SHİP OLDUKLARINA
DEĞER KATARAK OLGUNLAŞ.
Hissetmek, hayal
etmek ve vizyonumuzda onu yaratarak yeniden yapılandırmanın gücünü
temsilen biraraya getirerek oluşumuna katkı koymak gerçekten de
var mıdır?
Her şey enerjiden
ibarettir ve her istediğinizi hissederken, duygu duyularınızın
hayat bulması ile dikiş dokumasını andıran tezgah gibi yaratıma
gireriz. Katkı koymak ve katkısını almak bize ne kadar iyi
gelebilir bir düşünün. Bir birine katkı verip katkı almanın
önemini farkedipte yapılan her şeyin değerini önemsemek yaşam
kaynağımız olur.
Mesela: her şeyin
enerji olduğunun ne kadarnın farkındasınız? Veya ne kadar önemli
olduğuna inanıyorsunuz? Olumsuz bir nedenle karşı karşıya
kaldıkmı bir anda o enerjinin içerisinden çıkmak isteriz. Nasıl
kendmizi o girdapta tutabiliyor ve bırakamıyorsak. Nasıl
özgürleşebiliriz değil mi? Oysa ardındak nedenler
korkularımızdan başka bir şey değildir. Veya inançlarımız,
kalıplarımız, tabularımızla her ne ise o olsun, öz’den gelen
saf bilinçi tekrar yeniden kazanmak, elde etmenin yollarıdır
aradıklarımız. Insanlarla olan ilişkimizin hayatmızla olan
ilintili çıkıntılı sahip olduklarımızla saplanıp kalırız.
Gerçekte sen bana
ait misin? Yoksa benmi sana aitim?
Düşlerimizle ve
ona sahip olduğumuz o hisle hareketlerimizi ne kadar özgürce
salıveriyoruz biliyor musunuz?
Fiziksel, zihinsel,
ruhsal, duygusal her yönden yansımalarla hayatımıza çeki düzen
vermeye başlandı mı bizi kendimize göre duyarlı duyarsız
kılmaya bırakır.
Biryerden yada
birinden ruhsal enerjinize iyi gelen, kalbinizi destekleyen biri ile
dengeleyebiliyorken, diğer yönden fiziksel olarak destekleyen başka
bir kişi ile birliktesiniz. Böyle olunca hiç bir şeyden keyif
alamazsınız ve her yönden yaşama nasıl sıkı sıkıya
tutuınacağınızı dahi bilemez vede arayışlara girersiniz.
Her olayda kendiniz
olmaya çalışırken nerede eksiğinizin olduğunu ve ne yaparsanız
nasıl mutlu olabilirsiniz bunun yollarını aramaya başlayın
derim.
Kimliği bende saklı
danışanım Evli ve eşi ile çok mutlu olduğunu anlatırken diğer
yönden de başkasına aşık olduğunu anlatırken nasıl olduğuna
anlam veremez. Ne kadarda geçmişini deşifre etmiş olsak bile
geçmişi değil de geleceğinden endişeli bir şekilde ne olacağım
ben? Derdindeydi.
Olanı deşifre
etmeyi pek seven millet değiliz. Hep nedenlere takılıp niçinlerle
sorgular amalarla olayların arasında giden gelen enerjimizle
olduğumuz yerde sayarız. Bir günden bir güne bana neyin iyi
geldiğini sorguladık mı? Kim beni mutlu eder dedik mi? Nasıl bir
enerji içerisinde olduğumuzu anlamak için kendimizi anlamanın
yolu sadece kendimizle kalmak olsaydı bugün bir çok kişi ermiş
olacaktı. Peki şimdi ne olacak?
Eşim ile yirmi beş
yıldır evliyim ama beni davranışları mutlu etmiyor. Kalbim aşık
oldu ve bu kişi beni mutlu ediyor. Koskoca bir yıl toplam üç dört
kez ancak görmüş olmasına rağmen bu nasıl oluyor değil mi?
Fiziksel, zihinsel, ruhsal açlık ne zaman acıkır bilemeyiz.
Eksikliğimiz varsa takviye edilmelidir. Bunun ilacı gibip bir
başkasına aşık olmak değildir elbette. Kendimize yönelip nerede
eksikliğimiz varsa toparlanmamız gerekir. Özde kimsiniz?.
Genetikte nesiniz? Ruhsal neye ihtiyacınız varsa olmaz olanın
yaşamanız için gerekli her türlü ihtiyaclarınızı bilmek
gerekir. Benim eksiğim nedir? Eşim beni fiziksel olarak görüyor.
Sadece benimle evdeyken, aklına geldiğim zaman ilgileniyor. Ama,
kalbime iyi gelen kişi beni gördüğü zaman mutlu oluyor,
sarılıyor ve gülümserken içime işliyor. Sohbet ederken beni
güldürüyor… Ruhumu iyileştiriyor. Varlığını düşündükce
kalbime iyi gelişi ile yeniden hayata tutunmaya başlıyorum. Olmak
istediğim hayallerimde o vardır.
Şimdik diyeceksiniz
ki boşan kardeşim. Bu o kadar basit değildir. Bu gibi duygular
gelip geçicidir. Tutunduğunuz bir dal vardır. Ama öyle veya böyle
önemli olan size ait olmadığını bilipte onu serbest ve özgür
bırakabilmenizdir. Kimse bize ait değildir. Isterim ama istemem
gibi bir şey. Sırtınızı sıvazlayacak bir arkadaş mı
arıyorsunuz.
Bir süre sonra
eksiklerinizin gerçek nedenlerini bir araya getiripte, kimse için
değilde kendimiz için yaşamayı öğrenmemiz gerektiğidir.
Susadığımız zaman başkasının içirmesini beklememek gibi...
Sevgiye mi açız? Onu neden dışarda arayıp durduğumuzu kendimize
sormalıyız. Çünkü, sevginin kendisi olmayı öğrenmemiz
gerekiyor. Aşk: ilişki: tutku: ruhumuzun arzu ettiği kimliktir. O
bizim ilacımızdır. Iksirimizdir. Şifa kaynağımızdır. Sahip
olduğumuz her olan istediklerimiz ile yetinirken olmayanın
yaşamımızın hangi zamanlarında elimizle ittiğimizi düşünmek
yerine, kendimize çeki düzen veripte, birzamanlar ben onada
sahiptim şimdiki dönem elimdekilerindir teşekkür ederim daha
iyisi için başka neler mümkün?
Olaylarımızın
bizi bir birimizden alma, tutma, biriktirme özellikleri ile değişime
yönlendirdiği doğrudur. Bir çok, kendini bildiğini sanan
kişilerin en büyük sorunu: sorunlarının da ardındaki
kayıtlarındadır.
Sanki daha dün
gibi, iyileşmeye çabalayan, yaşam unitesine bağlı kalıpta
kendinden çok başkalarını yoklamaya çalışan, bir çok
yansımaların kurbanı olmuş birimisiniz?
Tüm gelmiş
geçmişin içerisindeki kimliğimize gülümserken evren ile yaşama
bağlı kalıp hangi zamanların bizimle yolları kesişmiş ise,
birlikte daha başka neler yapabilirizin?
İmkansızlıklar
olarak değerlendirmeden sahiplendiklerimize değer katarak
olgunlaşalım.
NUMEROLOG:Müjde Şener
22.1.2020
45/18/9
HABERAL KIBRISLI GAZETESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder