GEÇMİŞİN
ÜZERİNE GELECEK YARATMAYIN.
Nereden
nereye nasıl gelip giden hayatla savruk dağınıklıklar yaşamak
durumunda kaldığımızı bilmek istemeyiz. Her şeyi geçmişe
takılmadan yaşamak varken ve zamanı geldiği gibi yaşamak
isterken nasıl olurda bunu yaşayamıyoruz biliyormusunuz? Sürekli
nedenlere takıntılı olduğumuzdan bırakmak istemediğimiz
inadımıza olan bağımlılıklarımızdır.
Ve
gerçek olan şudur ki, eskiye olan düşkünlüğümüzün üzerine
inşaat kuramayacağımızdır.
Ne
kadar sağlam temel olduğunu bilemeyiz ve bizi ne kadar
taşıyabileceğini kestirmemiz imkansız olurken, tüm hayatımızın
gözden geçmesi: imkansız gibi görünüz. Derinlerde dolaşa
dursun tümden bilinçaltımızda hafızalarımızda yada anılarımızı
değiştirmediğimiz müddetce hep var olacaklar. Takıntılarımız,
yargılar, eleştiriler, saplanıp kaldıklarımız vb... gibi daha
bir çok bahanelerimizin önümüzde direnç gösteren olması
ilerlememizi zorlaştırır.
Çekil
önümden benim sana artık ihtiyacım yok! Demek zor mu?
Geçmiş
hikayemi yaşadım ve bitti şimdik artık yeni bir yaşama
uyanıyorum ve ben kendimle tam ve bütünüm. Sevgiyim, değerliyim,
özelim, güçlüyüm vede güzelim...
Geçmişimizin
üzerine sünger çekemeyiz. Ama yeni bir yaratımla
sağlamlaştrabiliriz. Hep daha iyisi ile güçlenmek gerekir ki,
yansıyan küçük bir nedenin geçmişin bir yerinden sızıntı
yapması ile silkeleniriz.
Hiçbir
şeyi “var iken, yokmuş hissimiz ile silip atamayız”. Birtek
kendimize gülen kalbimize yönelerek hayatın tümden var edildiği
gibi düşlerimizde onu nasıl yaratmışsak, yaşamışsak
şimdimizdede olanın iyileşmesi, iyimser, güzel bakan gözlerle
düşüncelerimizle, sözlerimizle kendimizi görmeye başlamak
gerekir.
“Zor”
olan zihnimizin yaratmış olduğu hikayelerdir.
Her
biri farklı vede başka bir nedeni ele alıp onu dokumaya devam
ederken çıkan motiflerin gerçektede olmasını isteyip
istemediğimizi bize yansıta dursunlar, gerçek olan içsel duygusal
hayallerimizdeki kimliğimizde saklı olanlarlayız.
Hikayelerimizin
biri başlar diğeri biterken biriktirdiğimiz anılarımızın güzel
yada çirkin olması geleceğimize aşılamış olduğumuz
yatırımlarımızdır.
Ne
ekersek onu biçeriz... her biriyle hayat yaşam düellolarımızdan
bize güneş gibi doğan, içimize parlayan nedenlerimizle ve
nasılları ile düşlerimizde farklı yorumlar yapmaya başlarız.
Hep
sandıklarımızın gerçek olduğu inançları ileyiz. Zihnimizi
kemirmeye devam ederken geçmişi deşifre eden insanlardan korkar,
kaçar, amaçsız yollarımızı bulamadığımızı farkederek itici
gücümüz yerine çekim gücümüzün devrede olduğunu, hatta daha
çok ihtiyacımız olanların yaşamımıza dahil olduğuna tanıklık
ederiz.
İstediklerin yada istemediklerini farkederken “sen bana aitsin”
dersiniz, yada “sen bana ait değilsin” demeye devam edersiniz.
Ta ki, olan olmayanların her birimizin kendini bilme mücadelesindeki
sınavıdır.
Sen
değişime hazırsan değişiminde seninle birlikte yeni yaşamına
hazır olcak...
Yaşamımızdaki
etkileşimlerin bilincinde olabilmek isterken istemediklerimizlede
yüzleşmek durumunda kalabiliriz. Ama yılmadan, pes etmeden SABIRLA
kendimiz olma yolculuğumuz hep İYİKİ diyene kadarki
düellolarımızla bizi sınar.
Kimseden bir beklentiye girmeden, kendimiz için “pirinçten
taşları ayıklamamız gerekeni yapmak zorundayız”. Böylece:
isteediklerimizi istediklerimizden ayırarak iç huzuru
yakalayabiliriz.
Kim
olursan ol! sen kendin olma yolculuğunda çevrenin senle olan oyunu
ile ileri geri giden gelen dünyamızda dengelerin yerlerine oturması
ile birlik içinde bütünselliğimizi kaynaştırmaya başlarız.
Evren
ile yaşama sarılıp ikili arasndaki düellolarımızda ben “istedim
de oldu” diyebilmek gerçekte imkansız gibi durağan olan,
ihtiyacımıza odaklanırken yaratabileceğimiz güç oradadır.
Gerektiğinde
sende varmışsın biliyorum diyen olursunuz. Bende vardım diyen
tarafa yönelirsiniz ve kaybettiğimiz zamana değer vermeye
başlarken geçmişde bende senin gibiydim diyen bilinçaltın ile
yüzleşirsiniz.
Kimseyi kendime yakın hissetmezken, bugün “benden sana giden
gelen katkımın nedeni bundanmış” diyebiliyorum. Deneyimlemiş
olduğumuz sınav bir gün gelir san afarklı bir zamanda benzer
olanla karşılık verir. Ben olsam bunu yaparım derken bugün onun
yerindeki kişi sensin. Nasıl davranırsın?
Deneme
yanılmalarla yaşamak isteyipte yapamadıklarımızın sebepleri
nedenlerin ardındaki kaynaktadır. Her şeyin bilincinde olupta hiç
bir şeyi deşifre etmenize gerek kalmadan zaten onun orada olduğu
inancı, zihninde bilinçaltında senle beraber hep ilerliyor.
Kaynağa giden yol!.
Sebeplerinin dilinden anlamana katkı koyarak zamana takılmayı
bırakıp itici gücünle, inançlarınla herşeyden hep kendinize
güvenmeniz gerekir. Sende bugünden sonra bunu yapıyorsun ve
bütünsel yaşam yolculuğunda hiç bir şeyden tam anlamı ile
feragat edilemiyormuşuz hissi ile hafif geçişlerimizle
farkındalığımızla olması gerekenlerin en iyisi, en güzeli ve
en doğrusu için kolları sıvıyoruz.
NUMEROLOG: Müjde
Şener
18.1.2020
41/14/5
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder