30 Mart 2022 Çarşamba

BAĞIMLI KALMADAN YAŞAMINIZIN SIRRI...


 

BAĞIMLI KALMADAN YAŞAMINIZIN SIRRI...


Duygu, düşünce, algı, hislernizdeki her yankı varlığınızı olumlu olumsuz etkilemektedir. Hangi ilginç bakış açılarınızla olayları nasıl değerlendiriyorken “kendi yaşam çarkınız içerisinde yönlerinizi de şekillendirmiş olursunuz.” Var olan sizin yol haritanızdır ve takipte kaldığınız hislerinizle size pusula görevi yapan düşünceleriniz “kendigelen” yön vereniniz olur.


Hayatınızı hangi bakış açılarınızla kaleme aldığınızın tek gerçekliliği: kendinizde yoklamanız gereken rituellerinizdir.


Kaybolmuş geçmişinizin derinlerinde gezinerek gerçek, gizli kalmış, sadece sizin bildiği ancak ortaya çıkmaması için gizli kalan öğretilerinizin açığa çıkmasından değil, onun bilinci ile, bilgeliğinizin önemi FARKINDALIĞINIZDIR: “ben yaşadım, deneyimledim ve dersimi aldım bitti” diyebilir olmanızdır…

( Hiç birşeye tutunmadan, yaşamın tadında olabilirsiniz.)

Otomatiğe bağlanan alışkanlıklarınız ile, “rutin her gününüz ayni gelenek ve adetlerinizle olursunuz.”


Olgunlaşırken hangi amaçsızlığa gittiğinizin bilincinde olsanız dahi, bunu değiştirememiş olmanız içsel “yardım çığlıklarınız” imdadınız olur. (Derdini söylemeyen derman bulamaz.)

Kabule geçerken geçmişin geleceğinizle bir ilişkisi olmamasına dikkat ediniz.

Bu sizin garanti belgeniz olarak “Bilinç, algı, his dualite gücünüz bilinçli seviyenizle ölçülür ve gelecek kayıtlarınıza olumlu yönde işler…

Kaybedilen zaman telafisi gibi...


İçsel çığlıklarınız: Geçmişten gelerek geleceğinize yansıtılmaktadır.

Yaşanmış bir olaya izin veren olursunuz…

Kıymetinizin, değeriniz bilinmezken kendinizi kaptırdığınız yaşamın size sunduğu var ettiklerinizdir. “Aldıklarınız, bırakamadıklarınız ile sindirememiş olduklaınızla sinerji yaratırsınız.” Gerçek inzivaya çekilmeniz ( kendin ol! Kendine dön!..) ve gelecek süreçlerinizde olmasını tercih ettiklerinizlesiniz… “Hep ben mi suçluyum?” dediğinizi duyar gibiyim. “Ya da hep de benim başıma gelir?” Veya “neden sürekli ayni şeylerle karşılaşıyorum?” “Ben nerde eksik yaptım?” “Nasıl görebilirim?” Gibi düşlerinizde gezindikçe, ortaya “abuk subuk” kendi gelen yaşamınızda olmaması gerekenlerle karşılaşırsınız.


Doğru adres: kelimelerinizden başlayarak iki dudağınızın arasındaki sözlerinizdir. Kişisel bloglarınızın gelmiş ile geçmiş arasındaki köprüden geçmezse “nerden gelip gider…”

Yollar bir biri ile bağlantılıdır ve, bir birinden farklı ritueller eşliğinde hedeflediklerinize sahip olmaya başlarsınız. “Bir düşüncenin: enine, boyuna, farklı yolları ile şekillendiren düşüncelerinizin kontrolü elinizde iken, nerede ve nasıl bir yol çizgisi üzerinde olgunlaşmaya çaba sarf ettiğinizi farketdin.” Rıtueller: sözlerinizin eşliğinde gerçeğiniz olurken ardındaki duygu, duyu, algı, his, taşımış olduğunuz izlerin de bir biri ile eşlik ettiği gerçeği aklınızdan çıkmamalı.

Belki bir gün bir yerde karşılaşacağız. Bilin ki o gün bir gün ise bir gün bulunduğun o an dadır. Geçmişten geleceğe/ gelecekten geçmişe uzanan izlerin gezintisi gibi...

Kısaca, her bulunduğunuz ortamdan keyif alırken: derslerin değişiminize eşlik edişi, yön pusulanız görevi yapmakta. Değişmekten/ değiştirilmekten/ değiştirmenizden kastım: gidilmesi gereken yollarınızın zamanı gelmiş ise o yolun yolcusu olmanızdan sakınamazken keyif almaya, mutlu olmaya kendinizi alıştırınız. Hiç bir şeye bağımlı kalmadan yaşamanın sırrı bu...

Numerolog

Müjde Şener


28 Mart 2022 Pazartesi

SORUN KENDİ İÇİNDE TUTUNDUKLARINIZDADIR...


 


SORUN KENDİ İÇİNDE TUTUNDUKLARINIZDADIR...


Düşüncelerinizdeki kilitlerin değiştirilmesi gerektiğini nasıl anlarsınız?


Zorlandığınız zamanlarda kendinizi yıpratmanın, hasta etmenin hiç bir anlamı olmasa bile ona takıntı yaparak illa olacak dediklerinizde değişimini başlatabilmelisiniz.


Her şey apaçık ortada, ve bizler dünya gezegeninde, veya dünya okulumuzda her yönden yaşamımıza hizmet edenlerle birlikteyiz. Tüm bunlar bir birimize katkımız oldukça denge ve uyumlu oluruz.


Ne zaman kimin nereye gittiği, ne yaptığını sorgulamayı bırakırken kendi içinizde onun yerinde olmak değilde, kendiniz için daha başka neler yapabiliri keşfedebilmelisiniz.

Maalesef herkesin her şeyi yapabileceği bu dünyada takıntılı olduğunuz, saplanıp kaldığınız hatta bir türlü değiştiremediğiniz düşünce kalıplarınızla savaşa durursunuz… (sözlerin dizelerine saplanıp kalmayıp devamını siz getiriniz lütfen. Duygunuzu acıtsa bile seçimlerinizle sizin kendi tercihlerinizdir yaşamınızın sırrı.)


O zaman sınırlar içinde saplanıp kalınarak doğru sandığınız “düz giderken tersinden yaşama yönelişiniz olmaz mı?”

Elbette, bu kişisel olarak kişiden kişiye değişirken kendinizi tanımanın, bulunduğunuz şu anki ortama ne verdiğinizi/ ne aldığınızın sorgusu bilinçaltınızda bir birinin deşifre edilişleri arasındaki nedenlerinizdedir.

Cevabı: kime tutunuyorum? Neden bırakamıyorum? Beni korkutan nedir? Geleceği görememenize engel olan her ne ise bırakamadığınız zaman ilerlemeyi bekleyemezsiniz. Lakin o içinizdeki mucize veya sihir yada adına büyü deyiniz kendinizden başkası bunu değiştirip dönüştüremez.


O günü bugün şimdi şu an bırakamazsanız yaşamın size sunduklarını alamaz, keyfini süremezsiniz hatta birleştiremeyeceğiniz gelecekten de keyif almanız zorlaştırılacaktır. Bu zorlaştırılacağı düşüncesini tehtid olarak algılamayınız. Eğer öyle ise sizi tutsak eden korku, tehditvari sözlerin kimden nerden geldiği enerjinin akımını keşfederek kesmelisiniz.

ÖNCE KEŞFET SONRA KES!


Sorun NEDİR?

Kendi içinizde sindiremedikleriniz temeli üzerine yapılandırdıklarınızdan kaynaklıdır.

Her yönden hayattan keyif alabilirken, alamamanın rituellerinden de kurtulmalısınız.

“Negatif/ olumsuz düşünce, inançlarınızı kesip atın” böylece “ben bir iken benden başka benimle birlikte var ettiklerimin şu anki hayatımda ki rollerine ihtiyacımı aldım ve bıraktım” der yolunuzu aydınlatarak ilerlersiniz.


Sağlıklı huzurlu nice güzel yarın içinde kalabilmeniz umudu ile


Numerolog

Müjde Şener




27 Mart 2022 Pazar

GEÇMİŞİNİ AFFET Kİ ÖZGÜRLEŞESİN.


 


ARDINIZDAKİ KAPILARI KIRGIN, KIZGIN, KÜSKÜN, KAPATMAYIN.


Kendini bilen bir kimse hayatına daha bir farklı bakmaya başlar.

Yaşamdan zevk almak, haz duymak, mutlu olmak gibi kriterlerini keşfeder.


Daha başka?


Düşüncelerinizde dolaşan her ilginç bakış açılarınıza huzur dolaşır olması, “olmaz” ı dedirten inançlarınızla kimliklerinizi ve sebeplerini farkedersiniz.


Ardınızda neleri bıraktığınız ile ilgili küçük küçük geçmişinize gezinti yapın...

Kimse ile ilgili kötü düşünmeyiniz. Herkes gibi hepimizin de gel gitleri olmazsa olmuyor...

Derslerinizi alırken dahi bırakmanız gereken kendinizdeki “ona olan bağımlılıklarınızdır” ve o zaman bilincinde olursunuz.


Kaybolmuş zaman yoktur. Gelecek “an” içerisindeki yansımalarınızdır buna eşlik edecek olan.

Yaşamsal desteğe ihtiyacınız: her koşulda yaşamınızda var olan ile mutlu olmayı seçmektir.

Bilinçli bir zihin dalgası halinde olmanız size artı yani olumlu enerji yansımaları ile eşlik edecektir. Tüm gerilim hattı üzerindeki gel git enerjilerin yansımaları çevrenizdeki kimlik ve kişilerin aracılığı ile aktarılmaktadır. (Sakın yanlış anlaşılma olmasın.) Sözlerin dili, kelimelerin açılımı, dizelenmiş cümlelerin ardı adını yoklarken dahi her vurgu sizi açıtsada bu değişimin anahtarına sahipsiniz. Iki dudağınızın arasındaki cümlelerin farkındalığı ile kimsenin dediklerine değil kendi arzu ettiklerinizle değişimi farklı anlam, algınızla şekillendiriniz. “ben söylediklerinden benim için güzel düşündüğünü biliyorum...” gibi, inandırdığınız kendiniz olmalı başka kimse değil.


Dünya spritualizm ile sizleri buluşturuyor. Içe yönelerek huzuru keşfedebilmeniz için evren bir çok yansımalarla ipuçlarını zaten var olduğumuzdan bugüne yaşama aktarıyor ama siz görmüyorsunuz ya da anlamak istemiyorsunuz. (Istemiyorsunuz...)


Yaşamsal sınavlarımız: içinde olduğumuz an be anlık rituellerle ilişkilidir. Yansıtılmış sinerjilerin ardımızda kapattığımız kapılarla ilişkilidir. Onunda ardında benzer ne bıraktık ki tekrarları daha bir şiddeti ile yansıyor? Diyebilirsiniz. (küçük bir noktadan başlarken çemberi geliştirdikçe genişliyoruz ve geriye içe dönerken sondan başlayacak olmamız ve ta var oluşa kadarki süreçte an da kalmak, sabırlı olmak, dengede kalmak, sevgi ile affedici olmak en büyük derslerimizin sınavıdır.)


Gözlerimle görmeden, kulaklarımla duymadan inanmam derdim hep, ta kendimi bildim bileli. Bu düşüncelerimi Atalarımın aktarımlarından almuıştım. Ama neden? Kimden? Seçimlerimde verdiğim kararla kurulmuş plak gibiydim ve tekrarlarımın gerçeğe dönüşümü, inancım olduğunu farkederken. Nasıl değişirim korkusu ileydim. Her zaman düşüncelerim Kabulüm ve doğrum oldu. Nedenleri ne zaman farkettim o zaman bıraktım, affettim, özgürleştirdim ve ardımdaki kapılarımın tekrar açılması ile iç huzuru yakalamış oldum.

Yazımın özeti: hayatın altını üstünü karış karış gezinirken tüm geçmişimde kapalı kalan affedememiş olduğum kapılarımın bana ait olmayan değerleri ile olgunlaşmayacağımdır.


Tüm yaşamım bana en güzel hediyem.


Numerolog

Müjde Şener




26 Mart 2022 Cumartesi

HER YENİ BAŞLANGIÇLAR "SIFIR NOKTANIZDIR"



 

Her yeni bir başlangıç “SIFIR NOKTANIZDIR”


Her kilidin bir anahtarı olur. Her kapı geçiş yeridir. Dünyaya geldiğimiz an başlangıcımızı temsil eden zamanın hediyeleri ile sıfır noktamızı belirleriz. O an onunda üzerine kurulan gün zaman bitimi sonrası yeniden başlangıca geçeriz.

Devri daim olmuş zaman ve içinde bizi tutan aktarımlar, ona sebep olan onun da nedenleridir. Nedenleri orda tutan genler ve onada sahip olmamıza aracı olan değerli Anne ve Babamızdır.


Zamanı an’da yaşarken yarattığımız kendi tercihlerimizle olduğumuzu görmememiz için gözlerimize gözlük takmamız gerekir.

Onca geçmişin geleceğimize uzantısındaki rollerimiz apaçık ortada ve bizler kendimize gelmemiz için an da kalarak değiştirmek istediklerimize odaklı kalmalıyız. Böylece değişimi değişmeyen, engel koyan sınırlarımızla “korku, endişe, beklentiler, nedenler vb…” gibi düşüncelerdir eşlik ederken var olan ile mücadele ederiz. Yaratıcı gücümüzün hayat ile ilişkisi, elimizdeki anahtarımızdır.


