektede olmasını isteyip istemediğimizi bize yansıta dursunlar, gerçek olan içsel duygusal hayallerimizdeki kimliğimizde saklı olanlarlayız.

Hikayelerimizin biri başlar diğeri biterken biriktirdiğimiz anılarımızın güzel yada çirkin olması geleceğimize aşılamış olduğumuz yatırımlarımızdır.
Ne ekersek onu biçeriz... her biriyle hayat yaşam düellolarımızdan bize güneş gibi doğan, içimize parlayan nedenlerimizle ve nasılları ile düşlerimizde farklı yorumlar yapmaya başlarız.
Hep sandıklarımızın gerçek olduğu inançları ileyiz. Zihnimizi kemirmeye devam ederken geçmişi deşifre eden insanlardan korkar, kaçar, amaçsız yollarımızı bulamadığımızı farkederek itici gücümüz yerine çekim gücümüzün devrede olduğunu, hatta daha çok ihtiyacımız olanların yaşamımıza dahil olduğuna tanıklık ederiz.
İstediklerin yada istemediklerini farkederken “sen bana aitsin” dersiniz, yada “sen bana ait değilsin” demeye devam edersiniz. Ta ki, olan olmayanların her birimizin kendini bilme mücadelesindeki sınavıdır.

Sen değişime hazırsan değişiminde seninle birlikte yeni yaşamına hazır olcak...

Yaşamımızdaki etkileşimlerin bilincinde olabilmek isterken istemediklerimizlede yüzleşmek durumunda kalabiliriz. Ama yılmadan, pes etmeden SABIRLA kendimiz olma yolculuğumuz hep İYİKİ diyene kadarki düellolarımızla bizi sınar.
Kimseden bir beklentiye girmeden, kendimiz için “pirinçten taşları ayıklamamız gerekeni yapmak zorundayız”. Böylece: isteediklerimizi istediklerimizden ayırarak iç huzuru yakalayabiliriz.
Kim olursan ol! sen kendin olma yolculuğunda çevrenin senle olan oyunu ile ileri geri giden gelen dünyamızda dengelerin yerlerine oturması ile birlik içinde bütünselliğimizi kaynaştırmaya başlarız.
Evren ile yaşama sarılıp ikili arasndaki düellolarımızda ben “istedim de oldu” diyebilmek gerçekte imkansız gibi durağan olan, ihtiyacımıza odaklanırken yaratabileceğimiz güç oradadır.
Gerektiğinde sende varmışsın biliyorum diyen olursunuz. Bende vardım diyen tarafa yönelirsiniz ve kaybettiğimiz zamana değer vermeye başlarken geçmişde bende senin gibiydim diyen bilinçaltın ile yüzleşirsiniz.
Kimseyi kendime yakın hissetmezken, bugün “benden sana giden gelen katkımın nedeni bundanmış” diyebiliyorum. Deneyimlemiş olduğumuz sınav bir gün gelir san afarklı bir zamanda benzer olanla karşılık verir. Ben olsam bunu yaparım derken bugün onun yerindeki kişi sensin. Nasıl davranırsın?

Deneme yanılmalarla yaşamak isteyipte yapamadıklarımızın sebepleri nedenlerin ardındaki kaynaktadır. Her şeyin bilincinde olupta hiç bir şeyi deşifre etmenize gerek kalmadan zaten onun orada olduğu inancı, zihninde bilinçaltında senle beraber hep ilerliyor.
Kaynağa giden yol!.
Sebeplerinin dilinden anlamana katkı koyarak zamana takılmayı bırakıp itici gücünle, inançlarınla herşeyden hep kendinize güvenmeniz gerekir. Sende bugünden sonra bunu yapıyorsun ve bütünsel yaşam yolculuğunda hiç bir şeyden tam anlamı ile feragat edilemiyormuşuz hissi ile hafif geçişlerimizle farkındalığımızla olması gerekenlerin en iyisi, en güzeli ve en doğrusu için kolları sıvıyoruz.

NUMEROLOG: Müjde Şener

18.1.2020
41/14/5

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...