29 Mart 2020 Pazar

ZAMAN KABUL EDİLEMEYEN BİR DÖNGÜ İÇERİSİNDEDİR.


ZAMAN KABUL EDİLEMEYEN BİR DÖNGÜ ÇERİSİNDEDİR.

Alışkanlıklarındır bağımlılık yapar. Bağımlılıkların ise seni kendine hükmettirir...

Hislerin önemi ile kaybedilen döngünden kendini aramaya benzeyen yaşamla yüzleşiyoruz. Kimliklerimizin imkansızlıkların üstesinden gelişi ile değerin yok ediliğp öze seni yönlendirenlere minnet duy!
“Işte kendini sözlerinden arındırdığın, yaşama sevdanı yeninde keşfederek “ben” dediğin “biz” olduğundur.” Kendinle saklı kalmış dünyandan izole edilerek uyanıyorsun...

Kimse için hikaye yazmayız. Kendi ihtiyacımıza uygun olan her ne varsa sebepsiz, incinmeden ilerleyebileceğimiz hayata özenerek yaşamak ise hayalimiz olur.
Başkaların değerini kendimizinki ile örtüştürmemeliymişiz aslında. Aksi halde, kendimizi başkalarından daha bir eksik, başarısız, yapamama gibi içsel kaygılarla donanımlı hissederiz.
Güç: içimizdeki güvende saklıdır.
Her şeyin içindeki sebeplerin savunma modeli: negatif olmamalı.
Bu gibi durumlarda kendinden emin olmak zorundasın. “evet” veya “hayır” ise ona göre net olacak kadar dünyan kendi kontrolünde olsun. Böylece, kendini garantinadan soyutlama şansın önemli ölcüde izole etmiş olursun.
Garantina nedir? Güvende kalmanı sağlayan sığındığın limanındır. Içe yönlendirildinmi sahip olduğun öneminin farkına varırsın. Öncesi ise: meşakatli olurken seni tüm duygularınla dengelerin yerlerinden oynaması ile sağlam olanlarında yıkımından derslerini çıkartman, alman için küçük bir dokunuş ile uyanışındır.
Alışkanlıklar bağımlılık yapar. Sana ait olmayanlarla bunca zaman yaşamış olman ve bugün kü değişmene neden olan, bir çok sebepsiz gibi gelene meydan savaşı açıyorken “DUR” kimsenin senden daha güçlü olmasına izin vermemeni gerektiren ve, fiziksel bedeninle, ruhsal duygusal hislerinin de beraberinde seni olmak istediğin kimliğinden alıkoyan, genetik kodların veya bırakamadığın bağımlılıkların olduğunu anımsa.
O yaşamı alıp kabullenirken, diline dolanan “ama”larla sorguladığın zaman seni ayni yerde tutar.
Zaman her yönden yaşama sebeplerimizi yeniden gözlemleyebilmemiz için şansımızdır.
Dünyaya gelişimizle başlayan yaşam servenlerimizin değişimi, belkide çok uzun yıllar yılıdır hiç olmayan bir ilki yaşıyor olmamızla örtüşmeye başlar.
Yeni çağa geçişlerimizde, herşeyden vede her yönden kimin, nerede ve ne kadarını alıp kabullendiğimizi alışkanlıklarımızı özgürleştirerek, kendimizi ondan azad edeceğiz.
Bu sürecimizin içimizden gelip geçici olabilmesi adına imkansız olana sarılıp görünmeyenle kavga etmektense var olanı kontrol etmeden içsel olarak iyileştirici olmayı seçeriz…

Küçük ama büyük. Doğru belkide yanlışın içinde tek düze yaşama alışırken kapıldığımız, bir türlü bırakamadığımız bağımlılıklarımızdır her şeyi bizlere sorgulattıran.
O döngü her birimizin gelip geçmiş olduğu bir sürçtir.
Yaşama sebeplerimizi gözlemlemeye başladık mı düşüncelerimizin alabora olmuş halini, imkansız olana empati yapamıyor oluşumuzlan çatışıyor olabiliriz.
Olan gibi düşünemediğimiz zaman empati kuramayız çünkü. Bu nedenle empati kurarken başkaların ne düşündüklerini daha iyi anlarız ve kenimizi onun yerine koyarak iyi yönden yapıcı da olmaya başlarız.
Oysa, bu günlerde içe yönlendiriliyor olmamız bize empati kurmamızı öğretiyor.

Dünya hali, nereye baksak önce silkeleniriz ve ardından empati kurarak nedenleri daha bir başka düşüncelerimizle iyileştirmeye başlarız.
Uzaktan bakıp sorguladığımız her nedene takılıp kalmayalım. Biraz kendi içimizde kalıp kimselerden bağımsız olmanın özgüleşmiş halimiz ile keyfini sürebiliriz mesela. Dünyaya programlanmış olarak gelirken tek düze yaşama alışmış, hatta o olmazsa olmaz gibi her gün programlanmış robot gibi yaşadığımızı bugünlerde farkediyoruz.
Yaşama sebeplerimizi anlamaya çalışırken anlamlaştırdıklarımız bize ait olmayan alışkanlıkların nasıl bağımlılığımız olduğunu dahi sorgulamamışken anımsadığımız dönemlerden geçiyoruz.

Gelecekte bugünler çok konuşulacak. Dünyada bugünlerde ilkler öncülük yaparken kendilerini fedakar ettiklerinin bilincinde olmadan, dünya için önemli roller üstlendikleri için olabilir mi? Henüz hiç bir çaresi bulunamamışken değişimin reçetesi KORONAVİRÜS için kollar sıvanıyor. Değersiz olanların önemini daha bir başka anlıyoruz. Sahiplendiklerimizin kazancının bilincinde oluruz. Sevmem istemem dediklerinin ne çok istediğini anlarsın ve bunun gibi bir çok olanın öneminin farkındalığının devresidir.

Kimsemiz istemediğimiz hiç birşeye takılıp kalmayız. Her ihtiyacımız olanı alıp kabullendikçe ona sahip oluruz. Istemediklerimizi ise reddedecek o gücü içimizde hissederek kabullenmek durumundayız.
Daralan yaşam alanı içine yönlendirebiliriz. Kısır döngü içerisinden çıkıp ihtiyacımız olan nefesi almaya ne dersiniz. Kimsenin değeri kendininkinden önemli değildir. O zaman sen kendini gerekmedikçe endişeye, kaygıya koymayacak kadar düzenini dünya geneli ihtiyacına göre uyarlamakla zorunlusun, Öylede de olduğuna eminim.
Dünyamız hiç görmediğini gördükçe hikayesini yeniden yazmaya başlar. Hikayenin ardını yoklamayı değil şimdinin gerçekte olmasını istedikleri ile kendine çeki düzen verir. Ya sen! Kimsen o olmaya devam etmek için direndikçe kabullenmen çevrende sana ait olmayanların aşılamış oldukları ile nasıl yaşadığının farklı gösterisini izliyor olacaksın.

NUMEROLOG: Müjde Şener

30.3.2020
55/10/1

HABERAL KIBRISLI GAZETESİ 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...