Bazen insanlarla uğraşmak zordur. Bazen konduramadığımız yaşam ile sınırlar koyarak gerçek mi, değilmi’ yi irdeleriz. Yokuşa sürüklediğimiz hikayelerin ilerlememesi, ona ulaşabileceğimiz inancımızın olmamasındandır. Oysa, sahip olduklarımız ve kaybetmemek adına itimat ettiğimiz hikayelerimizi törpülemeli ve dengede tutarak sarsılmamaya özen göstereceğiz.


Hiç bir umut ümitsiz değildir. Lakin sıfır noktasında olmak, onunda içinde var ettiklerinizin kaderiniz olması. Olanlarla hayatınızı idame ederken dünyanıza empati gözlerinizle bakıpta “daha önce ben kime ne yaptım?” Bu duygusal durumu hak edecek kime ne yaptıysanız farkındalığında olup, bırakmaya yönelmelisiniz. ( dışardan yansıyarak duygunuzu tetikleyen nedenin enerjiisini kesiyorum, kesiyorum, kesiyorum…)


Affetmenize engel olan inançlarınızı, egonuzu, inadınızı, kin, nefretinizi iptal edin.


Tüm yaşamınızın hayat hikayesi siz sıfır noktasına gelmeye başlamadan planlanmıştır. Bu dünya bilimsel verilerin alıcısı ile tekerür eder, devridaim olur. Ta ki sıfır noktasına geri gelinsin… Tükenmeye doğru geri sayım yapıldı mı yokluğun yeniden başlangıcına geçilir...


Bu da şu demek oluyor. Tüm yaşamınızın tek bir nedene bağlı olmasıdır. Her yönden hayatınızın farkındalığında olunması en büyük değeriniz olacak o da kendinizi kendinize kazandırmanız için.


NUMEROLOG

MÜJDE ŞENER




25 Mart 2022 Cuma

MUCİZEN SENSİN...

 



MUCİZE SENSİN…


Yeni derslerimizle her günümüz mucizelerle dolu. Ne zaman nelerle karşılaşacağımızı bilmeden yaşamın sırrı nedir? Hangi bakış açılarımızla bize nasıl dersler verdiklerini çözümleyemeden var iken yok olmak! Bilimin dilini anlayabilmiş olsaydık çözümlerimiz daha bir farklı olurdu.

Lakin, her yönden yaşamı sınırlandırmadan yaşarken üzerimizdeki o baskı, kimin değerine takılıp bağımlısı olduğumuz “belkide doğrudur, haklıdır” ı derken öngörülerimize güvenemediğimizden geliyor başımıza ne gelirse.


Hayatın anlık değişimimizle periodik evrenle işbirliği içerisinde olması kolayımıza kaçmıyor. Inanıyorum ki ayni düşüncelerimizde çatışmaktayız. Içselleştirilmiş kurallarımız ne istersek olalım önümüzde bizi sınarken buluyoruz kendimizi. Ve, en önemliside beklentilerimizin tersi ile karşılaşırken “zordur, belkide o an öyle olması gerekliydi. Sonrası için önemliydi. Veya bir değişimin önüne geçmişiz gibi” de düşünebiliriz.


Her olan olmayan hayrımızadır…

her olan derslerimizdir…

hiç bir şeyden keyif alamamış olmanın doğruluğu yanlış, çözümlerimizde kendimizi silkelerken hayatın ince bir çizgide olduğuna inandım.

Yaşamış olmam, olayın perde ardından izleyicisi de olmam, görebildiğim her ince ipin üzerinde ilerlediğimin sonuna geldiğimin, o zaman seçimlerimde iki dudağımın arasındaki düşüncelerimin cümlelerinin verdiği kararın doğrultusuna yönelişimi farkettim. O an mucize bu mu diye düşünürken öyle oldu.


Elbette hayatın anlık değişimi, periodik evrenle işbirliği içerisinde olmamız ile anlık yaşamın bize sunduklarıylayız. Ne zaman sıkışsak imdaat çığlıklarımız vorteks gibi füzeye atılır. Yağmur gibi üzerimize düşen esmalar, yaşam desteklerimiz, sığdıramadığımız gücümüzün gücü imdadımıza yetişir. Zamanı yakarışlarımızla, dualarla ve kalpten inançlarımızla geri getirmemiz anlık değişimlerimizin iki dudağımızın arasında düşünce, inanç ve sözlerimizdedir.


Güç içimizdedir. Sahip olduklarımız seçimlerimizdir. Saklı kalan inançlar, duyguların arasında törpülendikçe kaynağa yani iç benliğinizdeki toplantı odasında sizi gülerken mi yoksa ağlarken mi hissettireni hissedin. Kaybolmuş gitmiş bitmiş ama orda size hayat veren duygusal inançlarınızla şimdinin değerinize gömülmesi kabuğunuzu kırmanızla kazandırılır.


Kabuk nasıl kırılır?

Içsel duygusal duyguların derinlerine nasıl vasıl olabilirim?

Kaybolmuş geçmiş, gitmiş vede bitmiş olayın ardında beni nelerin beklentisi olduğunu bilirmiyim?

Ve bir çok isteklerinize hizmet eden kaybedilen zamanınızı kazandıracak doğrularınız için belki bir gün karşılaşacağız. O gün illa bir gün olacağından şu an saklı kalan hislerinizde sadece kendinizi gözlemeyi seçerek değerli zamanınızın an olduğunu biliniz.


Geride birakın sadece izler kalsın, o izlerin sebebi de nedenleride gerçeğinize sizi götürecek olandır.


Sevgilerimle


NUMEROLOG

MÜJDE ŞENER

0548 873 1313


Not: bu sartırların size iyi geldiğine inanıyorsanız şimdinin gücü ile sarılacağınız her zamanınızın kayıtlarını not ediniz. Gün gelir ihtiyacınız olacaktır.






24 Mart 2022 Perşembe

TAŞIDIĞIN HİSLERİN DUYGUN OLUR, DUYGULARIN GERÇEĞE DÖNÜŞÜR...


 

TAŞIDIĞIN HİSLERİN DUYGUN OLUR.

DUYGULARIN GERÇEĞE DÖNÜŞÜR.....


Hayat okulu, “en derin geçmiş ile gelecek arasındaki dokumalar gibidir”.

Her bireyin bir birinden habersiz değiştirilmiş, mutasyona uğramış genleri gibi durağanlığa “dur” demeden ilerleyen mandala misali gizemini yansıtmaktadır. Her aktarımlar anne ve babadan nesiller boyu zincirleme süre gelen mirastır.

Örneğin: Farklı aktarımlarımız ile bir birine benzerlikleri taşıyarak, tartarak, etkili ve etkisiz kılan çekim ile itilim/ kabullendiğimiz kadarıyla sahip olduğumuz çizgide yürümemizdir.


Her yönden bizi bir birimizden yoksun kılan ve bir birimize iyi gelecek düşünceler üreten nöronlarımız sayesinde duygularımıza kaydedilerek artı/eksi sinerji sayesinde rezonanslar oluşturulmaktadır. ( kendi aralarındaki etkileşim ile bir birlerine iyi gelecek duyular, düşünceler ve duygular aracılığı ile zihinsel, fiziksel, ruhsal karma yasaları oluşturulmaktadır ) Kimse farkına varmadığı müddetçe değiştirmesi gerekeni bilemez. Ve, “sen kimseyi değiştiremezsin”.

Bu değerimizin bir parçasıdır ki kendimizi kendimizle özel kılabilelim.


Düşüncelerimizin kıymeti, önemi, iklimleri andırır.

Mevsimlerin zamanında takvim yapraklarında doğru zamanı teyit için yol gösteren rehber gibidir.

Hangi zamanda ne yapılması gerektiği farkındalığını ön görülerimizle algılayarak değerlendirebilelim diye kendimizi yoklamalıyız.

Örneğin: bugün bu düşüncelerimle nereye gidiyorum? Geçmişimde bugün neler yarattım?

Sebepsiz nedenlerimizin olmaması olgunluktaki düşüncelerimiz bizi nereye taşıyor ve hayat şartları hangi zamanı bize gösteriyor? Doğru değerlendirmeleriniz size özeldir. Kişisel kimliklerinizi yoklarken soracağınız her soruda kendinizi silkeleyerek o zamanı bugün yarattığım için kendimden özür dilerim ve bugünüme teşekkür ederim diyerek yoklayacağınız içsel duygularınız olur. Artı ve eksi gidip gelen her düşüncelerinizin ve sözlerinizin veya dışa aktardığınız amaçlarınız ile değişen şimdi şu anınız geleceğinize yönlendirilerek geçmişi şifalandırmaya başlayacaktır.


Mesela: Bütünsel şifa: kıymetli varlığınızın yükümlülüklerinden kendinize çeki düzen verebilmeniz için fiziksel uyarılar alıyorsunuz.

Alıcı ve vericileriniz dengede olmadığı zamanlar gereksiz çekim gücünüz devrededir demektir. Bunu size en iyi hissettiren ise: çevrenizdeki yansımalardır. Günlük yaşamınızdaki olaylar. Tetiklenen duygularınız. Ağrıyan dokularınızdır…


hissetdiğiniz acı: genlerinizdeki aktarımlarınız aracılığı ile ta derinlerden günümüze gelmiş GENETİK MİRASINIZDIR. Bir birini yoklatarak sizi içerde tutan, hapseden o duyguyu bırakmaya gönüllü olunuz. Her his, taşıdığınız genler ve değişmeyen hayat çizginize tutunarak nereye gidiyorum diye düşünün. Hisleriniz ile duygularınıza tutunmak: içsel duyguları amaçsız taşımaya yeltenen bağımlıkları bırakmaya gönüllü olunuz.


NUMEROLOG

MÜJDE ŞENER

HAYATIN AKIŞINDA NÖTR OLMA HALİ...

 


HAYATIN AKIŞINDA NÖTR OLMA HALİ...


Kimin için ne kadar özveride kalırsak kendi içimizde o kadar sınanıyor oluruz.


Her nedenlerimizle enine boyuna tartışır olmamız, sindiremediklerimize “dur” diyebilme sinyalleri başlıyor demektir.

Duygumuza işledikçe anlamlaştırır, algılar, anlar ve hissederiz oysa. Yapıcı yönlerimizdir devreye sokulan ve adına “pozitif” aktarım denilsede bu alışkanlıklarımızdandır vazgeçemediğimiz.


Neyin bize iyi geldiğini bilirsek ona odaklı kalarak tercihlerimizi yönlendirmeye başlarız.


Durağanlığın ötesinde yansımaların hareketlerine yetişemeyiz. Enine boyuna, geçmişten geleceğe uzantılar bize kendimizi silkelememize aracı olur.

Dönüp durduğumuz kendi eksenimizin yansımaları, zihnimizle ve duygularımızda hissederek “yap bozu” andıranları geliştirmeye yeltendiğimiz hikayelerimiz, yaşam senaryolarımız “kendi gelen” aktarımlarla farkl başka sinerji içerisinde olgunlaşarak gelecek kaderimiz olur.


Bu yöntemi bilirsek, bilinmezlikle olgunlaşmaya değilde, bilinçli olarak geleceğe bakmaya başlarız.

Hayatı akışta nötür kılmak: “etkisiz, olumsuz, geçmiş vede bitmiş” diye düşündüğümüz zamana minnet duyarak hiçlikte yaratıcı olacağız. Çünkü, her “AN” yeni bir bilinçle yaratıcılığımızda sürekli yenilikler üreten “ben” oluruz.


NUMEROLOG

MÜJDE ŞENER


23 Mart 2022 Çarşamba

DÜNYA HER GÜN BİR GÜNÜN FARKINDALIĞI İLE...

 




DÜNYA HER GÜN BİR GÜNÜ KUTLUYOR


Dünya her gün bir günü kutlarken buna neden nedir? O kadar çok beynimde dolaşan sorular varki, basit, pratik düşünmeme neden olan zamanın içinde her güne bir günü sığdırırken amaç: FARKINDALIKTIR.

O zamanı bugün değiştirecek olursak “bugün bir birine eşlik eden ve her güne bir gün ilave edilen zamanda “AN” da kal günü farkındalığı neden olmuyor. Böylece, her ilişkilendirilen zamanı o zamanla eşdeğer kılarak birlikteliğin farkındalığı günü yapılsa ve var olan her şeyin içerisindeki yansımalar günü farkındalığı etkinlikleri, dönüp dolaşıp her şeyi bireyselleştirilmiş kılan ve sadece “ben” varım ve “benim eksenimde dönüyor farkındalığım” diyenler topluluğu içerisinde olduğumuzu “ben” anlıyorum. Siz ne kadar tüm bu olayın, yaşananların bilincindesiniz? Toplum bir yedi veren gibidir. Mevsimsel geçişlerinde dahi ekseninde uzlaşamadığı kendisi ile uzağına ulaşmayı hedefler. Kelimelerin acısı, tatlısı ile sanırken bilinçaltındaki kıtlık bilinci, yoksunluğun ta derinlerinden gelişi ile önünde maddiyap sorunları yaratmaktadır.


Kaybedilen zamana değiştirilemeyen alışkanlıklar ve bağımlılıklarınızla sindirilememiş, kıymet değer bilinmeyen ilişkilerin arasındaki tabularınız sizi nereye taşıyor?

Nereye kadar ilerleyebilirsiniz?

Alışkanlıklarınız ile sindiremedikleriniz arasındaki bağ, oluşturduğunuz sinerji, bir birini besleyen ilişkiler ve daha bir çok değişmeyen düşüncelerinizle nereye kadar ne kadar ilerleyebilirsiniz?


