İLİŞKİLERİMİZ
VE SINAVLARIMIZ...
Her gün yeni bir
ben ile uyandığım doğrudur bugünümün bana katkısı nedir diye
sorgularken insanlarla olan ilişkilerimizi sorgulamaktan
vazgeçemeyiz. Ilişki derken otomatik kadın erkek ilişkisine
aklımız kayar. Ve o zamanda bize kendi dişil veya eril enerjimizi
anımsatan hikayelerimiz eşlik eder.
Sizde
sorguluyormusunuz?
Bu kişi veya
kişilerin benim hayatımdaki yeri neresidir? diye.
Benim bu kişiden
almam gereken derslerim ne olabilir? gibi…
Emin olmadan hiç
bir kimsenin “öz” kimliğini yargılamamaya özen göstermek
gerekir ama maalesef biz bunu pek beceremiyoruz. Her insanın
kendince bir hayatı, yaşamı, öz geçmişindeki kimliğiyle ve
sizinle olan bir başka kimliği ile örtüşmeyen çizgide rol
üstlenerek bir birinize katkı verir ve alırsınız.
Hiç kimsemiz
nedenleri görmeden niçinlerimizle karma yaratmaya başlarız.
Bir sonraki
yaşamınıza geleceğinize benzer hikayelerin tohumlarını atarak
farklı zamanda yeniden yaşamamız için zamanı beklersiniz.
Elbette, Kimsemiz
bunu isteyerek yapmayız. Ancak, nedenleriniz veya sebepleriniz size
göre “ ben haklıyım” dedirtir.
Geçmişinde
yaşadığın hikayelerin birikimleri ile her güne daha gelişmiş
olarak benzer hikayelerinizin saçını başını yolar gibi
bilinçaltınızı temizlemek durumunda kalırsınız.
Ama nasıl?
Bunu olanı
değerlendirdikçe göreceksiniz ki kimsenin yükleri ile bugüne
gelmenin bir anlamıda yokmuş.
Neden ilişkiler
konusunda durağan olmayan bir hayat sürmektesiniz, bunu
biliyormusunuz? Aklınızda, zihninizde, düşlerinizde olan yaşama
ne oldu? Bir düşle başlayan yaşam serüvenlerinizde birileri
hayatınıza girer ve sizi, olmak istemediğiniz bir başka hayata
sürüklerken “mutsuz” ve “başarısız” olursunuz vede bunun
gibi daha bir çok olumsuzluklar hayatınızda gelişmeye başlar ve
hayallerinize giden yolun o olmadığını anımsarsınız.
Fiziksel, zihinsel,
ruhsal, duygusal sizi hayata bağlayan en büyük iksir
“SEVGİNİZDİR.”
En büyük düşman
ise, sevgiyi yok etmenizdir. Sevgi olmayan bir hayat düşünmek
istemezsin değil mi? Çünkü,“sevgi” olmayan yerde hayat
olmaz...
İlişkinizdeki,
tutarlı tutarsız davranışlarının ardındaki nedenlerini
yoklamaya başlarken, seni kökenine. Ta anne karnına kadar, geçmiş
serüvenlerine ve hayat bağlarınıza taşıdığını göreceksiniz.
Hiç birşeyin
nedensiz olmadığını ancak, sizi geçmişe götürecek hikayelere
karşı direndikçe emin olunuz ki orada, sizi iyileştirecek eksik
parçanızı bulacaksınız.
Ve, böylece, nedeni
bulup o’nu affettikçe, ona olan bağımlılığınızdan kendinizi
özgürleştirdiğiniz zaman şimdiki tüm ilişkilerinizinde
iyileşmeye başlayacağını göreceksiniz.
Bir varmış bir
yokmuş derken o hikayenin baş kahramanı senden, benden başkası
değildir. Bugün yaşadıklarından vede sen kendinden sorumlusun.
Yaşamınıza ne
verdiyseniz alacaklarınız da o dur.
Yürüdükçe, düşe
kalka ilerlediğimiz zamanlarımız vardır tabiki. Bizi
olgunlaştırdıkça bir daha ayni yoldan gitmememiz için ise
uyarılırız. Geçmişimizin dersi ile, nerede ne zaman ve nasıl
durmayı bize öğretmeye çalışsınlar. Direniyorsak
istemediklerimizdir. Ya ardındaki nedenlere ne oldu?
Istersek “evet”
derken istemediğimize “hayır” kelimesini bize dedirten nedir?
Elbette deneyimlediklerimizdir…
Sankide otomatiğe
bağlanmış, bizi korumaya alan hatta, içerden kontrol eden senden
başka birinin daha oluşu ile silkeleniriz. Küçük bir dokunuş
ile değişir t,mden her şey.
Bizi kendi içimizde
tüm geçmişin birikimleri ile mücadele ederken yansıttığımız
enerji ve geri yansıyan frekanslarla kurban eder. Neden mi?
Geçmişi
anımsamamızı ister...
Nerden geldiğini
unutma! dedirtene kadar kendi ektiklerimizi gözümüze çarpar ki,
farkına varıpta kökünden değiştirebilelim.
Bir anda olamayacak
elbette, anımsattıkca derinlerimizdeki inançlarımız,
kalıplarımızın bize ait olmadığını farkettirecek ta ki
düşüncelerimizin kilidini çözebilelim. “sevgi olmayan
topluluklar arasında kendi değerimizi vede sevgimizi bulmamız
içindir her şey” bu bizim en büyük sınavımız.
Fiziksel, zihinsel,
ruhsal olan düşüncelerinizin düğüm düğüm olmuş, bazen
içinden çıkılmaz hal alan yaşamış olduğunuz hikayelerle,
yaşadığın şimdiki hikayen arasındaki farkı ne?
Geçmişinden gelen
bir senaryonun parçalarının kırıntılarından derlenip
toparlanmış olanlardır ve her biri karmalarınızdır. Böylece,
affetmek istemediğiniz artık istemem dediğiniz kırıcı, inadınız
ile
“niçin benim
başıma geldi?” dersiniz.
Kendi içinize sizi
iterek sınava tabi tutuyorlardı. Ya siz! Elinizi vijdanınıza
koyarak gelmiş ile geçmişin içinde kimliklerin yaşamınızla
örtüşür olmasından nasıl hesap kitap yapıyorken kendinizi
programlamışsınız düşündünüz mü?
Peşinizi bırakmayan
benzer hikayelerinize dur demek zamanınızı çalmayacak.
Geçmişindeki ilişkilerin konusunda onca karmik bağlantılarınızdan
dolayı yüzleşmeniz gerekiyorsada hiç tereddütsüz aradan uzun
yıllar dahi gelip geçse, farkedemediğiniz neden dediklerinizle
sürekli ayni yerde saydığınızdır.
Bilinçli ve
farkındalıklı olmanız ile, sizi tetikleyen ve kalbinizi acıtan
duygularınızla ayni yerde yaşamak yerine size o duyguyu yaşatan
ilişkinize şimdi şu anda teşekkür edin.
Senin bende
tetiklediğin acı, üzüntü, korku vs… bende hangi duygumu
tetikliyorsa vede beni geçmişime götürüyorsa. Derin nefes alıp
verdikçe Bana onu anımsattığın için teşekkür ederim. O
enerjiyi “yıkıp yaratımını iptal ediyorum”
Yaşam ayni olsa
bile hikayelerimiz bambaşkadır.
Çünkü, içinde
olduğun bir nedenle bilinçaltında var ettiklerinle yaşamak
durumunda kaldığındandır. Kimyana bakıp çeki düzen verdikçe
izlediğiniz her yol, bir birini takip edendir. Zamanı yaratırken
içinden çıkmanın formülü ise: bilinçaltını yoklaman ve sevgi
enerjinle senden özür diliyrum ve ben seni seviyorum diyebilmemiz
kazancımızdır.
NUMEROLOG:Müjde Şener
9.1.2020
32/ 23/14/5
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder