8 Ocak 2020 Çarşamba

İLİŞKİLERİMİZ VE SINAVLARIMIZ


İLİŞKİLERİMİZ VE SINAVLARIMIZ...

Her gün yeni bir ben ile uyandığım doğrudur bugünümün bana katkısı nedir diye sorgularken insanlarla olan ilişkilerimizi sorgulamaktan vazgeçemeyiz. Ilişki derken otomatik kadın erkek ilişkisine aklımız kayar. Ve o zamanda bize kendi dişil veya eril enerjimizi anımsatan hikayelerimiz eşlik eder.

Sizde sorguluyormusunuz?
Bu kişi veya kişilerin benim hayatımdaki yeri neresidir? diye.
Benim bu kişiden almam gereken derslerim ne olabilir? gibi…
Emin olmadan hiç bir kimsenin “öz” kimliğini yargılamamaya özen göstermek gerekir ama maalesef biz bunu pek beceremiyoruz. Her insanın kendince bir hayatı, yaşamı, öz geçmişindeki kimliğiyle ve sizinle olan bir başka kimliği ile örtüşmeyen çizgide rol üstlenerek bir birinize katkı verir ve alırsınız.
Hiç kimsemiz nedenleri görmeden niçinlerimizle karma yaratmaya başlarız.
Bir sonraki yaşamınıza geleceğinize benzer hikayelerin tohumlarını atarak farklı zamanda yeniden yaşamamız için zamanı beklersiniz.

Elbette, Kimsemiz bunu isteyerek yapmayız. Ancak, nedenleriniz veya sebepleriniz size göre “ ben haklıyım” dedirtir.
Geçmişinde yaşadığın hikayelerin birikimleri ile her güne daha gelişmiş olarak benzer hikayelerinizin saçını başını yolar gibi bilinçaltınızı temizlemek durumunda kalırsınız.
Ama nasıl?
Bunu olanı değerlendirdikçe göreceksiniz ki kimsenin yükleri ile bugüne gelmenin bir anlamıda yokmuş.

Neden ilişkiler konusunda durağan olmayan bir hayat sürmektesiniz, bunu biliyormusunuz? Aklınızda, zihninizde, düşlerinizde olan yaşama ne oldu? Bir düşle başlayan yaşam serüvenlerinizde birileri hayatınıza girer ve sizi, olmak istemediğiniz bir başka hayata sürüklerken “mutsuz” ve “başarısız” olursunuz vede bunun gibi daha bir çok olumsuzluklar hayatınızda gelişmeye başlar ve hayallerinize giden yolun o olmadığını anımsarsınız.
Fiziksel, zihinsel, ruhsal, duygusal sizi hayata bağlayan en büyük iksir “SEVGİNİZDİR.”
En büyük düşman ise, sevgiyi yok etmenizdir. Sevgi olmayan bir hayat düşünmek istemezsin değil mi? Çünkü,“sevgi” olmayan yerde hayat olmaz...

İlişkinizdeki, tutarlı tutarsız davranışlarının ardındaki nedenlerini yoklamaya başlarken, seni kökenine. Ta anne karnına kadar, geçmiş serüvenlerine ve hayat bağlarınıza taşıdığını göreceksiniz.
Hiç birşeyin nedensiz olmadığını ancak, sizi geçmişe götürecek hikayelere karşı direndikçe emin olunuz ki orada, sizi iyileştirecek eksik parçanızı bulacaksınız.
Ve, böylece, nedeni bulup o’nu affettikçe, ona olan bağımlılığınızdan kendinizi özgürleştirdiğiniz zaman şimdiki tüm ilişkilerinizinde iyileşmeye başlayacağını göreceksiniz.

Bir varmış bir yokmuş derken o hikayenin baş kahramanı senden, benden başkası değildir. Bugün yaşadıklarından vede sen kendinden sorumlusun.

Yaşamınıza ne verdiyseniz alacaklarınız da o dur.

Yürüdükçe, düşe kalka ilerlediğimiz zamanlarımız vardır tabiki. Bizi olgunlaştırdıkça bir daha ayni yoldan gitmememiz için ise uyarılırız. Geçmişimizin dersi ile, nerede ne zaman ve nasıl durmayı bize öğretmeye çalışsınlar. Direniyorsak istemediklerimizdir. Ya ardındaki nedenlere ne oldu?
Istersek “evet” derken istemediğimize “hayır” kelimesini bize dedirten nedir? Elbette deneyimlediklerimizdir…

Sankide otomatiğe bağlanmış, bizi korumaya alan hatta, içerden kontrol eden senden başka birinin daha oluşu ile silkeleniriz. Küçük bir dokunuş ile değişir t,mden her şey.

Bizi kendi içimizde tüm geçmişin birikimleri ile mücadele ederken yansıttığımız enerji ve geri yansıyan frekanslarla kurban eder. Neden mi?
Geçmişi anımsamamızı ister...
Nerden geldiğini unutma! dedirtene kadar kendi ektiklerimizi gözümüze çarpar ki, farkına varıpta kökünden değiştirebilelim.
Bir anda olamayacak elbette, anımsattıkca derinlerimizdeki inançlarımız, kalıplarımızın bize ait olmadığını farkettirecek ta ki düşüncelerimizin kilidini çözebilelim. “sevgi olmayan topluluklar arasında kendi değerimizi vede sevgimizi bulmamız içindir her şey” bu bizim en büyük sınavımız.

Fiziksel, zihinsel, ruhsal olan düşüncelerinizin düğüm düğüm olmuş, bazen içinden çıkılmaz hal alan yaşamış olduğunuz hikayelerle, yaşadığın şimdiki hikayen arasındaki farkı ne?
Geçmişinden gelen bir senaryonun parçalarının kırıntılarından derlenip toparlanmış olanlardır ve her biri karmalarınızdır. Böylece, affetmek istemediğiniz artık istemem dediğiniz kırıcı, inadınız ile
“niçin benim başıma geldi?” dersiniz.

Kendi içinize sizi iterek sınava tabi tutuyorlardı. Ya siz! Elinizi vijdanınıza koyarak gelmiş ile geçmişin içinde kimliklerin yaşamınızla örtüşür olmasından nasıl hesap kitap yapıyorken kendinizi programlamışsınız düşündünüz mü?

Peşinizi bırakmayan benzer hikayelerinize dur demek zamanınızı çalmayacak. Geçmişindeki ilişkilerin konusunda onca karmik bağlantılarınızdan dolayı yüzleşmeniz gerekiyorsada hiç tereddütsüz aradan uzun yıllar dahi gelip geçse, farkedemediğiniz neden dediklerinizle sürekli ayni yerde saydığınızdır.

Bilinçli ve farkındalıklı olmanız ile, sizi tetikleyen ve kalbinizi acıtan duygularınızla ayni yerde yaşamak yerine size o duyguyu yaşatan ilişkinize şimdi şu anda teşekkür edin.

Senin bende tetiklediğin acı, üzüntü, korku vs… bende hangi duygumu tetikliyorsa vede beni geçmişime götürüyorsa. Derin nefes alıp verdikçe Bana onu anımsattığın için teşekkür ederim. O enerjiyi “yıkıp yaratımını iptal ediyorum”
Yaşam ayni olsa bile hikayelerimiz bambaşkadır.
Çünkü, içinde olduğun bir nedenle bilinçaltında var ettiklerinle yaşamak durumunda kaldığındandır. Kimyana bakıp çeki düzen verdikçe izlediğiniz her yol, bir birini takip edendir. Zamanı yaratırken içinden çıkmanın formülü ise: bilinçaltını yoklaman ve sevgi enerjinle senden özür diliyrum ve ben seni seviyorum diyebilmemiz kazancımızdır.

NUMEROLOG:Müjde Şener

9.1.2020
32/ 23/14/5

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...