23 Ocak 2020 Perşembe

GEÇMİŞİNİ NEREDE ARADIĞINIZA BİR BAKIN


GEÇMİŞİNİ NEREDE ARADIĞINIZA BİR BAKIN

Birşeyin olmasını isterken, direttiklerimizi bir türlü bırakamaz ve değişmek için çabalamalar bizi yorabilir. Önümüzde duranların bize anımsattıklarına karşı savaşırken mücadeleye doğru giden egomuz ile kavgaya tutuşuruz. Oysa, sahip olduklarınızın hiç biri size ait değildir. Öyle olmadığına inanınca bırakmak isteyeceğiniz size ait olmayan kalıplardır.
Atalarınızdan size aşılanan kimliklerinizin size ne verdiğine bakın. Almak istediklerinizi alabilirken bırakmak istediklerinizi serbest bırakın. Kimseye veya hiç bir şeye bağımlı kalmayınız.
Kimler geçmişinizde size “dediydi, öyle yapmıştı, bu olmuştu” gibi düşüncelerini aşılamışsada bu kendi gelen miydi sizce?
Yoksa, sende var olan vede alt yapının üzerine aşılanmış benzer olanlar mıydı? Aslında kendi gelen hiç bir şekilde sana ait olmayanlardır.
Oysa, gerçek hikayelerinizin bir birine ulaşanark, nasıl bir yaşam tutanağı içerisinde seni tutupta içine çekerek geçmişinden göstermeye çalıştıklarından kendini bazı nedenlerden feragat edipte yokmuş gibi davranırsın. Oysa, her birimizin hayat yaşam düellolarımızdan saklı kalmış ve, nedensiz olmayan hiçlik ile kurban olduğumuz incinmiş duygularımızla değişimi başlatırız.
Gerçek hikayelerimiz bu mu?
Geçmişimizi bugüne taşırken yaşama sebeplerimizde tutunmaya çalıştığımız, küçük bir nedene bağımlı oluşumuz ile her yaşamın anahtarının kendimiz olduğudur.

Geçmişi nerede aradığına bir bak. O gün, bugün ve şimdi şu anında seni kendi içinde tutarken tümden verilerinizi toplaya durun.
Her veri demek başka bir kayıt, tutanak, anı demektir.
Tüm yaşama sebeplerinizin o nedenlerin üzerine kurulmuş kayıtlar olduğunu anımsatır. Sahip olduklarının deşifre edilişinden hatta, değerlendirmeye aşıp yok ettiğin, sebepsiz olmuş kaybettiğin zamanın içindeki etkileşimlerinin kıymeti yada değeri de günden güne düşüncelerin ile değişir.
Ve, her birimizin bizi nereye taşıdığını farkedersiniz.
Hayatımızda bizi kendimiz yapacak olaylar arasında o kişiler biz hazır oldukca vede gerçekte isterken bulabilirler. Zamanı yoklarken bizi kendi içimizde durağan olmaktan çekip çıkartacak bir çok nedenlerle karşılaşabiliriz.
Öz kimliklerimizin içerisindeki kaynağın kendisi olmamızı engelleyen, her şeyi bırakmaya vede özgürleştirmeye kendimizi odaklayalım derken farklı bakıp görmeyi öğreniyoruz. Böylece kimsenin önümüzde durmasına müsade etmemeye başlarız.

Bir birine bağlı kalmış nedenler sizi içerden dışarıya taşırken, dışardan da yansıyan her şey ile duyguları yoklamanıza neden olur.

Geçmişte kimlere ne yaptığınızı anlamak dahi istemeyeceksiniz. Bilmek, düşünmek veya geçmişi yoklamak istemeyeceksiniz.
Kimlere ne yapmışsanız, gün gelir devran döner kendinize çeki düzen vermeye başladınız mı bir birinizi size anımsatacak hikayelerde tepkili olmaya başlarsınız.
Çok yönlü girişimci olup yere avuca sığdıramadığınız kendiniz ile düşüncelerinizde zihninizde kavga içinde kalıp ilerleyemezsiniz.
Peki o zaman nasıl kendimize çeki düzen vermek gerekir…
Geçmişinizi bugün nerede aradığınıza bir bakın. Gerek var mıydı? Hiç bir şeye tahamül edememiş olmanız bir çok anlamınızı belli eder. Görsel, işitsel, hissel, tatsal, duygusal olarak zamanın gelişi illa hediyeleriniz olacak.
Geçmişe değer mi bu kadar acı çekmek?
Gelecek dururken önümüzdeki endişelerin kaynağına bakıpta hangi zamandan bugünlere kadar gelmiş olsa bile diken üzerinde oturup, tepkili vede durağan olmuş ama bir türlü ilerleyemeyecek kadar korku içinde sıkışıp kalmak gerekir mi? Geçmişimiz ile yüzleşirken zihnimizdeki korkularımıza inat, korkmamıza neden olanlara karşı mücadele ederek zihnimizi kontrolümüz altında tutmak gerekir. Nasıl mı? Her yazımın içinde cevaplarda var ancak basit vede pratik olmuş cevaplardır araddıklarımız. Düşüncelerimizdeki dirençlere inat olumlu pozitif telkinlere ev sahipliği yapmamız gerekir. Izin verin kalıcı olsun. Izin verin sizinle çoşsun sizde onlarla…

NUMEROLOG: Müjde Şener

24.1.2020
47/11/2
YENİ BAKIŞ GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...