Hayatı tek kalemle yazacak olsam sonsuzluk içinde bir birine ulanan benzer hikayelerin farklı zamana tekerrür edişini izlerim. Bana eşklik eden benden başka biri değildir. Yaratmış olduklarınız ile şimdiden sonraki etkinliklerin arasında kaybolmadan birlik içerisinde nasıl kalınır sempozyumu kurulmalı.

Evet ben isterim, ben bilmem ama o bilir gibi ikilemli ilişkiler size iyilikten çok negatif, etkileşimi zehirli sinerji yansıtır...

Dokunma bana bin yaşa der gibiyiz oysa ama öyle değil maalesef.


Uzun yolun kısası: ben birlik içerisinde benimle ayni düşüncelere sahip kişilerin yaşamımda yer almasına izin veriyorum. Toplumun: “bir değerin değiştirilemeyeceği inancı ile birlikte hareket edildimi tek düze yaşamına muzdarip tekrar edecek rituelleri arasında kendi kaderini oluştırmaya başlayacaktır” Düşüncelerimleyim. Soru soracak olsanın emin olunuz ki bu satırların sonu gelmez.


Dünya farkındalık günü kapsamında zamanın bilincinde olup içinde bulunduğunuz ve anlayıp anlamlaştırdığınız sınırlı düşüncelerinizin farkındalığı ile eşdeğer hareket eden topluluk olmaktan çıkınız. Gerçek olan, içinde olup olmasını dilediklerinizin farkındalığına yürüyerek daha iyisinin bilincinize iştirek edebilmesi için kimyanızı aktiflştirebilmelisiniz.

Örnek mi istiyorsunuz?

Ben bir ben isem beni yöneten yönlendiren egomun farkındayım. Onun beni yönetmesine değil kendi arzu ettiğim yaşamımın farkındalığında olmanın mutluluğunun daha çok farkındayım…

Her istenilene yürümenin güvencesi izlerinizin sizi nereye taşıdığını bilmenizdir.

Geçmiş, gelecek ve şimdik duygu, düşünce, algı, hislerinizle birlikte hareket halindedir. Unutmamalı. Bir kişinin enerjisel gücü ile, size aktarılan inançların kabulü ile ona sahip olabilir, bağımlısı olduğunuz an, sınırlarınız arasında kalarak

ilerlemenizi tıkanırsınız…



Sevgili okurlar, bu satırları okuyarak ne demek istediğimi “azacık” da olsa anlamışsınızdır. Toplumumuzun gerçek kendi değerinin eline alınması dönemindeyiz. Bir adım ile kendinize yönelerek “gerçek ben ne isterim?” diyebilmeyi seçin.

O zenginliğinizin bilincinde olup kendinizle sahip olduklarınızın kıymeti, değeri, öneminin hakimiyetinde o zaman kalabileceksiniz.


Zamanın farkındalığında kalarak o günü kendinize hediye edin.

Tek düze her günü bir güne sığdıracak lüksümüz kalmadı. Nedeni ise birçok yönden farkındalık ile yürümeye layıkız. Her yönden yaşamın anahtarına sahip olup her varlığımızın kıymeti bize yansımaların farkındalığı ile sahip olmayı öğretiyor.


Kucaklaşmayı iptal ettik, çünkü KORONA…

Sevgiye korku ile sarılıyoruz, çünkü KORONA…

misafircilik, eğlence, sohbetler sınırlı çünkü malum korona ardında kalarak üreten zihinlerin korkusu: gelecek garantisi olmamasındandır. Tüm bunların gerçek nedeni içe yönelerek kendinizle kendinizi sevmeyi, sarılmayı, konuşmayı, eğlenebilmeyi öğrenebilmeniz içindir.


Bir çok girişimlerimde dönüp baktığım zaman ağır giden ilerlemeler sonucu tek düze ilişkilerin arasında kaldığımdan ve birlik içerisinde yürüme isteğim ile engellenilmiştim. Nedenleri yoklarken kendime soruyordum ama neden? Niçin çaba sarfediyordum? Kimin için? Oysa benim değerimle sizinki eşit olduğundan ve olanın olgunlaşmasındaki emeğimin küçük küçük çaktırmadan yansımalarıda bir başarım idi. Bilinçli olup küçük bir dokunuşun farkındalığı sahip olduğum sabrımdı. Pes etmemeyi seçtim. Kolayı, eğlenmeyi seçiyorum ve gerçekten kendini kendinden yoksun kılmayacak güçlü ilişkilerin yaşamımızda olgunlaşarak çoğalmayı ve birlik içerisinde bunu desteklenilmesini arzu ediyorum.

Doğanın zenginliği farkındalığı... geri dönüşüm atölyteleri kurularak toprağın bereketinin bizlere neler kazandıracağının farkındalığı ile projeler oluşturulmalıdır. Her alnı irdelerken bundan neler yapılabilirin kazancı, katkısı ile olgunlaşmalıyız.

Atık malzemelerin geri bildirimi bizile birlikte gülen kapler yaratmalı. Bunu sağlamanın getirisi maddiyattan önce manevi değerlerimizdir. Ardından gelen gelişerek çoğalan insani ilişkiler farkındlığımız gelir. Kime el uzatırsak menfaat gütmeden olunmalıdır. Gerçek sevgi insani ilişkilerimizden başlar. Ikinci baharımızın tercumanı olmalıyız. Böylece iyilikten doğan güneştir içimizi ısıtacak olan…


Ben K.T. Sıra Dışı Sanatcılar Derneği Başkanı Müjde Şener

7 Nisan 2021 Yılında derneğimizi kurduk ve bu kısa sürede bir çok girişimci, üretken, zamanı sanatı ile üreterek kazanmak için mücadele eden kimlikte kişilerle tanıştım. Çok güzel, iyi başarılar elde ettik. Ben inanıyorum ki görünen, bilinen ama görünmeyen kahtramanlarız. Bu benim ve yönetimin kurulum aşamalarından bugüne her ilişkinin gerçek yüzleri ile tanıştık. Pandemi dönemi toplantılarımızda hep bir amaca yöneldik ve kendimizi kabul ettirmek, derdimizi anlatabilmek için çok çaba sarfettik. Bir yandan da topluma faydalı amaçlar yarattık. Geçmiş bitmiş değerlendirmelerle derslerimizi aldık.


Şu anda bulunduğumuz her ortamın bize sunduğu nimetin farkındalı ile yeni projelere doğru ilerliyoruz.

Toplumun ihtiyacı olanın ne olduğunun bilincindeyim ama bu bizim gerçek değerimizi temsil etmemektedir. Adamızın geliri ve gideri arasında oluşturulmuş çöküntü şu an için çözümsüz kaldı gibi görünebilir. Benim için birlik diyen düşüncelerim değişmiş değildir. Lakin her ilişkilendirdiğim bireylerin, derneklerin, kurum kuruluşların düşünce yapıları ile eşdeğer olamadığımızı düşündüklerinden birliktelikten az da olsa uzaklaşıyorum.

