3 Ocak 2020 Cuma

HERKESE İYİLİK HAK EDİLDİĞİ KADAR OLMAK ZORUNDADIR


HERKESE İYİLİK HAK EDİLDİĞİ KADAR OLMAK ZORUNDADIR.

Ne ilginçtir ki tüm yaşama nasıl sarılıp ne istediğimizi bilmeden bir yola çıkıyormuşuz meğer. Iyi bir insan olma modeli bize kimden geldi veya nasıl bir hayatı hayal edip içinde yaşamadığımızı farkettik? Kimin için kendimizden ödün verdik ve daha bir çok istediklerimiz halde istemediklerimizi yaşamımıza dahil edipte ben kimim diye sorguladık. Günün sonunda keşkeler aklımızı çelmeye başlar ve içten gelen duygularımızı körelten birikimlerimiz ile sınanırken yoklandığımızı anlarız.

Yaşama sebeplerimiz her birimizinde kendi içsel duygusal yansımaları ile meydana gelir. Hiç bir şeyden kendimizi sorumlu tutamazken amalarla, acablarımızı irdelemeye koyulup bırakamadıklarımızı yoklamaya başlarız. Zamanı yokladıkca içinden çıkılmaz bir hal alan duyguların yıkımında birilerin tetiklemesi ile deşifre edilmeyi bekleyen geçmişte Atalarımızın Genetik kodlarıdır. Bu bizim genlerimize aşılanırken istemediklerimizin neden bugün yaşamımızda olduğunu anlamamak O zaman imkansızdı. Oysa bugün farklı bilinç ile farkındalık yolunda ilerlediğimizi görebiliyoruz.
Iyilik bir yere kadar. Kimseye hak ettiğinden daha fazlasını vermememiz gerektikçe bunu öğrenmemiz için illa zor olana mı toslamamız gerekiyor?
Maalesef öyle olması gerektiğinden göremediklerimizi daha net algılamamıza yardımcı olur.

Iyi olmayı bana kim söyledi? Gelmişin içerisindeki geçmişimi yoklamanın nasıl bir his olduğunu bilmemem imkansız oluyordu. Çevremde her kimsenin bendeki yansıması illa birilerin kimliğinin deşifre edilmesi gerektikçe sınanıyormuşum. Zamanı yoklamam, içimdeki benliğimin uyanışında tanıklık ederken beni bana bağlayan kaynağın kimden geldiğini veya neden olması gerektiğini bildiğimi sanmıyordum ta ki birileri bana beni anlatsın.

Iyilik yapmam beni yücelttimi? Başkasının gözünde o an belkide ya istenilmeyen bir şey yaptığım zamanki rollerin kimliğime nasıl tokat gibi geldiğini bilmeden, beni olmak istemediğim kişiliğe soktuğunda insanların değişebileceğini öğretti. O zaman kim olursa olsun bana beni anlatan hikayemden gelişi gibi giderken güle güle diyebilmeyi öğrenmem gerekiyordu. “Hayır” teşekkür ederim demem zor mu? O zamanlar “evet” zor olduğu gibi “hayır” demediğim için başıma gelenlerin beni yüceltmediği gibi “evet” deseydim daha çok kendimi görmek istediğim yere taşıyabilecektim.

İnsanların rolleri bize güç vermek içindir. En sevdiğimiz kişinin yarattığı sinerji geleceğimizi olumsuz etkileyebileceği gibi sanırdım ki herkes onun gibidir ve benim enerjimin aşağıya çekilmesinde rolü olacak. Ama kimseyi olmadığı halde bu şekilde yargılamamamız gerekiyordu. Bu nedenle kimseye güvenmemem gerektiğini sanıp uzak durmanın ve bağımlılığından kendimi soyutlarken aradığım kişi kendim oldu. Hayatıma nasıl bakıp neyin doğrum olduğuna inanırken beni kimsenin yönetmediğini, her istediklerime uyum sağladıkça deneme yanılmalarım sonrasında istemediklerime “hayır” demem benim kazancım oldu. Iyikilerim olmaya başlarken günden güne çoğalarak yansıması arzu ettiklerimin sınırlarını da genişleterek daha çok büyümeye başladım. Böylece ayağımı yorganıma göre değilde yorganımı genişleterek her istediklerimi içine almaya niyet etmeye başladım. Bu benim gerçek sebepsiz hikayemi oluşturuyordu. Kimin için nedenlerimi yoklamaya başlarken kendimi nerede kaybettiğimi ve kimin için ne kadar özveride bulunmuşum, Göremediklerimi bana gösteren hikayelerimdeki rol sahibi oyuncular bunun böyle olabileceğini anlatıyordu.

Bir hata yaparsın, iki, üç derken bir türlü ayni hatayı yapmaktan kendini alamıyor ve ardından başkaları mutlu olsun “bu bana yeter” der dururken başını deve kuşu gibi toprağa gömerek görmedim, duymadım bilmedim der durursunuz. “Ben buyum” demeye devam edersin. “Değişmem ne yapayım” diye düşünüp dursan dahi kelimelerini boğazına düğümler kekelemeye başlarsın. (Iptal bu kelimeler bana ait değildir). Bu şekilde olan bir kimsenin yaşamasına ben “mucize” derim nedeni ise, hikayelerin bir biri ardına ulanışı ile silkeleniriz. Iyi insan olmanında dozajı vardır. Herkese hak ettiğinden fazlasını değil dengeli bir şekilde olması en doğru olandır. Zaman içinde birinin bir şeye ihtiyacı olduğunda gerçektende yapabileceiniz kadarının olması gerektiğini evet veya hayır ise bu kelimelerin gerektiği yerde kullanılması önemlidir. Kimse için değil önce kendiniz için bazı değişimleri göze almak zorundasınız. Hayatın size verdiği hediyeler siz değişim içinde kendinizi zolmaya başlarsanız ancak gerçekleşir.

NUMEROLOG: Müjde Şener

4.1.2020
27/18/9

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...