Derneklerin amaçları belli, tek düze alışkanlıklardan bizi muaf tutarak nerden geldiğimizi sorgulauarak, kim olduklarımızın hiç bir önemi olmadığıdır.

Insanlık farkındalığı: toplum duyarlılığına iştirak edebilecek bireylerin yetiştirilmesi ve güzel düşüncelere baki kalınması adına ben ve dernek yönetimime iştirak etmek isteyen bu niyniyette olan üyelerimizle birlikte ilerlemeyi hedefledik. SAYGILARIMLA


Bizimle olmak isteyen tüm halkımıza bu bir çağrıdır.

Mağusada Sanatçılar Çarşısı

k.t. sıra dışı sanatçılar derneği

üretime ve tüketiciye farkındalık

0548 873 1313

22 Mart 2022 Salı

İYİLİK ANLAYIŞINIZ NEDİR?

 




İYİLİK ANLAYIŞINIZ NEDİR?

( her insanın hayatı anlamlaştırılmış değerleri ile ölçülür. Kimse dört dörtlük değildir. Ikili ilişkilerinizdeki duruşunuz en önemli ve bir o kadar da en zor olandır. Bunu bilir ve ölçülü, dengeli olup farkındalığı yakaladınız mı eğlenceli olmaya başlar. )


iyilikten ne anladığınızı sorgulayınız...

Hayatı anlamak ve anlamlaştırdıkça çevrenizde var olan, olup biten veya gerçek değerinizle sizi sınayarak gözetmeksizin irdeleyen insani ilişkilerniz hep var olacaktır. Öyle dahi olsa kim olursanız olunuz, sadece kendiniz için bu dünyada varmışsınız gibi yaşayınız. Öylede yapıyorsunuz zaten. “Gerçek” çünkü, birlik beraberlikten yoksun, değerleri yok eden ve küçük güzelliklerin önünde duran negatif duygularınızın, düşüncelerinizin esiri olmanız, birde yaşama at gözlükleriniz ile bakmanız kaçınılmazınız olur.


Tüm yaşamınızın gerçek kendinizi ölçüp tarttıklarınızla doğru dediklerinizle ve sadece kendinizle rekabet içinde olgunlaşıyor olmanız içinde bulunduğunuz durumlarla ilişkilidir.


Iyileştirici ve yapıcı olmak istemezmiydiniz? Bu size etik gelmiyor olabilir. Nedeni ise “benim burdan karım ne olacak?” düşüncelerinizin zihninizden dolaşıyor olmasından dolayıdır.


Değişiminizi başlatmak sizin için geç değildir. Çevrenizde, toplum içinde kimse değişmezken ya bu deveyi güt derler yada bu diyardan git! Diyen atasözü aklıma geldi.


Enine boyuna yaşanmışlıklarınızı, olayları tartarak irdelediğiniz “fiziksel, zihinsel, ruhsal değerleriniz” ile, kimin için ne kadar özverili olduğunuz, hangi duygularınızın üzerine temel oluşturmuş olduğunuzu ancak kendiniz bilir ve ona göre tartarak yaşarsınız.

Size neyin iyi gelişi, nelerin önünüzde engeller yarattığını bilirken değişime giden yollarınızın ne kadarının bilincinde olduğunuzu bilebilirsiniz. Istemediklerinize değil istediklerinize odaklı kalarak yaşamın anahtarını elinize alıp ilerlersiniz. ( kendi yaşamınızın anahtarını)


Sorun yok!

Inançlarınıza olan bağımlılıklarınızdan geçmişten gelen alışkanlıklarınızdan kurtulamamış olmanız kaldığınız yerden devam eden zamanın tekerürleri ile dans edip durursunuz “bir, iki, üç, bir, iki, üç...”

Öyle ya! zamanı gelmeden gerçek olanın üzerinizdeki o yükümlülüğünü, size neyin iyi gelenle nasıl bir yol çizdiğinizin rotasının belli oluşu kaçınılmazınızdır. Ve öylede olur...


Kimse için yaşamadığınızın farkındalığına sahip olduğunuz an değerlendirdiklerinizde size kaçının nasıl davrandığını ve bundan nasıl derslerinzi almış olduğunuzu anlamanıza aracı olur.


Çevrenizdeki kimlikler, kişiler ve sizi endişelendiren hal tavır sergilenen ilişkilerde, duygusal duyularınıza “imdad” diyen sinyaller mi alıyorsunuz?

Oysa “hiç biri size ait değildir.”


küçük değerleri büyüterek, kocaman dünya hale getirenlerin arasındaki savaşa dahil olmak istemezseniz bırakacağınız enerjiyi kesip kendinizi emniyete alacaksınız.


Kimse, “içinde olmadığınız durum ile olgunlaşamazsınız. Çünkü, o değeri taşıyamazsınız”.

Ait olmadığınız nedenlerin başkaları tarafınızca duygunuza aşılanmaya çalışıyor olması en büyük tehlikedir. Kendinizi emniyete alıp kişisel değerlerinizi yüksek tutmalısınız. Tıpkı bağışıklık sisteminiz gibi...

Olur olmaz bir çok nedenleriniz arasında “kendinizi yok yere yargılayarak itham etmeniz” ve hiç bir şeyden mutsuzluk oyunu içinde kalarak beslenenlerdenmisiniz?


Birçok nedenlerinizle savaşıyor olmanız, sizde kaybetme telaşınız ile panik atak geçiriyor olabilirsiniz…

“Benim bu duyguya ihtiyacım yok! kabul etmiyorum teşekkür ederim…” dersiniz.


Bu duygu içinde olan bir kimsede “tehlike çanları” çalıyor demektir.

Aman dikkat küçük bir dokunula büyük farkındalığınızı alıp kabul ederek kendinize çeki düzen verebilirsiniz.

İçinizdeki korku: nefret: tedirginlik savaşı ta derinlerinizden, çocukluktan veya Atalar’ının Mirasın’dan kaynaklı aktarımlarındandır.

Her şeyin farkında olup hiç bir şeyden keyif alamadığınızı düşünüyorsanız o enerjiden kurtulunuz.


Geçmiş aktarımlarınızın ne kadar bağımlısı iseniz, o zaman ona sığınarak bırakamadığınız ve her nedenlerin karşısında kavgalarınız (silahınızı çıkartarak) ile diş bilemeniz normalleşir. Sadece kendinize tabiki


Eğer büyük bir kaygıya kapılıyorsanız onun ardındaki nedenler, duygularınızda hapsedilerek sizi derinlerden yüzeye çıkartan vede küçük artcı depremleri ile sınaması ile sarsarak tetiklemesi “UYANIŞINIZ” olacak.

Özellikle, eski ile yeni beklentileriniz arasındaki korku: sebepsiz incir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerle savaşıyorken “hep bir neden”, hep bir bahaneleriniz” mutlaka hazırdır.

Tamamlanması gereken süreç: her ikili düellolarınızdan kendinizi yoklarken eski olana “dur” demeniz gerekmekte.

Yeni düşünceleriniz, zamana uygun yaşamsal desteğiniz, gülen kalplerinizle iyimser olurken daha iyi gülen kalplerin size katkısı iyileştiriciniz olur.

Gelmişin içerisindeki geçmiş hep yerini alıyorken. Sahip olduklarınız en “kötünün iyisi” olsun!


Korku kontrolcülüğünüz arasında, mutsuz duygularınız önünüzde duvar olabilir.

Öyle bile olsa, savunmaya hazır muhalefet tavrınız ile sindiremediklerinizle size tuzak kuracaktır…


Hayat size hak ettiklerinizin en güzellerine sahip olabilmeniz için ve değerinizin önemini vurgulamaktadır.

En büyük zenginliğiniz dünyevi “iyiliklerinizdir.”

Bizler Tanrının misafirleriyiz.

Doğru veya yanlış, iyi yada kötü diye tanımlanan her nedenlerin önü ardını yokladıkça çıkılan nokta/ yer: öz kendinizdir.

Içe yönelerek kim olduğunuza gülümseyiniz.

Toplum içinde yansımalara “dur” diyebilmeniz için onu önemsizleştirerek bunu başarabilirsiniz. Tek bir silahınız vardır o da sevgi ile gülümsemelerinizdir.


Kendini sizinle bir tutarak rekabet içerisinde olan kimliklerin savaşı: içsel duyguları ile ilişkilidir. O da olanı kabullenmek ve sevgidir… kendinizi seviniz, iyilik yapmaktan korkmayınız.


Farklı kimlikler arasında başka kültürel ilişkilendirilmiş duygularda kendinizi keşfediniz.


Duygu, düşünce, algı, his, alışkanlıklar, bağımlısı olduklarınız vs…

Kelimelerinizin dilinden, sözlerinizin dizeleri misali herbir etkileşimle savaşarak toplumu zehirleyen olumsuz yargılar, eleştirilerle vede kendinize yöneldikçe ya da yönelebildiğiniz kadar “iyiliğin” önemi, özünüze işlerken takılıp kalmanızın “seçimlerinizdeki duruşunuz ile olursunuz”.


- Yıllarca sizi takip eden alışkanlıklarınız nelerdir?

- Bırakamamış olduklarınız?

- Hırslanmanıza neden olan kaybetme korkunuzla, çevrenizdeki insanlara ilişkilerinizle örtüştüremedikleriniz gibi... dengede kalmakta zorlanarak hırs içinde kabullendirilmeye ihtiyaç duymanız sizi nereye kadar taşıyabiliyor?


Öz kimliğinizin önünde durana itaat edecek kadar inandıklarınız sizin gerçek doğrunuzdur. Özünüzü size anımsatan çevrenizin yansımaları “yeryüzü iyilik meleklerine” karşı savaş açıp konduramadıklarınıza dim dik duracak kadar sözlerin ardında kalabilirsiniz.

Hayatı anlamak, anlamlaştıracak kadar özel yetenekleriniz blokajlanabiliyor olması tıkanıklıklara nedendir.

Kıymet, değer bilemedikçe iyiliğinizin kayboluşu ve sadece “ben” derken kendinize yönelerek toplum içinde kendinizi nasıl gösterebileceklerinizin peşinde “hırs kavganızın kabuğunuza girmenize engel olması sizce nedir?”

Daha çok “ben” diyen iç sesinizle mutlu olup dış etkenlere savaş açarak, toplum içinden çıkıp “ben” diye bağıran, “sadece benim” diyen “ego dostunuzlasınız”.

Tüm duygularınızı besleyen ve size iyi gelen içsel genetik aktarımlarınız da ne varsa o dur…

Her nedenlerinizin, niçinleri, amaları her an fiziksel, zihinsel, ruhsal her alanınızda, yerinizde oldu mu sizin için İYİ ve HER ŞEY DOĞRU olur.


Bu nedenle her yönden yaşamınıza dokunan ve her bireyin iyilik anlayış farkı arasında kalarak savaşçı kimliğe sahip olursunuz.

Kendi içinde savaşan kimselerle ne kadar birliktelik içinde olabilirseniz o kadar sizi yüceleştirdiğini farkedersiniz. Teşekkür etmeyi unutmayınız. Farkındalık farklı yaklaşımlar arasında sizin en büyük gelir kaynağınıza dönüşerek etkileşim araçlarınız “duygularınız ile duyularınız dengeli, uyumlu olarak aktifleşir.”


NUMEROLOG

Mujde Şener

548 873 1313

18 Mart 2022 Cuma

HER DÜŞÜNCELERİN BİR GERÇEĞİNDİR...

 


Çoğu insanın anlamadığı basit kısım,düşündüğümüz her düşüncenin ve konuştuğumuz her kelimenin geleceğimizi yaratmasıdır. Sanki düşüncelerimiz evrene gidiyor ve kabul edilip deneyim olarak bize geri getiriliyor. Bu çok basit bir şey ama çoğu insan bunu anlamıyor. Daha önce hiç duymadılar. Bunun saçma olduğunu düşünüyorlar ama, bir düşünceyi her düşündüğünüzde ve bir kelimeyi her konuştuğumuzda kelimenin tam anlamıyla geleceğinize resmediyorsunuz.


Kendi hayatınızı yaratıyorsunuz. Bu basit ama kabul etmesi kolay değil.

Bir kez kabul ettiğinizde hayatınızda istediğinizi bilinçli olarak yaratmaya başlayabilirsiniz. Hayatınızda neler istemediğinizin ve buna nasıl katkıda bulunduğunuzun farkına varmaya başlarsınız. Bence bu çok uzun zamandan beni var olan bir şey. Ama bir nedenden dolayı yirmi yılda evren bunun tüm insanlar veya buna hazır olan tüm insanlar arasında yayılmasını istedi.


Çoğumuz sadece istedi ve düşündüğümüz şeyi hiç dikkat etmeyiz. Sadece düşünürüz. Ama ne düşündüğünüzü farkında olmak için kendinizi eğitmeye başlamanız gerek.

Bunu yapmanın yollarından biri de, kendinize periodik olarak 

"Ne düşünüyorum?"

" Bu düüncenin hayatımı yaratmasını istermiydim?"

" Bu düşüncenin bana getirebileceği deneyimi yaşamak istermiydim?" Diye sormak. Bunu yapmak biraz zaman alır. Ama düşüncemizin farkında olmak için en küçük seviyeden başlasak bile değişiklik yapmaya başlayabiliriz.


Başlangıç olarak olumlamalar yaparak başlarsınız ve bu hayatınız hakkında olumlu olan olumlamaları kasıtlı olarak söylemektir.


Sabah, öğlen, akşam yapabilirsiniz. Bunu alışkanlık hale getirirsin ve yapmaya başladıkça işler değişmeye başlar. Belki önce çok küçük bir düzeyde.


Bir olumlama yapmak ya onu duvara, ya da aynaya yazmaktır. Yada sadece söyleyerek kullanmaktır. Insanlardan yapmasını istediğim şey bir aynanın önünde durup olumlamarını yapması çünkü kendi gözlerinize bakıp kendinizi kabul etmek, yada hakkınızda olumlu bir şey söylerken kendinizi reddettiğinizi farketmek çok güçlüdür. Başlangıcınızı böyle yapabilirsiniz.

Sabah kalktığımızda aynaya bakıp “seni seviyorum”, “sen değerlisin.” demek bir çok insan için çok zor bir şey. Güne bununla başlamak insanlar için çok zor olabilir. Çünkü kendileri ile ilgili yanlış veya kötü olan ne varsa onu düşünürler. Ama güne bunu söyleyerek başlayabilirseniz bu çok güçlü dür. Unutma! Evrenin söylediğin her şeyi ve düşündüğün her şeyi dinlediğini ve “tamam bunu elde edebilirsin” dediğini söylüyorum. Böylece sizi içeri çekmeye ve birşeyleri size getirmeye başlar. Bunun kulağa çok abartılı geldiğini biliyorum. Ancak kendiniz için iyi bir olumlu ifade söylerseniz nasıl çalıştığına şaşıracaksınız.


Evren bunu tezahür ettirmenin bir yolunu bulacaktır. Yani hiç beklenmediğiniz şeyler olabilir ama olacaklar.


Olumlama yapmayı düşünenler için, bunu toprağa bir tohum ekmek gibi olduğunu söyleyebilirim. şu anda mutlak gerçeklik olmayan ama gerçek olmasını istediğiniz bir şey gibi yani tohumu ekiyorsunuz ve büyümesini bekliyorsunuz. Yada her ihtimale karşı üç tohum ekiyorunuz. Büyümelerini bekliyorsunuz. Iki gün bekledikten sonra toprağı kazıp m,neler olup bittiğine bakmıyorunuz. O şeyin büymesini bekliyorsunuz. Çünkü biliyorsunuz ki, bir yasa ve bir süreç var ve tohum doğru topraktaysa ve doğru miktarda neme sahip ise, büyüyecek. Bunu gerçekten bir alışkanlık hale getirerek her gün yapmak, özellikle her sabah uyandığınızda birşeyler yapmak gerçekten iyi bir zaman olabilir. Bir başka güzel zamanda gece uyuduğunuz zamandır. Şükran duymak, çok işe yarıyor, her zaman evrenin minnettarlığı sevdiğini söylerim. Hayatında iyi şeyler için ne kadar şükretsen bir o kada iyi şeyler daha hayatında olacak. Aksi durumda bu sanki, birinden hediye aldıktan sonra, “berbat bir renk bana yakışmıyor” demeye benziyor. Bunları duyduktan sonra o kişi, size asla hediye vermek istemeyecektir. Fakat harika oldu,teşekkür ederim, çok sevindim derseniz. O kişi muhtemelen seveceğinizi düşündükleri bir şey gördüğünde size hediye almak isteyecektir. O kişi bana asla bir hediye vermeyecek. 

Ama harika ve teşekkür ederim gerçekten bayılıyorum bu harika derseniz o kişi muhtemelen size seveceğinizi düşündükleri her şeyi her gördüğünde size bir hediye almak isteyecektir.


Evreninde size minnettarlığınıza vereceği tepki aynen bunun gibidir. Içinizde hayatınızla ilgili iyi şeyleri hak etmediğinize dair çok güçlü inançlarınız varsa ki bir çok insan buna sahiptir o zaman gecikmeler olabilir. Ve bazen insanlar olumlamalar işe yaramaz, ben yaptım derler.


Örneğin bazı refah olumlumlamaları yaptıklarında işe yaramıyor. Hiç bir şey olmuyor, diyorlar.

Pekala tamam diyorum bir günde kaçtane refah olumlaması yaptın? Ve onlar muhtemelen üç diyorlar. Peki bugün kaçtane yoksulluk olumlaması yaptın? Bu nerede olduğuna bağlı olarak üç yüz olabilir. Hayat ile ilgili düşüncelerimden biri, önümde sadece iyilik var. ve bunu yıllardır söylüyorum. Hayatta ne olduğu benim için gerçekten önemli değil çünkü, iyi olacağını biliyorum. 

 Neler olup bittiği konusunda daha bilinçli olmanıza yardımcı olmak için yapabileceğiniz bir çok şey var. çünkü inanç sistemlerimizin çoğu, gerçekten bilinçsiz veya bilinçaltnda.

 Bizler çocukken içimize işleyen şeyler olduğununun farkında değiliz. Ne olduklarını anlamak için biraz zaman ayırmalıyız. Herzaman gerçekten iyi bir egzersizin büyük bir kağıt alıp üzerine yazmak olduğunu söylerim.

Erkekler hakkında ne düşünüyorum?

Kadınlar hakkında ne düşünüyorum?

Para hakkında ne düşünüyorum?

Aklınıza gelebilecek herhangi bir konu hakkındaki düşünceleriniz yazın.

Kulağa hoş gelip gelmediğini yazın, her hangi bir konuyu istediğiniz herşeyi yazın. Sonra, onlara bakıp kaçının olumlu, ve kaçının olumsuz olduğunu görün.

Eğer bu olumsuz olanları alıp onları olumlu olumlamaya dönüştürürseniz örneğin para sizin için olumlu olmayan veya size para getirmeye alıkoyan şeyleri temizlemeye başlayabilirsiniz. Bunu hayatınızda bir çok konuda yapabilirsiniz. Böylece bu şeyler hakkında neye inandığınızı gerçekten anlamaya başlayabilirsiniz.


Yani düşüncelerinizin ne olduğunu bilmiyorsanız, düşüncelerinizi değiştiremezsiniz.

Düşünmenin bir yasası var. ve biz onu öğrenmeye başlıyoruz. Ve eğer bu muhteşem bilgisayarı önünüze koymuşsanız ve onunla ne yapacağınızı bilmiyorsanız o bilgisayar bir hurda parçası gibidir.

Ama bilgisayarın dilini öğrenirseniz mucizeler olur ve düşüncelerin kanunu budur


Nasıl çalıştığını öğrendiğinizde,düşündüğünüz ve inandığınız şey sizin için gerçekleşecek olan mucizeleriniz olur. Düşünceleriniz hayatınızı yaratır bu kadar basit ve bunu başardığımızda muazam değişiklikler yapabiliriz.




NUMEROLOG

MÜJDE ŞENER


KENDİN OLMA SANATI

KENDİNİ OLMA SANATI: SANA VERİLEN EN GÜZEL HEDİYE Bir sabah uyandığında aynada kendine bakıp "Ben kimim?" diye sordun mu hiç? Y...